HERKESE GÜNAYDIN Saat 06.15 ve çok uykum var!
***
Hilal odasına girdiğinde elini kalbine koydu. “Allah’ım o neydi öyle?” gözlerini yumdu ve haftalar önce gördüğü rüyayı düşündü. Aynen öyle havuzun içindeyken... Birden gözlerini açtı, “Hayır! Hayır olamaz!” odanın içinde ıslak haliyle gidip gelirken aklından bir türlü çıkaramadığı ve şaşırdığı adamın bir tek onu öpmesi değildi, bu öpücükten etkilenmiş olmasıydı. “Lanet olsun! O benim patronum!”
Eline telefonu aldı ve ablasını aramak istedi, sonra vazgeçip geri bıraktı. “Hayır ne diyeceğim yani, patronumla öpüştüm ve bundan deli gibi etkilendim mi diyeceğim?” yatağına baktı, “Uyumak! Evet evet harika bir eylem. Onu yapayım ben, vurup başımı uyuyayım. Zaten ben kafamı yastığa koydum mu uyurum. Süper bir huydur bu!” gülümseyerek üzerindeki ıslak elbiselerden kurtulup, ılık bir duş aldı ve pijamalarını giyerek yatağa girdi.
*
GECE
03:00
“Banyo yapmasaydım iyiydi. Su olunca uykumu kaçırdı tabi!” tavana bakarak konuşuyordu ve lanet olsun ki uyuyamıyordu. “Onlar koyun mu? Ah evet, ne sevimliler. Kaç tane var ki? Hadi sayalım...”
04:00
“ve beş milyon öpücük-öpücük değil koyuncuk!” diye inledi. “Allah’ım, öküzlere mi geçsem, onları mı saysam? Neden uyuyamıyorum?” yüz üstü dönüp, başını yastığa gömdü, “Böyle iyi böyle, evet. Nefessizlikten bayılırım belki.”
05:00
“Ah gün doğumu, gerçekten harika!”
06:00
“Efendim?” dedi titreyen ve uykulu sesi ile.
“Hilal hazır mısın? Uçağa yetişmemiz lazım.”
“Hemen geliyorum Taylan bey,” dedi ve telefonu kapattı. Neyseki dün gece hiç yaşanmamış gibi davranıyordu. Bu iyiydi. Gerçekten bu iyiydi.
06:30
Taylan kıza bakıp sırıttı, “Ee havuza girmedim demezsin artık. Gerçi serinlemekten çok yandık ama-”
Hilal hızla adama döndü, erken konuşmuştu erken, yani düşünmüştü. Taylan denen bu adamda o nezaket ne arardı. Elbette sürekli yüzüne vuracaktı!
“Taylan bey dün gece hiç yaşanmamış gibi davransak mı?”
Taylan gülerek başını sağa sola salladı, “Asla! Üstelik tek bir öpücük yüzünden uykusuz kalmışsam asla unutmam. Hem kameralarda da harika çıkmışız, film karesi gibi,” dedi telefonundan galeriyi açıp, videoyu oynatırken.
Hilal daha ne kadar şaşırabilirdi acaba? “Bu... Bunu nereden-?” sorunun devamını getirememişti. Dehşetle videoyu izliyordu.
“Güvenlik kameralarından yürüttüm. Adamla sıkı bir pazarlık yaptık, aldım. Çok güzel değil mi?” dedi kendi de bakıp kıza gülümserken, “Bir daha açayım mı?”
“İstemez!” diye çemkirdi. “Adama bak, sınır yok!”
“Aynen bebeğim. Bu ilk öpüşmemiz sonuçta, önemli bir andı.”
Kız adamın eline verdiği kozla gülümsedi ve ona dönüp gözlerini kırpıştırdı, “Yaa harika bir andı. İleride çocuklarımıza izletiriz. Ne romantik ama değil mi?”
Taylan bu sefer tuzağa düşen değil, düşüren taraf olacaktı. Artık çözmüştü onu. Eğilip kızın kulağına kışkırtan bir ses tonu ile “Ah bebeğim,” dedi inler gibi, “Birincisi çocuk yapmak için sevişmemiz gerekiyor ve ikincisi ayrıca en önemlisi ben hep korunurum. Korunmak önemli.” Hilal renkten renge girerken Taylan kahkaha atıyordu, “Nerede kalmıştık güzelim. Skor kaç kaçtı?”
“Kes sesini tamam.” Hilal gerçekten çok ama çok öfkelenmişti. Ne yapmaya çalıştığını anlamıyordu, anlamak da istemiyordu.
Geçen bir hafta içinde de aynı döngü devam etmişti ve her seferinde Taylan Hilal’i alt ediyordu. Yenilmelere doyamamıştı ve bu adam gitgide yüreğinde de galip gelmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLIMDASIN * BELA SERİSİ I - FİNAL
RomanceSorunlu bir ailede büyüyen, aşka, kadınlara dahası bir kalpte oluşacak herhangi bir duyguya zerre inanmayan Serhan, başarılı olduğu kadar sert, öfkeli ve taviz vermeyen bir iş adamıydı. Gecelere dair her olayda adını duyuran, çapkın, ukala ve oldukç...