Bölüm 29

202 22 4
                                    

~Sessizlike Dans~ 29.bölüm

"Ona bunları nasıl söylersin?!" diye bağardı Joceline, Amulet'e balo salonun ortasında. Büyücü Alexis ve Amulet'in gergin konuşmasına tanık olup bölmüştü. Alexis hemen oradan gitmişti. Joceline'de oldukça sinirliydi. Ağzından her an incitici kelime çıkacak diye çok korkuyordu.

"Alexis ve Mige." dedi Amulet. "Birbirlerini seviyorlarmış." Kaşları çatıktı.

Joceline konuşmadan önce kolunu yana doğru savurunca yanlarından geçen gri takım elbiseli bir adama çarptı. Joce umursamadan söyleyeceği şeyi söyledi yine de.
"Kızılması gereken büyücü Alexis değil, kızılması gereken kişi Mige! Büyücüye öyle şeyler söylememeliydin." Öyle donuk bir sesle konuşuyordu ki, bu Amulet'i bile dondurmaya yetiyordu. Hatta son söylediğiyle donmuş Amulet'i parçalara ayırmış oldu. "Düzenimi bozuyorsun Amulet!"

Sesi o kadar yüksekti ki, orkestranın müziğini bile bastırıyordu neredeyse. Masalarda dikilen konuklar başlarını çevirip onları izlemeye başlamıştı. Sonuçta Kral eşiyle tartışıyordu.

"Haklısın." dedi Amulet soğuk kanlı olmaya çalışan yüz ifadesiyle. Ama gözleri aynı şeyi söylemiyordu. Hale hale parlıyorlardı tavandaki devasa avizenin yanan mumları sayesinde.
"Sana... Sana ayak uyduramıyorum. Lanet bir taşralıyım. Aptalın tekiyim. Senin kadar zeki değilim."

Ve daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladı. Tartışmayı fark eden insanlar sessizce onları izliyordu. Joceline yapmıştı yine. Kırıcı bir söz söylemişti. Yani bu Amulet'e göre öyleydi. Joce'a göre öyle gelmiyordu. Düzenimi bozuyorsun kelimesinin neresi kırıcıydı? Amulet hamile olduğu için bu kadar alıngandı ama Amy'nin hafife alacağını da sanmıyordu çünkü Amulet sızılı şekilde ağlarken boynundaki bir kolyeyi çıkarıp Jocelin'in avucuna koydu.

Amulet melek kolyesini geçen gün bulmuştu. Bunu bulduğu için çok sevinmişti ama şimdi yeniden veda ediyordu. Kolyeyi Joceline'nin elinde bırakıp oradan hızlıca ayrıldı. Koşarak balo salonundan çıktı.

Joceline bir süre orada öylece kaldı. Çok şaşırmıştı çünkü. Avucunun içindeki altın zincirli kanatlı küçük melek figürüne bakarken kalbi tekledi. Bu ayrılık anlamına mı geliyordu? İnsanların ya da büyücülerin geleneklerini bilmiyordu ama düğünlerde eşlere verilen hediyeler geri iyade edildiğinde ayrılık olduğunu bir kere duymuştu.

Kalbi bir kez daha tekledi. Sırtından aşağı soğuk soğuk bir karıncalanma iniyordu. Ayaklarını hareket ettirmeyi akıl edebildiğinde balo salonundan elinden geldiğince çabuk çıktı. Boyunun üç katı yükseklikteki açık kapılardan geçerek salona girdi. Salonda koltukların orada tek tük insanlar vardı ve ellerindeki içkilerle sesssiz ve romantik sohbetler ediyorlardı. Joceline'i koşarken gördüklerinde arkasından bakakaldılar. Joceline Amulet'in kokusunu takip etti. Yatak odalarına inmişti. Salonu da geçip koridorda hiç duraklamadan koştu, merdivenlerden ayakları kayarcasına indi. Basamakları atlıyordu. Elinin içindeki kolyenin zinciri altın bir kırbaç gibi parlayarak etrafa savruluyordu. Merdivenlerin sonundaki koridora neredeyse kayarak döndü. Karanlık zindanların yanından geçerken ayak sesleri yankı yapıyordu. Odanın gösterişli, gümüş zımbalı kapısının önünde nefes nefese durduğunda elini açmak için uzattı ama Amulet ondan önce davranmıştı. Öbür taraftan kapıyı açıp elinde tuttuğu valiziyle çıktı.

"Ciddi olamazsın." dedi Joceline koridorda yürüyen Amy'nin peşine takılarak. "Aptalca bir sorun için her seferinde annene kaçamazsın!"

Amulet taş merdivenlere çabucak ulaşmıştı bile. Valizini yanında sürüyerek acelece çıktı basamakları.
"Birbirimizi özlediğimizde aramız daha iyi oluyor. Bu taktiğin işe yaradığını düşünüyorum."

Sessizlikle Dans - II -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin