3.bölüm

251 44 13
                                    

~Sessizlikle Dans~ 3.bölüm

"Rüyada mıyım ben?" diyordu Joceline dudaklarını Amy'sinin yanağına narince sürterken.

"Hayır meleğim. Bu gerçek." dedi Amulet. Joce geri çekilip yüzüne baktı. Tekrar tekrar inceledi. Sanki doyamıyormuş gibi. Yumuşak bir ten, vanilya kokusu, diri bir beden, kocaman masmavi gözler. Bunlar Amulet'i tamamlayan özelliklerdi. Ama Joceline'e gelince. Olduğundan daha solgun bir ten, solgun böğürtlen kokusu, solgun bakışlar...

Amulet, Joce'un morarmaya başlamış dudaklarına dokundu. O, o kadar zayıflamıştı ki, yanakları içine çökmüştü. Burada, şömine ateşiyle sıcacık olmuş salonda tekli koltukta üst üste oturuyorlardı. Yeraltı sarayına geldiklerinden beri Joce, Amy'sini kucağından hiç indirmemişti. Her geçen dakikada bir yüzüne nazik öpücükler kondurup duruyordu.

"Çok fazla zayıflamışsın." dedi Amulet ince parmak uçları vampirin mor dudaklarında gezinirken. Joce, Amy'nin bileğini kavradı. Dokunuşları çok soğuktu. Yani tam anlamıyla bedeni buz gibiydi.

"Bir önemi yok. Sadece iki aydır kan içmiyorum." dedi Joceline hafifçe gülümseyerek. Amy, kucağında kıpırdanıp alnını, alnına dayadı.

"İki ay geçtiğine inanamıyorum."

"O halde," dedi Joceline yutkunarak. "Rüya olan oydu. Kabus gibiydi." Sesi fısıltı halinde çıkıyordu. Gözleri dolmuştu. Sağ gözünden minik bir göz yaşı tanesi yavaşça süzüldü aşağı. Amy alnını geri çekip inleyerek başını yana eğdi ve sevgilisinin göz yaşını sildi.

"Ağlama lütfen. Beni de ağlatacaksın şimdi."

İkisininde kulaklarında şömine ateşinin çıtırtısıyla, Joceline bakışlarını yere indirip kucağında oturan Amulet'in bedenini süzdü. Yeşil kareli elbisenin dantel aplikelerine dokunup dalgınca oynadı. Amulet'in sorması gereken sorular vardı. Hemde çok. İlk sorusunu sordu.

"Beni kim öldürdü?"

"Gloria."

"Nasıl oldu bu? Beni aşağı atan adam onun adamı mıymış?"

Joce derin bir iç çekip bakışlarını kaldırdı. "Evet. Sadece o da değil. Saraydaki hizmetçilerden birini ikisiri değiştirmesi için görevlendirmiş. Hepsini öldürdüm. Seni aşağı atanıda, Gloria'yı da..."

Onlar ölümü hak edenler dedi Amy içinden. Bu yüzden Joce'a kızmamıştı. Yine de üzülmüştü. Kollarını onun boynuna dolayarak sırtını dikleştirdi. "Kardeşin için üzüldüm. Ailenden kimse kalmadı artık."

"Üzülme. Benim umurumda değil çünkü." dedi Joceline soğukkanlı bir sesle.

Amy omuz silkti. "Olsun. Hem sen ne zaman kan içmeyi düşünüyorsun bay aç bakışlı."

"Aç bakışlı? Ben aç gibi mi bakıyorum?"

Amy güldü. "Hem de çok fena. Beni her an ısıracak gibisin."

O böyle söyleyince beyninde şimşek çakmışa döndü Joceline. Şuana kadar gerçekten Amulet'i ısırmak aklına bile gelmemişti ama lanet kalkmışken onu ısırmak artık kendine acı vermezdi. Bu... Bu tatmak istediği en büyük hazlardan biriydi. Az önce aç baktığını sanmıyordu ama şimdi aç baktığına emindi.

"O halde bu isteğimi hemen yerine getirmeliyim zevk parçam. Hatırlattığın için sağol." Eğilip dudaklarını boynuna götürdü. Amy kıkırdayarak omuzunu kaldırıp boynunu saklamaya çalıştı ama o çoktan ulaşmıştı. Elleri bu genç kadının sırtına yayılmış hakimiyet kurmuşken şimdilik sadece ısırmaktan ziyade nazik bir öpücük kondurdu. Gerçekten bu aç haliyle ısırırsa duramayabilirdi. O zaman iş, tad bakmaya değil doymaya giderdi. Ah, çok korkunç. Joceline geri çekilince bu sefer dudaklarına yöneldi. Birbirlerini tutup özlemle öpüştüler bu koca salonun sıcak köşesinde.

Sessizlikle Dans - II -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin