Bölüm 33

247 21 27
                                    

~Sessizlikle Dans~ 33.bölüm

İki şeyi aynı anda hissediyordu Joceline. Biri rüya görüyor oluşu, diğeri bu rüyayı görürken aynı zamanda sert soğuk toprakta yattığı hissini biliyor oluşu. Bu ikinci teori hâlâ yaşadığına kanıttı. Kendinde olmasa da en azından kalbi hâlâ atıyordu. Rüyasına odaklandı çünkü gri ay ışığı altında gri kumların üzerinde bir bankta oturan siyah saçlı kadın onu bekliyordu. Burası denizi olmayan bir sahil gibiydi. Kumlar çıplak ayaklarında oldukça yumuşaktı. Neyseki tamamen çıplak değildi. Siyah deri pantolonu bedeninin en önemli yerlerini kapatmaya yetiyordu. Üstünde de bir şey yoktu. Banka doğru yürüyüp yaklaştığında orada oturan kadın başını çevirip baktı. Beyaz teni ay ışığında gri gibi görünen siyah saçlı kadın hemen gülümsedi ve elini uzatıp Joce'un elini yakaladı.

"Gel, yanıma otur."

Bu Shycia'ydı. Burada biraz tereddüt etti Joceline. Belki de ölmüştü. Bu yüzden bu ölü Shynetah'ın yanındaydı. Kadının yanına oturdu.

"Beni görmene bu kadar sakin tepki vermeni beklemiyordum." dedi Shycia. Dümdüz siyah saçları tıpkı oğlu gibi yüzünün iki yanını perdeliyordu. Hafifçe gülümserken yüzündeki saçları geri itmek için yüzünü şöyle bir salladı hafifçe.

Joceline konuştuğunda boğuk kalın sesi kadife gibi çıkmıştı.
"Çünkü öldüğümü düşünüyorum ve sen de bir zebanisin."

Kadın bu sefer kahkaha attı elini kalbine götürerek.
"Zebani nedir bilmiyorum ama sen ölmedin Joceline."

Kadın gerçek gibi konuşuyordu. Joce bu sefer kaşlarını hafifçe çatı.
"Peki sen öldün mü?"

"Ruhum iki dünya arasındayken bedenimden çıktığı için arafta kaldı. Yani gitmem gereken yere gidemedim. Bedenim öldürüldüğüm gezegene geri getirildiğinde gitmem gereken yere gidebileceğim."

Joceline o gece ormanda kadını geçide ittiği anı hatırladı ve bunu yaptığına pişman oldu. Ama bilmiyordu ki!

"Seninle bağlantı kurdum sonunda." dedi Shycia elini Joceline'nin elinin üzerine koyarak. "Güzel meleğim yine sana kavuştum."

Joce elini çekti.
"Lanet olası bir rüya. Şu büyücüler gibi gerçeklikten mi geliyorsun?"

Shycia iyice gülümsedi arkasına yaslanırken.
"Elbette. Kendi gezegenimle de bağlantı kurabiliyorum. Oğlumun rüyasına bir çok kez girdim. Dünyaya geri dönmek için plân kuruyormuş. Kaçırılan çocuklardan insan olanın bünyesi zayıf düşmüş. Orada nefessizlikten hemen ölmüş ama vampir olan çocuk hâlâ yaşıyormuş. Ondan üreyecekler ve gezegene daha fazla vampir alacaklar. Planları bu yönde aşkım."
Kadın yine Joceline'e sokularak elini adamın yanağına koydu.

Joceline oturduğu bankta yana doğru kayarken aynı zamanda sırtını geriye çekiyordu.
"Bu söylediklerin çok saçma. Gerçek olamaz. Bu sadece bir rüya!"

Shycia dizlerini bankın üzerine koyup her zaman ki siyah elbiseli bedeniyle Joceline'nin üzerine atıldı. Joceline geri kaymaktan bankın kenarından aşağı, yumuşak gri kumlara düştü ve Shycia bacaklarının arasına giriverdi. Kadının yüzünde yılanımsı bir gülümseme vardı. Uzun düz saçları simsiyah şekilde Jocelin'in omuzlarına doğru akarken herşey bir anda karanlıklaştı. Joceline kadını üzerinden atmak için ellerini önünde kaldırırken bir anda tüm hislerini yitirdi ve gözleri görmeye başladığında bir ormanın içinde yerde yatıyordu. Kimse yoktu. Ayağa kalkıp etrafına bakındı. Güneşli bir yaz ormanıydı. Orak böcekleri capcanlı yeşil çalılarda ötüyor, hafif rüzgar ağaçların yaprak dolu dallarını sallandırıyordu.

Kalın gövdeli bir ağacın arkasından Muu çıktı.
"İyi misin?"

Joceline olanları idrak etmeye çalışıyordu. Rüya ile rüyadaki gerçekliği ayırt edemiyordu. Sormadan edemedi.
"Bu gerçek mi?"

Sessizlikle Dans - II -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin