Bölüm 19

163 28 2
                                    

~Sessizlikle Dans~ 19.bölüm

Güneşli odanın kapıları açıldı. Kral Joceline büyük bir ihtişamla içeri girdi. Üzerinde her zamanki gümüş renk desenli siyah ceketi vardı. Kahverengi saçlarının uçları dalga dalga omuzlarına dokunuyordu. Yeşil gözlerini tutsağının üzerinde şöyle bir gezdirdi.

Adam kaç gündür burada gündüzleri yanıyordu. Şuan güneş henüz doğmuştu. Sıcak ışıklar bu tuzluk gibi yuvarlak odanın her köşesini aydınlatamıyordu. Sadece odanın batı duvarı açık kahve tonunda tuğlaları güneş ışığıyla parlıyordu.

Joceline, bu fazlasıyla kızarmış tenli, bileklerinden zincirli yerde yatan adamı süzünce adamlarına onu çözmesini söyledi. Tutsak baygındı. Kızgın derisi soyulmuş ve yapış yapıştı. Zincirler çözülürken kendine geldi. Sarı kirpiklerle çevrili mavi gözlerini araladığında karşısında Kral'ı görünce heyecana kapıldı. Yanmış iki parça etten oluşan dudaklarını oynatarak konuşmaya çalıştı.

"K-kral-ım..."

"Cezan bitti. Seni serbest bırakıyorum." dedi Joceline.

Adamın duyduğu bu cümle hayatında ancak bu kadar sevinderebilirdi kendini. Zincirler çözülüp o boğucu ağırlıklarıyla bileklerini terk ederlerken, adam Kral'ın ayaklarına kapanıp minnettar dileklerini iletmek için büyük çaba harcadı. Dizlerinin üzerine gelerek Joceline'nin paçasına tutunup teşekkür etti. Yanmış derisi acıdığından yüzünü buruşturmuştu. Bir de üstüne sevinç göz yaşları döküyordu.

"Yüce Kralım. Yüce Kralım! Çok minnettar oldum. Beni bağışladınız! Çok teşekkür ederim Kralım."

Joceline adamın pis ellerinden pantolonunu kurtarmak için kibirle bacağını çekti. Sonra adamlarına onu buradan -saraydan- çıkarmaları için emir verdi. Muhafızlar, yürümeye hali olmayan adamı kollarından tutarak ayakları yerde sürünürken götürdüler. Joceline peşlerinden gitmedi. Güneşli odanın ortasında dikiliyordu. Adamın mutluluk nidaları koridorda yankılandı. Joce adamı en başından serbest bırakmayı düşünüyordu zaten. Bu ceza ve korku ona yeterdi. Öldürmek fazlaydı.

Güneş yükselirken doğudan, odaya gelen ışık da çoğalıyordu. Bir fikir çeldi Joceline'nin aklını. Ruhuma batan bu dikenlerden kurtulmalıyım diye düşündü. Kalbinin acıdığını hissetti. Keskin bir acı. Aslında böyle bir acı gerçekte yoktu. Joceline vicdan azabı çekiyordu. Hemen burada. Şu soğuk taş zemine oturarak ağlamak istiyordu. İyi olmanın ne kadar kötü olduğunu düşünmek kendisini daha da beter etmişti. Hem kendisine zarar vermiş, hemde canından bir parçasını incitmişti.
Joce, dudakları bükülürken sürmeli gözlerini kırpıştırdı. Etrafına bakındı. Kimse kalmamıştı. Güneşli odanın açık çelik kapısına kadar yürüdü. Kapının dışında asılı olan kilidi alıp kapıyı kapattı ve kilidi bulunduğu tarafa takarak kendini güneşli odaya hapsetmiş oldu. Tıpkı rüyasındaki gibi. Yavaş ve acılı olacaktı. Arkasını dönüp birazdan savaşacağı sıcağa baktı. Odanın karşı duvarında huzmelerle yere uzanıyordu sıcak güneş ışığı. Joceline oraya yürürken üzerinden ceketini çıkardı. İnce parmakları itinayla çözdü gömleğinin düğmelerini. Üst kıyafetlerini yerde bırakarak güneş ışığının altına girdi. Sabah güneşi taze enerjisiyle Joceline'nin beyaz tenine dokundu. Vücuduna minik toz zerrecikleri gibi yapışarak titreştiler. Joce güneşle aydınlanan duvar dibine kadar gidip yere oturdu. Sırtını soğuk duvara yaslarken yüzünü ellerinin arasına aldı. Kesinlikle berbat bir vampirdi. Neden böyle yapıyordu bilmiyordu ama bazen böyle çıldırıyordu işte. Kendine hakim olamıyordu. Vampir olduğu için mi böyleydi?

Vampirliğe bir kez daha lanet etti.

Ellerini indirip yüzünü kaldırdı, güneşe sundu gururla. Teni bembeyaz parlarken, etrafı koyu renk halkalarla çevrelenmiş gözlerini kapatarak sıcaklığı yüzünde hissetti. Dudakları beyaz tenine zıtlıkla canlı bir kırmızı renge bürünmüştü. Göz kapaklarını hafifçe açtı. Uzun kirpiklerin arasından görünen irisleri yeşil bir elmas denizi gibi ışıldadı. Gözlerini kıstı. Güneşe çok fazla bakamıyordu. Yüzünü buruşturdu. Başını yana çevirerek güneşe bakmayı pes etti. Kavurucu şekilde sapsarı bir top gibi sanrı şeklinde tavanda parlıyordu.

Sessizlikle Dans - II -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin