Bölüm 30

180 21 2
                                    

~Sessizlikle Dans~ 30.bölüm

Alexis tıpkı Mige gibi çıplaktı ve bu bakımsız eski han odasının çürük tahtalı yatağına uzanmış, Mige'de onun üzerine eğilmiş, bu şekilde sevişiyorlardı. Pek yavaş ve masum bir sevişmenin geçtiği söylenemezdi. Mige elini neredeyse bileğine kadar kızın içine sokmuştu ve onu bu şekilde kıvrandırıyordu. Dudaklarını ısırıp inleyen Alexis defalarca doruklara çıkmıştı. Yatak başlığına tutunarak biraz yukarı çıktı ve kalçasını yukarı kaldırdı. Mige ile dudakları tekrar buluştu. Nefes nefese onunla öpüştü. Bir kez daha doruğa çıkarken neredeyse haykıracaktı. İnleyerek öpüşmeyi kesti ve elleriyle tuttuğu yatak başlığını sıkıştırdı. Mige elini içinde kıvrandırıyordu ve bu da onu bitirmeye yeterli oluyordu.

"Ah... Ah, Tanrım... Mige! Gir artık!"

Mige dudaklarındaki munzır bir gülümsemeyle sonunda hareket ederek Alexis'in üstüne çıktı ve içine girdi. Alexis hemen bacaklarını beline doladı. Kollarıyla vampirin sırtını sarıp kendine bastırdı. Mige erkeksi gücüyle tüm kaslarıyla hareket edip mükemmel bir şekilde Alexis'i tatmin etti. Kendisi zaten ateşler içinde zevkten ölüyordu. Tatlı Alexis'ine kavuşmuştu. Artık sonsuza kadar birlikte olacaklardı ve bu düşünceyle onunla sevişmek muhteşem bir şeydi.

Mige'nin gidiş gelişlerine uyumlu hareket eden Alexis senkronik şekilde inlemeye başladığında Mige bundan daha fazla keyif almıştı. Alexis'in bu tondaki sesi bile kendisini zevke getirmeye yeterli oluyordu. Onun kısa koyu kahve saçlarını okşayıp göğüslerini avuçladı. Dolgun dudaklarına kısa öpücükler kondurup yüzüne soludu. Mige'nin ritmik hareketleri sırasında kıvranan Alexis şimdi bir şeye hazırlanır gibiydi. Nefesleri daha da hızlandı. Göğsü körük gibi şişiyordu. Mige biraz hızlandı. Boynundaki gümüş zincirli kolyeleri şıngırdarken sonuna kadar kökledi ve başını öne eğip gözlerini kapattığında sessizce inleyerek içine boşaldı. İkisi de aynı anda doruğa çıkmıştı. Rahatladıklarında nefes nefese birbirlerinin yüzlerine baktılar. Mige yatağın boş tarafına geçip yattığında Alexis'de hemen üzerine uzandı. Çıplak tenlerinin birbirlerine bu denli değiyor oluşu ikisi içinde son derece huzur verici bir şeydi.

"Harikaydın." dedi Mige mest olmuş şekilde konuşarak. Tabiki de kafasında önceki hallettiği kadınları tartarak söylemişti. Onlar ve Alexis arasında milyonlarca fark vardı ve şimdi onlar da o milyonlarca fark kadar uzakta kalmışlardı.

"Sen de muhteşemdin." dedi Alexis bir eliyle sevgilisinin yanağını okşayarak. Üzerinde durduğu için kendi saçları aşağı sarkıyor, Mige'nin yüzünün iki yanını perde gibi kapatıyordu. Saçlarını kulaklarının arkasına takıp Mige'ye daha rahat yanaştı ve başını eğip o aşinası olduğu dudakları öptü. Yaladı. Tadına baktı. Mige çok tatlıydı.

Uzun bir öpüşmenin daha sonuna geldiklerinde tekrar konuştular.
"Büyücü nikahı yapmadın." dedi Mige, Alexis'in kolunu okşayarak. "Tanrı..."

Alexis Mige'ye ufaktan ufaktan sürtünürken gülümsedi.
"Tanrı'yı bu kadar önemseseydim kara büyücü olmazdım, sevgilim. Yine de büyücü nikahını düşünüyorum. Seni bana bağlamak hissi bile beni heyecanlandırmaya yetiyor."

Mige bunun karşılığında sıcacık gülümsedi. Bulundukları küçük han odası eski soyulmuş duvar kağıtlarından oluşan, komodinlerde cılızca yanan şamdanlarıyla ve gıcırdayan iki kişilik tahta yatağıyla idare edilebilir bir hali vardı. Burası Himluna kasabasının meydandaki handı. Pek işlediği söylenemezdi. O yüzden buranın sahibi odaları kiraya verirken bir gece için oldukça yüksek fiyat alıyordu. Mige -şu yerde buruşuk şekilde çıkarılmış sarı simli kaftanı hariç- yanına hiçbir şey almadığı için, hepsini Alexis ödemişti. Şimdilik bir sorun yoktu.

Sessizlikle Dans - II -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin