Bölüm 28

199 24 4
                                    

~Sessizlikle Dans~ 28.bölüm

Sarı parşömende yazan yazı uzaktan bakıldığında karmaşık görünse de, okunmaya kalkıldığında gayet rahat okunuyordu. Bu dün gece Alexis'e, terzi Harry'den gelen mektuptu. Alexis mektubu ilk okuduğunda olanlara inanamamış, sabahtan beri fırsatı oldukça tekrar tekrar okumuştu. Şuan kaçıncı okuyuşuydu bilmiyordu ama gözlerini, şu çok değerli büyü kitabını çaldığı kara büyücünün öldüğünü yazan satırlarda gezdirirken her seferinde dudakları memnunlukla kıvrılıyor, kendini gülümsemekten alamıyordu. Artık o kara büyücüden kaçmasına gerek kalmamıştı. Bu sarayda saklanmasına da gerek kalmamıştı. İçinde gençlik iksiri yazan tek kara büyü kitabı rahatlıkla eline kalmıştı ve artık bu kitabın peşinde olan kişi de ölmüştü.

Dahremur.

Dünya üzerindeki en kötü kara büyücü diye anılırdı bu Dahremur. Şimdi ölüm haberiyle dünyayı sarsacağı belliydi. Büyücüler kendilerini insanlardan sakladıkları için insanlar Dahremur'u sadece seri katil olarak biliyorlardı. Öldüğüne herkes sevinecekti.

Harry mektupta, adamın kendi üzerine yanlışlıkla ölümcül lanet sektirerek öldüğünü yazmıştı. Çok olası bir ölümdü. Kara büyülerle uğraşan bir çok kara büyücü bu şekilde ölmüştü.

Alexis keyfi yeterince yerinde şekilde düğün için ayırdığı elbisesini giymeye koyuldu. Harry'nin diktiği elbiselerden biriydi. Durun bir dakika, Alexis'in bütün elbiselerini Harry dikiyordu.

Alexis, tıpkı bir Drakula'nınkini andıran yakaları kalkık, bordo rengi ve çapraz siyah ön bağcıklarından oluşan korse kısmıyla belini sıkıca kavrayan, etekleri bol ve ölü çiçek yaprakları gibi ayak ucuna kadar aşağı sarkan, uzun dar kollu, kumaş kıyıları altın rengi iplerle işlenmiş dikiş çizgileriyle eşsiz bir kraliyet havasında olan bu elbiseyi giydi. Ayna karşısına geçip kendine baktı. Elbisenin hem sivri uçlu kalkık yakaları vardı, hemde dekoltesini müthiş seksiliğiyle ortaya çıkaran güzel yaka kesimi vardı. Elbisenin koyu tonu tenini oldukça açık renk gösteriyordu ve yuvarlak göğüslerini çok tatlı göstermişti. Beli sıkı ve dümdüzdü. Etekleri ise hareket ettikçe salınıyordu. Kumaş kadifeydi ve çok yumuşaktı. Bacaklarına siyah jartiyerini geçiren Alexis son olarak kısa saçlarını dağınık bir topuz yaparak topladı ve gözlerinin çevresine simsiyah kalem çekti. Çikolata rengi rujunu sürüp, dekoltesinde eşsiz güzellikte parlayacak olan gümüş pentagram kolyesini de takmayı unutmadı. Ayna karşısında elbisesine son dokunuşlarını yapıyordu şimdi. Elbisenin uzun kol kıyıları üçgen gibi sivri şekilde ellerini yarıya kadar kapatıyor, eldivenli gibi duruyordu. Kolları ince ve elbise kumaşı dar olduğundan daha uzun görünüyordu. Kalkık yakalarda boynunu uzun göstermişti. Ayna yansımasında kendine yan bir bakış attı. İtiraf etmeliydi ki, tam bir kraliçe cadı gibi olmuştu. Genç ve güzeldi. Çantasından çıkarıp konsolun üzerine yerleştirdiği amber kokulu parfümünü alıp boynuna sürdü. Ellerini boynuna götürürken, topuzundan salaşca sarkan koyu renk saç tutamları ellerinin üzerini gıdıkladı.

Ayaklı aynanın yanında duran, sivri uçlu, yanları gümüş tokalı, bilekleri kemerli ve topuklu cadı ayakkabılarını giyerek odasından çıktı. Odası yeraltı sarayın sol kanadındaydı. Daha önceden burada kalmış kara büyücülerin kaldığı odalardan biriydi bu fazla küçük olmayan güzel, camsız karanlık odası. Tek sorun Mige'nin odasının sağ kanatta ve alttan ikinci katta olmasıydı. Üstelik koridorun en sonuydu. Düğün gününe kadar geceleri ne zaman Mige'nin odasına gitse kapısını kilitli buluyordu. Gündüz boyunca da Mige'yi yanlız yakalayamamıştı. O yüzden bir türlü konuşma fırsatı bulamıyorlardı. Alexis bu düğüne sırf Mige'yle iletişime geçebilmek için gidiyordu. Bu sefer onunla iletişime mutlaka geçecekti. Evet, geçmeliyim demiyordu. Geçeceğim diyordu. Bundan emindi çünkü.

Sessizlikle Dans - II -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin