Keyifli okumalarrr:)
Kız koşarak geldi ve Onura sarıldı. Onur tepkisiz kalmıştı. Bu kızın kim olduğunu gerçekten merak etmiştim.
"Onur ben Özür dilerim. Beni affedebilecek misin?" Kızın yönelttiği soruyla Onura döndüm. Burada neler oluyordu?
"Ebru ben o defteri tamamen kapattım. Lütfen daha fazla ortamı germeden git." Bu Onuru aldatan kızdı. Bir de yüzsüzce buraya kadar gelmişti. Her ne kadar merak etsemde burada durmanın yanlış olduğunu düşündüğüm için oradan ayrıldım. Moralim bozulmuştu. Ya Onur o kızı affederse diye düşünmeden edemiyordum.
Eve girdiğimde Annem gelmişti. Normalde bu saatlerde asla gelmezdi. Gidip yanağına bir öpücük kondurdum ve yanına oturdum.
"Ne oldu anne sen bu saatlerde gelmezdin?" Gülümsedi ve elimi tuttu.
"Alya seninle önemli bir konu hakkında konuşmak için bugün erken çıktım işten." Iyice merak etmiştim. Abim sabah söylemişti ama ben akşam konuşuruz diye düşünmüştüm .
"Dinliyorum annecim." Derin bir nefes aldı.
"Biliyorsun bir kaç güne Üniversite sınavına gireceksin. Biz düşündük ki Üniversiteyi Amerikada oku. Hem orada teyzen de var. Gelecekteki iş hayatin için bu kaçınılmaz bir fırsat olur."
Bu benim en büyük hayallerimden birisiydi. Ünlü bir Avukat olmak istiyordum ve üniversitemi Amerikada okumak iş hayatım için mükemmel olurdu. Ama bir yanda Onur vardı. Bizimkiler vardı. Onlarsız koskaca 5 yıl belkide 6 yıl nasıl geçerdi bilmiyordum.
"Anne bu benim de hayalim biliyorsun ama buradaki yaşantıma çok alıştım aynı zamanda. Bunu biraz düşüneceğim." Annem başıyla beni onayladı. Ona gülümsedim ve odama çıktım. Aklıma Ebru ve Onur gelince koşar adımlarla balkona çıkıp Onurların evine baktim.
Ebru denilen o kız hâlâ oradaydı.
Bir anda ikisini Öpüşürken görmeyi hiç beklemiyordum. Gözlerimden dökülen yaşlara engel olamadım. Hemen odama girdim. Bu çok ağırdı. Nasıl olurda Onur onu affederdi?
Ani bir kararla aşağıya annemin yanına inip kararı kabul ettigimi söyledim. Daha fazla da burada durmak istemediğim için sınava kadar Anneannemlerde kalacaktım.
Sanırım evet ben Onura aşıktım ve onu başka bir kızla hayal bile edemezken az önce gorduklerim beni yıkmıştı. Kabul etsem de etmesem de Onur hâlâ o kıza aşıktı.
Anneannemler de geçirdiğim 1 hafta sonunda sınav günü gelmişti. Evet belki çok çalışmamıştım ama derslerim hep iyiydi.
Sınavım çok iyi geçmişti. Bu 1 haftada Onur hariç bizimkilerin hepsi arayıp sormuşlardı. Hiçbiri Onurdan bahsetmemisti. Bende Zor da olsa bu defteri kapatmaya çalışıyordum.
Tercih dönemleri falan derken Amerikada istediğim Üniversiteyi ve Bölümü kazanmıştım. Artık bir Avukat adayıydım. Bizimkiler de istedikleri yerleri kazanmışlardı. Onurun ne yaptığını bilerek sormamıştım. Hatırlamamakta ısrarciydim. Çalan telefonuma düşüncelerimden ayrıldım. Gizli bir numaraydı. Merak ettiğim için açtım.
"Alo?" Gülme sesi geldi. Gizli numaralardan yaşadığım son olaydan dolayı biraz korkuyordum.
"Canım sana güle güle demek için aradım." Bu Ebruydu. Onurun eski sevgilisi.
"Sana mı düştü?" Yine güldü.
"Sevdiğin adamı tekrar elinden almam moralini bozdu demek ki."
"Ebru kes sesini ne saçmalıyorsun Sen?"
"Buralardan gidecek kadar çok sevdiysen onu demek ki." Daha fazla dayanamayıp telefonu kapattım. Tüm bunlar dogrumuydu şimdi. Onur bu kızı nasıl olurda affederdi aklım bir türlü almıyordu. Neyse ki yarın uçağım vardı ve tüm bunlardan uzaklasiyordum. Kendime yepyeni bir hayat kurmak için.
İçimden Onuru aramak gelsede bunu asla yapmayacaktım. Kumsalı aradım
"Alo Kumsal nasılsın?"
"Iyiyim Alya Sen?
"Bende iyiyim. Yarın biliyorsun uçağım var. Seninle vedalaşmak için buluşalım diyecektim."
"Üzgünüm Alya gelemem müsait değilim." Arkadan gelen sesle bir an durdum. Bu Ebrunun sesiydi.
"Arkadan gelen sesin sahibi düşündüğüm kişi mi Kumsal?"
"Kendine iyi bak." Cevap vermeme fırsat vermeden telefonu kapattı. Önce Onur şimdi de Kumsal. Ikisi de bana ihanet etmişlerdi. Az önce Ebru beni aradığında Kumsal da yanındaydı. Sinirden deli olmak üzereydim. Tüm bunlar neden oluyordu anlamıyordum. Oysa ki bir kaç hafta önce hayatim çok güzeldi.
Kendime hakim olmaya çalışarak annemlerin evine gittim. Değil Onuru görmek onun evini bile görmek istemiyordum.
Eve girdiğimde annemler evdeydi. Yarın erken saatlerde uçağım olduğu için bizimkilerle bu akşam vedalasacaktim. Şaka gibi ama gerçekten gidiyordum.
Sinirimi belli etmeden annemlerle güzel bir akşam yemeği yedik. Annem ve babam çok gururlulardı benim adıma. Onları böyle gururlandırmak beni çok mutlu etmişti. Tüm Her Şeyi unuttuğum bir yemek olmuştu. Annemle sofrayı kaldırdık. O sırada çalan kapıyla mutfaktan çıktım ve kapıyı açtım. Bizimkiler ellerinde bir pastayla gelmişlerdi. O an aklıma yarın doğum günüm olduğu gelmişti. Tüm bunlardan resmen unutmuştum. Gözlerimden süzülen yaşlara engel olamadım. Ardanın elindeki pastayı önce bir dilek tuttum ve üfledim. Teker teker hepsine sarıldım. Birlikte bahçeye geçip oturduk.
"Ee Alya hanım gidince bizi unutma sakın." Çağatayin şakayla söylediği şey bile beni duygulandirmisti.
"Saçmalama sizi asla unutmam. Zaten üniversite bitince buradayım. Mesleğimi burada yapacağım tabi ki."
Gözlerim Onuru arıyordu. Yarın gidiyordum ve o benimle vedalaşmak bile istemiyordu.
"Bugün Kumsalla konuştum. Arkadan Ebrunun sesi geliyordu. Sanırım barışmışlar." Sessizce beni onayladılar.
Ardayla Kumsalı merak edecek olursanız onlar ayrıldı. Sanırım Onurun dediği gibi Kumsal güvenilecek birisi değildi.
"Alya ne olursa olsun senin yanındayız biz unutma bunu olurmu?" Aytaci diğerleri de onayladı.
Biraz daha oturduktan sonra Onlar kalktılar. Bende tam eve giriyordum ki Yan bahçede Onuru gördüm. Bir anlık göz göze geldik ve ben hızla eve girdim. Bunu kendime yapmayacaktım.
Hiçbirşey dusunmemeye çalışarak yatağıma geçtim ve yattım.
Sabah alarmın sesiyle uyandığımda lise zamanı gelmişti aklıma. Istemsizce gözlerim doldu yine. Üstelik bugün doğum günümdü. Yeni yaşımda bambaşka bir şehirde yepyeni bir hayat. Duşa girip rutin işlerimi hallederken aklımda hep Onurla geçirdiğimiz anılar vardı. Her sabah beni okula götürmesi, sürekli kavga etmemiz. Ilk tanıştığımız an geldi aklıma yine atışmıştık. Yan yana oturuyoruz diye hemde.
Tüm bunlar burnumun direğini sizlatiyordu. Ama Onuru düşünmemem gerekti. Onurun beni düşünmediği gibi.
Abim odama gelip valizimi aşağıya indirdi. Kahvaltı yapıp annemlerle havaalanına gittik. Yine de bir umut Onur gelir diye beklemiştim. Gelmemişti. Annemlere vedalaşıp Uçağın merdivenlerini adımladım. Son kez arkama baktığımda hâlâ Onuru görmeyi bekliyordum ama sonuç degismemisti. Annemlere son kez el salladım ve yeni hayatimin ilk adımını attım.
Uçaktan indiğimde teyzem ve eniştem beni almaya gelmişlerdi. Onları çok özlemiştim. Ikisine de sarıldım ve birlikte buradaki evlerine geçtik.
Aklıma kapattigim telefonum geldiğinde hemen açtım. Annemleri aramam gerekti. Teyzem çoktan aramıştı ama benim de aramam iyi olurdu. Telefonumu açtığımda birsürü bildirim vardı. Aralarından dikkatimi çeken tek bildirim Onurun ki olmuştu. Ondan bir mesaj beklemiyordum.
"Nasılsın başlasam bilmiyorum. Seninle vedalaşmadim çünkü buna hazır değildim. Bunları senin yüzüne söylemek isterdim ama böyle olması gerekmiş. Seni seviyorum Alya. Kendime itiraf etmesi zor oldu ama ben sana aşığım. Doğum günün kutlu olsun güzelim. Yeni hayatin sana çok güzel şeyler getirsin. İyi ki doğdun."
Umarım beğenmişsinizdirrrr bir sonraki bölümde görüşürüz😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Işığı (TAMAMLANDI)
Teen FictionYan evden gelen sesle kapattığım gözlerimi araladım. Kapı kapanma sesi oldukça yüksekti. Merak edip kulaklıklarımı çıkardım ve Oraya doğru ilerledim. Onur bahçede ki koltuklardan birisine oturmuş başını ellerinin arasına almış öylece yeri izliyordu...