Keyifli okumalar:)
"Sen hep böyle meraklı mısın?" Bana yönelttiği soruyla biraz afallamıştım. Kısaca gülümseyip önüme döndüm. Bir süre daha orada oturup eve girdik. Bana ayırdığı odaya girip düşünmemeye çalışıp uykuya daldım.
Sabah uyandığımda denizin sesini duymak hoşuma gitmişti. Yatağımdan kalktım ve elimi yüzümü yıkadım. Salona girdiğimde salon boştu. Onurun nerede olduğunu merak etmiştim. Evde olan bir diğer odada olmalıydı. Kapıyı hafif aralayıp baktığımda uyuduğunu gördüm. Yavaşça kapıyı kapatıp mutfağa geçtim. Güzel bir kahvaltı hazırlayıp onu uyandırabilirdim. Buzdolabından kahvaltılıkları çıkartıp bir tepsiye koydum. Masayı dışarıya kuracaktım.
Herşeyi hazırladığımda geriye Onuru uyandırmak kalmıştı. Odasına girdiğimde hâlâ uyuyordu. Yavaşça yatağının ucuna oturup ona seslendim. İlk seslenmemde uyanmıştı. Açıkçası bunu beklemiyordum.
"Beni mi bekliyordun ne çabuk uyandın?" Gülümser gibi oldu ama hemen kayboldu gülüşü. Soruma cevap vermeden odasında ki lavaboya girdi. Çıktığında bana takıldı gözleri hâlâ odadaydım.
"Kahvaltı hazırlamıştım üzerini değiştikten sonra gel." Cevap vermesini beklemeden odadan çıktım. Beklesem de cevap vermeyecekti zaten. Kahvaltı masasına geçip oturdum. Sinirlenmiştim. Dün ki Onur gitmiş yerine başka birisi gelmişti sanki. Dünki konuşmalarımızı hatırlamıştım. Bir kızdan bahsetmişti. O kızın ben olmasından korkuyordum. Aynı zamanda o kızın başkası olmasından da korkuyordum. Düşüncelerimden beni ayıran Onurun sesi oldu.
"Zahmet etmeseydin keşke." Sanırım ben bu Kibar Onuru çok seviyordum.
"Erken uyanmıştım. Hazırlayayım dedim." İkimizde bir süre sessizce kahvaltımızı ettik.
"Kahvaltıdan sonra seni eve bırakayım istersen."
Onaylar biçimde başımı salladım.
Eve geldiğimiz de çocuklar bizdeydi.
Hepbirlikte biraz sohbet ettik. Kendimi yorgun hissettiğim için uzandığım yerde uyuyakalmıştım.
Gözlerimi hafifçe araladığımda çocuklar konuşuyorlardı. Gözlerim Onuru aradı ama Onur yoktu. Konuşmalarını dinlemek için gözlerimi kapadım.
"Yarın Onur ortalıkta hiç olmaz."
"Aynen bizde hiç rahatsız etmeyelim ortalıkta görünmeyelim."
Ne diyorlardı anlamamıştım. Neden Onur ortalıkta olmayacaktı ki?
Yerimden kalkıp oturdum.
"Ne var ki yarın?"
Hepsi birbirine baktı. En son konuşan Aytaç olmuştu.
"Onurun öz babasının ölüm yıldönümü yarın. Onur çok küçükken kaybetmiş babasını çok düşkünmüş. Her sene o gün asla ortalıkta görmedik Onuru sanırım mezarına gidiyor. "
Duyduğuma şaşırmıştım. Onurun babasının öldüğünü biliyordum ama Onurun bu kadar duygusal olmasına şaşırmıştım.
"Onur nerede peki şu an?"
"Eve geçti duş falan alacakmış." Onur adına üzülmüştüm. Ama yanına da gitmek istemiyordum yarın.
"Şey neden yanına gitmiyorsunuz ki?"
Kumsalın sorusuna Çağatay cevap verdi.
"Yanına gittiğimiz de de ne desek acısının hafiflemeyeceğini biliyoruz. Bir kere gittiğimizde beni yalnız bırakın demişti o gün bugündür hiç gitmiyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Işığı (TAMAMLANDI)
Genç KurguYan evden gelen sesle kapattığım gözlerimi araladım. Kapı kapanma sesi oldukça yüksekti. Merak edip kulaklıklarımı çıkardım ve Oraya doğru ilerledim. Onur bahçede ki koltuklardan birisine oturmuş başını ellerinin arasına almış öylece yeri izliyordu...