Bölüm 19

182 11 0
                                    

Güzel bir şarkı bıraktım. Keyifli okumalarrr:)

Uyandığımda yanımda bana sarılmış uyuyan bir Onur görmeyi beklemiyordum. Kalkmayı düşündüm ama sonra vazgeçtim. Onur için bugün zor  bir gündü. Belli ki dün gece hiç uyumamıştı. Yanımdaki telefonumu alıp saate baktım. Neredeyse akşam olmuştu. Bu saate kadar uyumuştuk. Aklıma tekrar Onurun yanımda olduğu geldiğinde utanmıştım. Yüzümün kıpkırmızı olduğuna emindim. Bir anlık kararla Onurun yüzüne döndüm. Biraz kıpırdanmıştı ama hâlâ uyuyordu. Bir süre onu izledim. Kendimi ona kaptırırım diye o kadar çok korkuyordum ki. Biliyordum çünkü, eğer ona kendimi kaptırırsam sonunda çok üzülecektim. Gözlerimden düşecek olan yaşı engelledim. Balık burcu rezaleti heryerdeydi. 

Onuru rahatsız etmeden kalkacaktım ki beni engelledi. Gözlerini açtı.

"Birşey mi oldu?" Gelmiş yanıma yatmış birde birşey mi oldu diye soruyor.

İç sesimi susturdum.

"Lavaboya gideceğim." Hızlıca kalkıp odadaki lavaboya girdim. Evet tahmin ettiğim gibi kıpkırmızıydım. Elimi yüzümü yıkayıp saçlarımı düzelttim ve çıktım. Onur hâlâ uyuyordu.

"Kış uykusu için prova falan mı yapıyorsun ne uykusu bu?" Kapattığı gözlerini yavaşça açtı.

"Saat kaç?"

"Akşam oldu akşam kalk da yemek yap yiyelim ya acıktım ben Onur." Gözlerini kocaman açıp bana baktı. Bu hâli o kadar komikti ki kahkahayı bastım. O kadar çok gülmüştüm ki Onurun beni izlediğini fark etmemiştim bile.

"Bakma bana öyle." Gülümsedi.

"Nasıl bakmiyim?"

"Öyle bakma işte Onur." İlla gel bana aşık ol diyordu. Odadan çıkıp aşağıya indim. Onur da kısa süre sonra gelmişti.

"Ne yersin ne söyleyeyim Sana?" Yönelttiği soruyla ona döndüm.

"Neden sürekli dışarıdan yiyiyorsun bir kere de sen yapsana elin kolun yok mu senin?" Bu sefer de o güldü.

"Yapabilirim tabi ama bugün pek havamda değilim. Başka bir zaman sözüm olsun." Çocuğun bugün babasının ölüm yıldönümü olduğunu resmen unutmuştum.

"Zehirlenmek istemem." İkimizde güldük.

"Bana söylediğimden söylüyorum sana da." Onaylar biçimde kafamı salladım. Gelip yanıma oturdu.

"Bu kadar süre bu acıyla nasıl başa çıktın?" Yönelttiğim soruyla bana döndü.

"İlk zamanlar sürekli ağlıyordum hayata küsmüştüm resmen. Üstüne birde annemin başka bir adamla evlenmesi beni yıktı biraz. Ama sonra alıştım. Yani alışıyorsun. Acı hâlâ ilk gün ki gibi ama buna alıştım. Öyle yani." 

"Çok güçlüsün." Güldü.

"Herkes öyle diyor."

Biraz daha orada oturduk. Yemeklerimizi yiyiyorduk ki kapı çaldı. Onur gidip kapıyı açtığında gelen bizimkilerdi.

"Ooo bizsiz yemekler de gömülmüş. Siz başbaşa ne yapıyorsunuz bakim burda." Çağatay kalan yemeklere gömülmüştü.

"Burada olduğumuzu nereden duydunuz?" Onur sormuştu.

"Öyle vallahi tahmin ettik."

Bir süre oturup sohbet ettik. Onur her ne kadar gülmese de konuşuyordu bizimle. Moralinin yerinde olmasına sevinmiştim çünkü. Bir ara Onurla göz göze geldik. Bana göz kırptı. Sanki bilerek yapıyor da kendine aşık etmeye çalışıyor hayin çocuk.

Karanlığın Işığı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin