4

14.3K 1.1K 452
                                    

singularity: İyi misin?
singularity: Başın ağrıyor mu?
singularity: Buz koydun mu?
singularity: Revire gitmeliydin.

jennie: Siktir git.

singularity: Ne dedim şimdi ya?

jennie: Oradaydın değil mi? Atış yapanların içinde. Madem iyi olmamı istiyorsun neden yardım etmedin bana? Neden dalga geçerlerken ağzını açıp bir şey demedin? Neden kendini göstermiyorsun? Benimle konuşmaktan utanıyor musun?

singularity: Hayır hayır. Sadece sana direkt yazsaydım seninle oynadığımı düşünürdün. Şimdi bile dalga geçtiğimi düşünüyorsun. Kendi hesabımdan yazsam bilmiyorum ne yaparsın.

jennie: Egoya bak ya.
jennie: Yazma bana. Hiçbir şekilde yazma.

singularity: Jennie... Herkes kötü değildir.

jennie: Tüm insanlar kötüdür.

singularity: Sen de mi?

jennie: Evet.

singularity: Mesela? Bu zamana kadar ne kötülüğün dokundu bir insana?

jennie: Geçen sene matematik sınav kağıdını benimle değiştirmek isteyen kızı yakalanma korkusundan dolayı reddettim.

singularity: ...
singularity: Pekâlâ. Yeterince kötülüğün dokunmuş o kıza.

jennie: Evet. Kız yüksek alabilirdi ancak korktuğum için sınavı geçemedi bile.

singularity: Çalışsaymış o zaman. Her neyse, ne dersem diyeyim fikrin değişmeyecek.
singularity: Hiç tahminin var mı? Kim olabileceğim hakkında.

jennie: Hayır. 12 kişi vardı sahada. Nasıl tahmin edeyim?

singularity: 7 tanesi yedek oyunculardı. Asıl kadro beş kişiden oluşuyor. O beş kişiyi bilmiyor musun?

jennie: Pek bilgim olduğu söylenemez.

singularity: Peki...

jennie: Şimdi iznin olursa ders çalışacağım. Hiçbir şeye yeteneğim yok, bari sınavlarım yüksek gelsin.

singularity: Herkesin bir yeteneği vardır. Kendini keşfetmelisin.

jennie: Benim yeteneğim yok!

singularity: İyi. Tamam. Bir şey demedim kedi surat. Sana iyi çalışmalar.

Görüldü...

you shouldn't eat, taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin