18

14.2K 1.1K 1.7K
                                    

Jennie etiketinde birinci olmuşuz, hepinize teşekkürler.

Nicole Dollanganger - Please Eat

Oturduğum koca ağacın altındaki bankta sıkıntıdan botlarımı yere sürtüyordum. Hava soğuktu ve anlaştığımız saati beş dakika geçmesine rağmen hâlâ kimse gelmemişti. Jisoo yolda olduğunu, Lisa ve Rose de yaklaştıklarını söylemişlerdi fakat hâlâ kimseden eser yoktu.

Kulağımı dolduran şarkıdan sıkılınca değiştirmek adına hamlede bulunacaktım ki birden kulağımdan kulaklığım çıkmıştı. Dalgınlığım üzerinde olduğu için ansızın yapılan bu hareket beni ürkütmüştü. Kaşlarımı çatıp arkama döndüm.

Taehyung.

"Kusura bakma da," dedi elinde tuttuğu kulaklığımı bana uzatırken. Şaşkınlığım üzerimdeyken aldım kemikli ellerinden. O ise arkamda durmayı keserek yanıma oturdu ve devam etti. "Yarım saattir seninle konuştuğumu sanıyordum. Oysa kendi kendime konuşuyormuşum."

Sesi sinirli değildi. Herhangi bir duygu da barındırmıyordu. Düzdü.

"Şarkıları son ses dinlerim." diye mırıldandım önüme dönerek.

Gerçekten önce gele gele o mu gelmişti? Jisoo gelebilirdi, Lisa veya Rose gelebilirdi. Ya da Moonbin gelebilirdi. Ancak o gelmişti ve yaşlı, dalları uzamış ağacın altındaki bankta sadece ikimiz oturuyorduk.

Aslında bunu fırsata çevirebilirdim. Bugün zayıflama ilacımın çantamda olmadığını fark ettiğim o an anında koridora çıkıp Taehyung'a bakınmıştım. Fakat onu hiçbir yerde bulamamıştım. Ne teneffüslerde görmüştüm ne de okul çıkışı. Sanki yer yarılmıştı ve o içine girmişti.

Sessizliğe bürünen kişiye bedenimi çevirip kısa boyumdan dolayı ona aşağıdan bakmayı sürdürdüm. Ona attığım bakışları fark edince kısa bir bakış attı bana. Ona bakıp bakmadığımı anlamak için kontrol etmek istemişti sanırım. Kendisine olduğunu anlayınca ise bakışları bende takılı kaldı ve kaşlarını çattı.

"Ne? Ne yaptım? Neden öyle bakıyorsun?"

"Sen aldın değil mi? Ya da soru falan yok. Sen aldın."

Yüzümü yüzüne yaklaştırdım öfkeyle. Bu hareketimden sonra bankta kenara doğru kaymıştı ürkekçe.

"N-Neyi ben aldım?"

"Rol kesme Taehyung. Sen aldın." Biraz daha ona yaklaştım.

"Niye öyle üzerime üzerime geliyorsun ki? Ayrıca neden bahsettiğini bilmiyorum. Ben hiçbir şey almadım."

Sürekli olarak geriye kaydığı için bankın sonuna gelmişti. Gözlerimi kıstım ve tamamen ona yaklaştım. Dibinde durmuştum.

"Bizim sınıfta ne yapıyordun o zaman?"

"Dedim ya arkadaşım var orada diye. Onun çantasından almam gereken bir şey vardı."

"Hangi arkadaşmış o?"

Derin bir nefes alıp gözlerini benden çekti. Rastgele dolaştırıyordu.

"Yalan söylüyorsun işte." dedim öfkem gittikçe artarken.

Bana baktı. "Ben yalan söylemem. Söylüyorsam da o kişinin iyiliği içindir." Bir müddet susup yüzümü inceledi. Gözleri, benim gözlerimle dudaklarımı dokuyordu.

"Adı Hyunjin. Sizin sınıftaki arkadaşımın yani, adı Hyunjin."

Hyunjin. Evet, sınıfımızda öyle birisi vardı. Yani gerçekten o çocuk için mi sınıfa gelmişti? Peki benim ilacım... Kim almış olabilirdi? Aklıma Taehyung hariç Jisoo geliyordu. Ancak o ilacı bile bilmiyordu ki. Bilse zaten konuşmasıyla döverdi beni. Bundan emindim. Ayrıca sürekli birlikteydik. O alamazdı.

you shouldn't eat, taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin