Medyadaki şarkı bana bu kitaptaki Taehyung karakterini hatırlatıyor.
Özellikle nakarat kısmı...
Ve, bu bölüme hayalet okuyucular da oy verebilir mi?
Taehyung'un ağzından...
Son sınav haftasını da geride bırakmıştık. Oldukça dolu bir haftamız geçmişti. Üniversite sınavından önce mezuniyet balosu yapma kararı alınmıştı ve biz son sınıf öğrencileri olarak yeri, mekanı ve saati belirlemiştik.
Gözlerimi karşımda durup masumca etrafını izleyen Jennie'den alamadım. O kadar güzel görünüyordu ki sadece ona bakmak istiyordum. Saf bir tebessümle kaplandı yüzüm. Onu ilk gördüğüm zaman gözlerimin önünden geçiverdi. Okulun ilk günüydü ve o birinci sınıftı. Okula yeni gelmişti. Çekingen tavırlarıyla şu an karşımda olduğu gibi etrafı izliyordu. Okul üniforması vardı üzerinde. Siyah bol ceketini hâlâ hatırlıyordum. Yanımda arkadaşlarım koyu bir muhabbette oldukları hâlde ben o gün, o saniye soyutlanmıştım hayattan. Sadece onu izlemiştim.
Sonra günler haftaları, haftalar ayları kovalamıştı. Ondan hoşlanmaya başlamıştım. Kendimi sürekli onu izlerken buluyordum. Yakınında olmaya çalışıyordum. Oturduğu masanın arkasında oturuyordum, kantinde sıraya girdiği anda dibinde bitiryordum, bahçeye çıkıp hava almak istese yakınında bir yerlerdeki banka oturuyordum. O ise beni hiç fark etmiyordu. Sınıfından pek dışarı çıkmayı tercih etmiyordu. Öğle arası yemeğini yer ve tekrar sınıfına girerdi. O zamanlar pek sorun yoktu. Sonra ne olduysa, okulda o iğrenç ağızların yaptığı laflara maruz kalmaya başladı. Bunu başlatan ise Minjoon oldu. Durduk yere onunla dalga geçti. Fazla kilosu olmadığı hâlde zorbalığa uğramasını sağladı. O başı çekince herkes devam etti buna. Gizli saklı engellemeye çalıştım ancak olmadı. Olaylar çok karıştı.
"Bu kaç?"
"İki mi?"
"Üç geri zekalı." dedi Jungkook ve umursamadan sertçe Moonbin'in kafasına vurdu.
"Bu sarhoş oldu." Namjoon'un konuşmasıyla sonunda gözlerimi Jennie'den aldım ve Moonbin'e diktim. Alkolden en fazla etkilenen o olmasına rağmen gizli saklı soktukları içkilerin çoğunu içmişti.
"Oğlum siz bunları nasıl soktunuz ki zaten? Öğretmenlerden gören olmadı mı?" diye sordum kaşlarımı çatıp Jungkook ve Moonbin'le göz teması kurarak.
"Koç gördü." dedi Jungkook fısıldarcasına. "Ama laf etmedi. Hatta kendisi de bir kadeh aldı."
Normalde sporcu olduğumuzdan koç sigara ve alkol tüketmemize karşıydı. Bir keresinde Minjoon'u sigara içerken yakalamıştı ve takımdan atmakla tehdit etmişti. Minjoon ise bunu duymasıyla sigarayı bir daha ağzına sürmemişti. O da benim gibi basketbola canını verebilirdi. Ancak şu an yaptıklarından takımda değildi. Koçun siniri elbet geçerdi fakat zamana ihtiyaç vardı. Minjoon iyi bir oyuncuydu, kaptan olmayı hak ediyordu. Bunu inkar edemezdim. Ama karakter her şeyden önce gelmeliydi ve o cezasını çekmeliydi.
"Niye herkes bize böyle bakıyor?" Jennie rahatsız olduğunu belli edercesine sormuştu sorusunu. Sürdüğü koyu kırmızı ruju dolgun dudaklarına tamamen yedirmişken sertçe birbirine bastırdı. Uzun kirpikleri eşliğinde hâlâ onları inceleyen insanlara bakıyordu. Koyu bordo, vücudunu saran mini bir elbise giymişti. İnce beline kadar uzadığı saçlarını düzleştirmişti. O kusursuzdu. Benim için tamamen kusursuzdu.
"Çünkü çok güzelsiniz ve son sınıf olmadığınız halde baloya geldiniz. Kısaca kızların şu an kudurduğuna eminim." Jungkook hafifçe gülüp yanındaki Lisa'nın beline elini attı ve kendine çekip saçlarına öpücük kondurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you shouldn't eat, taennie
Fanficsingularity: Siktir et onları. singularity: Sen çok güzelsin. hayrankurgu #1