you shouldn't eat, taennie

6

singularity: Bugün yemekhanede yoktun. Neden?

jennie: Aç değildim.

singularity: Yalan söyleme.
singularity: Aç olduğun gözlerinden okunuyor. Hemen kantine gidip bir tost söyle ve otur ye.

jennie: Yemeyeceğim.

singularity: YA sen aptal mısın? Nasıl ayakkabı numarasından daha düşük IQ'ya sahip olan iki piçin dediğine bakıp yemek yemezsin?

jennie: İki mi?
jennie: İKİ Mİ?
jennie: Tüm okul aynısını yapıyor.

singularity: O tüm okulun,
Yazıyor...
Görüldü...
singularity: Sakin olmalıyım...
singularity: Şimdi neredesin?

jennie: Tuvalette.

singularity: Tüm öğle arası kendini oraya kilitledin değil mi?

jennie: Ya ne yapsaydım? Yemek yiyip daha mı çok kilo alsaydım? Telefonunun arkasından konuşmak kolay. Kendini benim yerime koysana. Koy bir kere.

Görüldü...

jennie: Koyamazsın. Koyamazsın çünkü basketbol takımındasın. Tüm kızların sana eriyip bittiğine yemin edebilirim.

singularity: Öyle olsa ne olur? Sevdiğim kız bana inanmıyor. Onunla dalga geçtiğimi düşünüyor. En önemlisi ise kendine zarar veriyor. Benim canım ondan daha çok yanıyor ama haberi yok.

Görüldü...
jennie: Sevdiğim kız mı?

singularity: Evet Jennie. Seni seviyorum.

jennie: Yalan söylüyorsun. Konuşmalarımızın ekran görüntüsünü alıp arkadaşlarına atıyorsun değil mi? Eğlenip gülüyorsunuz. Sizden gerçekten nefret ediyorum.

singularity adlı kullanıcıyı engellediniz.

singularity: Hayır. Ben öyle bir şey yapmam.
singularity: Cidden... Engelledin mi?
singularity: Oysa senden özür dileyecektim.
singularity: O gün korkup kaçtığım için özür dileyecektim... (iletilmedi.)