9.Bölüm

1.5K 123 64
                                    

Hiç bir zaman Taehyung'u göremeyeceğimi fark edince benim sıfad-ı eşgal

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hiç bir zaman Taehyung'u göremeyeceğimi fark edince benim sıfad-ı eşgal

Satır arası yorum yaparsanız çok mutlu olurum =)

Yıldıza basıp başlasak bölüme=)

Keyifli Okumalar ♡

Kim Dünya Yakışıklılık 1.si Taehyung'tan;

Karşımdan oturmuş bir an önce gitsem de kurtulsam bakışlarını etrafta dolaştıran kumral afetime bakarken onun gözleri kısa bir süre bana dönsede bu çok sürmedi. Sadece iki saniye sonra bir saattir tırtıkladığı kahvaltısına geri döndü.

Bir insanın somurtup oturması bile çekici geliyorsa bu manyaklığın veya aşkın kaçıncı evresiydi?

Kendisi her haliyle bana çekici ve cezbedici geliyordu.

Onu ilk gördüğümde kabul ediyorum güzelliği beni etkilemişti sadece ve bunu hormonlarımın tavan olduğu ergenlik dönemimde de her kıza karşı yaşadığım için sıradan bir hoşlantı sanmıştım.

Aşık olabileceğimi hiç düşünmemiştim.

Önceden sadece güzelliği dikkatimi çekerken kalbini ve davranışlarını o buzdağının ardından azıcık bile görmeye başladığımda kalbim daha önce atmadığı kadar değişik atmıştı. Zamanla gözlerim onu her yerde aramaya başladığında ise bu beni korkutmuştu.

Özgüvensiz değildim. Yakışıklı olduğumun, çekici olduğumun farkındaydım. Ama Lina gibi bir kızın dış görünüşüyle asla ilgilenmediğini fark ettiğimde gözüm açıkçası korkmuştu.

İç güzellik benim içinde çok önemliydi ama böyle bir dünyada herkes ilk önce dış güzelliğe bakıyordu ne yazık ki. Ve Lina'nın iyi yanıma bakması için bırak yüzümü, ağzımda kuş tutarak gösteri yapsam benimle ilgilenmeyeceği ihtimali bazı şeylerin kafamda dank etmesine sebep olmuştu.

Soo Rin ile takılmaya başlayan Namjoon Hyung sayesinde Lina hakkında ara sıra bilgi alabiliyordum. Annesi Amerika'da Texas eyaletinde yaşayan bir iş kadınıymış ve dedesinin şirketi varmış. Babası hakkında pek bilgim yoktu çünkü Soo Rin babasını sorduğumuzda yüzünü buruşturup gereksiz bir insan demiş ve konuyu kapatmıştı.

Onun hakkında merak ettiğim şeyler her geçen gün artıyordu ve meraktan patlamak üzereydim. Erkeklerden çekindiğini ve hoşlanmadığını da kaba taslak anlatmıştı Soo Rin. Zaten anlatmasa bile bu çok belli oluyordu. Sevgili olma niyeti ile yaklaşmayı geç, arkadaşça konuşmak isteyen her erkeğe buz kesip yüzünü çeviriyordu.

Bizim efsunlu Jimin'imiz hariç tabi.

Aklıma gelen diyalogları ile içimden gözlerimi devirdim. Lina'nın yanımızda sirke satan yüzü, Jimin onunla konuşup melek rolüne bürününce güller açıyordu. Tamam mesafesinden asla ödün vermiyor ve çizgisini koruyordu ama Jimin'e davrandığı gibi yüzde beş daha ılımlı davransa bana, mutluluktan deve keserdim sanırım.

𝐏𝐫𝐢𝐧𝐜𝐞𝐬𝐬 𝐝𝐨𝐞𝐬𝐧'𝐭 𝐜𝐫𝐲✔✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin