13.Bölüm

1.1K 106 72
                                    

Ne giyerse giderdi hoşuma, öyle tatlı belaki başıma=))))

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ne giyerse giderdi hoşuma, öyle tatlı belaki başıma=))))

Satır arası yorum yaparsanız çok mutlu olurum =)

Yıldıza basıp başlasak bölüme=)

Keyifli Okumalar ♡

Sabah alarmımı kurmayı unuttuğum için 9:38'de uyanmak yaptığım en berbat şey olabilirdi.

Kılık kıyafetime bakmayı geç, elimi yüzümü yıkamadan kitaplarımı ve telefonumu çantama attığım gibi üniversiteye, çok para verecek olsam bile çağırdığım Uber ile gitmiştim.

Ayrıca yolda taksici adama o kadar çok, 'Lütfen şu lanet gaza basın, hocam beni kesecek yoksa!' diye baskı yapmıştım ki, bir ara beni yolun ortasında indirecek diye korkmuştum.

Neyse ki böyle bir şey olmamıştı ve ben 10'u beş geçe sınıfa tabiri caizse kendimi fırlatmıştım. Arkamdan saniye farkıyla giren Jang hoca ve sınıftakiler bu halime gülse bile umursamadan sırama geçtim ve çantamdan eksik etmediğim suyumu açarak kana kana içtim.

Nefes nefese kalmıştım.

Ders başladığında herkes normal haline geri dönmüş ve Jang hocaya odaklanmışlardı. Bende öyle.

Bir buçuk saatin sonunda Jang hoca akıllı tahtayı kapatıp cam gözlüklerini kabına koydu ve bize döndü. "Evet çocuklar bugünlük bu kadar. Yarım saat sonra öğretmenlerle ve direktörle toplantı olacağı için dersiniz yok, bu yüzden eve gidebilirsiniz. Ama benden tavsiye, eve gitmek yerine size verdiğim araştırma ödevini yapmak için kütüphaneye gitmeniz sizin için daha iyi olur. Sonra son gün bana gelip," Ellerini önünde birleştirip yalvarır bir hale büründü. "Hocam beni bu dersten bırakmayın lütfen," Normale dönüp devam etti. "demeyin. Anlaşıldı mı?"

Sınıftan homurdanarak onaylama sesleri gelince Jang hoca gülerek kafasını salladı ve bilgisayar çantasını ve defterini alıp elini savsakça havaya salladı. "Çıkabilirsiniz."

Elinde eşyalarıyla hocanın onayını bekleyenler hızlıca çıkarken diğerleri arkadaşları ile normal bir şekilde hazırlanıp gülüşerek çıkıyorlardı.

Bense yarınlar yokmuşçasına yavaş hareket ediyor, çoktan Jang hocanın ödevini yaptığım için eve gidip pijamalarımla The Shannara Chronicles dizime devam etmenin hayalini kuruyordum. Son bölüm çok heyecanlı bitmişti ve dün yeni sezonu yayına koymuştu Netflix.

"Lina, sen kal. Seninle konuşmak istediğim bir şey var." Son kitabımı da deri çantama koyarken Jang hocanın bana seslenmesiyle ona şaşkınca dönüp kafamı salladım.

Benimle ne konuşmak istiyor olabilirdi ki?

Herkes çıktığında son çıkan kişinin kapıyı kapatmasını rica eden hocama hala merakla bakıyordum. İlk kez benimle yalnız konuşmak istiyordu ve ben kopya falan da çekmemiştim yani. Kısaca bu uyarı konuşması olamazdı. Cerrahi bölümde doktor olmak için okumak beden eğitimi öğretmenliği değildi sonuçta. Ameliyathanede 'bir saniye, hep kopya çektiğim kitaba bakıp geliyorum' diyemezdim.

𝐏𝐫𝐢𝐧𝐜𝐞𝐬𝐬 𝐝𝐨𝐞𝐬𝐧'𝐭 𝐜𝐫𝐲✔✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin