9. bölüm

789 49 11
                                    

Yine yüzümü göstermeden odama gitmeye çalıştığım günlerden biriydi. Annem heyecanla seslenmese başarılı olurdum muhtemelen

"Sehun, parti nasıl geçti?"

"iyiydi anne çok yoruldum odama geçiyorum"

"Jongin dönüşte uğrayacağını söylemişti"

"Hah yalancı piç! Odama çıkıyorum anne"

Annemin anlamaması gerekiyordu ne gözlerimdeki yaşı ne de sesimin titremesini asla görmemesi gerekiyordu. Hızlıca odama çıktım. Her zamanki gibi tuvalin önüne geçmiştim. Örtüsünü kaldırdığımda üzerinde çalıştığım resim için fotoğrafa ihtiyacım yoktu.

Eve geldiğimden bu yana bir saat olmuştu. Resmim ile meşgulken yaptığım diğer şey ise Jongin'in penceresinin ışığını takip etmekti. Ve bilin bakalım benim en yakın arkadaşım hâlâ evine gelmemişti. Yine gözlerim akmaya başlamadan kafamdaki düşünceleri değiştirmeye çalışırken kapı çaldı.

"Jongin olamaz. Linda'nın kollarından çıkamaz beyimiz. Hemen onu düşünüyorum. Boş umutlara kapılma konusunda üstüme yok! Babamı çağırmak için gelen hasta yakınlarından biridir mutlaka"

Aşağıdan duyduğum ses ile irkildim.

"Tanrıya inansam istediğim bazı şeylerin gerçek olma ihtimali daha yüksek mi olurdu? Bunun burada ne işi var"

Sehun hızlıca tuvali kapattı. Eline kitabını alıp yatağına yerleşti

Jongin her zaman olduğu gibi tıklatmadan odaya daldı. Bakmadan bile sırıttığının farkındaydım

"burası özel bir oda Kim Jongin! Neden dalıyorsun? Hem seni kim içeriye aldı. Bu gece Linda'nın kollarında sabahlarsın diye düşünüyordum"

yatakta yanıma zıpladı. "Söylediklerimi dinlemiyor bile"

"Senin özelin benim Oh Sehun"

Çekinmeden kahkaha atıyordu. Ardından hiç beklemediğim o cümleleri söyledi

"neden o kızla takılmadın? dünden razı gözüküyordun."

"Sana ne Jongin. Neden merak ediyorsun ki"

"seni evde bulamayacağım diye korktum Sehun"

Gözlerinin en derinine bakıyordum. "Ne yapmaya çalışıyorsun Jongin. Beni kıskanıyormuş gibi davranıyor. Neden beni kıskansın ki! Yine benimle oynuyor"

"neden korktun ki Jongin?"

"bana ait kal Sehun! Lütfen sadece bana ait ol!"

Odada oluşan sessizlik çok garipti. Jongin'in gözlerini okumaya çalışmaktan yorulmuştum.

Jongin her zaman yaptığı gibi lafı usta bir şekilde çevirmişti

"Yine resim mi yaptın ellerinde boya var. Bu seferki resmi bana hiç göstermedin. Bebeğim ne çizmiş görmek istiyorum."

"bana bebeğim deme"

Jongin dibime kadar girdiği yatakta bir de sarılmıştı. "Bazen her hamlesini bilerek yaptığını düşünüyorum"

"Jongin şu ellerini ve bacaklarını üzerimden çek zaten iğrenç bir kadın parfümü kokuyorsun"

Boynuma iyice gömülmüştü

"o zaman sen kokmamı sağla"

"ne diyorsun Jongin? Benimle oynama artık"

Jongin bir anda yataktan fırladı.

"Tamam kadın kokusu gidecek ondan sonra sarılıp uyuyabilirim değil mi? Tek istediğim Sehun'uma sarılıp uyumak"

Ne eline havlumu alırken ne de banyoma girerken izin almıştı. "Bedenim, ruhum ve kalbim dahil olmak üzere her şeyimin ona ait olduğunu biliyordu."

Göz kırpıp gülümseyerek banyoya girdi. İçerden gelen suyun sesi beni delirtmeye yetiyordu. Yüzümde oluşan kızarıklığın o banyodan çıkana kadar geçmesi mümkün değildi. Kafamı gömmüş Jongin'in çıkmasını beklerken belinde havlu ile çıkıp dolabımı açtı.

"Jongin kıyafetlerimi giymen için izin verdiğimi hatırlamıyorum"

"yanında çıplak yatmamı istiyorsan bana uyar"

Yutkundum "bu oyundan zevk alıyor"

"Dolabı daha fazla dağıtmadan sana yardım edeceğim. Lütfen bekle"

Jongin'in gözleri çalışma masamın üzerindeki panoya takılmıştı. Panoya asılı resimleri incelerken bir anda bana sarıldı. Pano onun resimleri ile doluydu. Her anımız panoya yerleşmişti. Beni zorla çıkarttığı ağaçtan düşüp kolumu kırmam, mezuniyetlerimiz, ilkokul, ortaokul, lise ilk günlerimiz, köpekten kaçarken beni tutup kurtarması, onu zorla denize sokmam, sarıldığımız ve mutlu olduğumuz bir sürü anı. Dahası... boynuma sıkıca sarıldı. Derin derin nefesler alıyordu.

"Jongin neler oluyor yine? Sen neden Linda ile değilsin? Farklı davranıyorsun"

"eve gitmek istediğini söyledi"

"Hadi üzerini giyin, üşüyeceksin"

Sarılmayı bırakmıyordu. Ben ise korkuyordum

"Sehun!"

"Hımm"

"Ben.. şey.. her şey için teşekkür ederim Sehun!"

neden bahsettiğini anlamam çok uzun sürmedi. Onu bu duygusal mooda tek bir an sokabilirdi. Pano bizim resimlerimizle dolu olsa da onu altlara saklıyordum. Diğer resimlerin altına sakladığım o fotoğrafı görmese de panoda olduğunu biliyordu. Banyoda olduğum zamanlarda gizlice ona baktığına çok kez şahit olmuştum "Bu ağırlığı kalbinden almak için her şeyimi verirdim Jongin"

sıkıca sarıldım omzuma yasladığı saçlarına öpücük konduruyordum. Sakinleşmesi için her şeyi yapmak istiyordum. "Bu gözyaşları kalbime saplanıyor Jongin, beynine girip o günü silebilmek isterdim"

Titreyen sesiyle konuştu

"Teşekkür ederim Sehun. Gerçekten teşekkür ederim sen benim her şeyimsin. Beni bırakma olur mu? Sensiz yaşamayı bilmiyorum"

O ağlamaya başladığında nefes alamıyorum. İsterse milyon defa kalbimi ayakları altında alsın yine de gözdelerinde yaş görmek istemiyordum.

best friends - SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin