13. bölüm

793 48 6
                                    

ertesi gün;

Sehun yorgunluğun verdiği ağırlık ile gözlerini zor açmıştı. Yavaşça aşağıya indi. Annesi kocaman bir kahvaltı hazırlamıştı. Şaşkınlıkla bağırdı

"Waaaah anne bir sürü şey var"

"Ah benim güzel Sehun'um uyanmış mı? Evet bir sürü şey var çünkü bugün arkadaşlara neşe vermek istiyoruz. Hadi Annie ve Jongin'e kahvaltıya gelmelerini söyle"

Sehun sessizce kafa salladı. Bahçeden çıktığından beri heyecanlıydı. Yabani onunla konuşacak mı merak ediyordu. Teyze sesimi duymuş olsa da korkarak kapıyı açmıştı.

"Benim teyze, Sehun. Annem sizi yemeğe çağırıyor?"

"teşekkür ederiz Sehun. Hemen geliyoruz. Jongin hadi çıkalım bebeğim!"

Gözlerim onu arıyordu. Biraz sonra arkadan görüldü. Yüzüme bile bakmadan çıktı evden. Yanına gittim. "Hıh mecbur bana bakacaksın"

"Gece güzel uyudun mu?"

"Ben o kadar çok yoruldum ki zor uyandım biliyor musun?"

"Sana yüzme öğreteyim mi?"

"İyisin değil mi?"

"Birlikte gezmek ister misin?"

"Burası Seul'den çok farklı"

"Orada bir sürü arkadaşım vardı"

"Şimdi sadece sen varsın"

"Neden cevap vermiyorsun?"

"Konuşabildiğini biliyorum"

Kahvaltı boyunca yüzüme bakmamıştı. Sessizce yemeğini yiyordu. Babamın konuşma çabaları da işe yaramamıştı. Babam onun için şehirde doktor ayarladığını söyledi fakat annesi bir süre daha köyden bir yere çıkmaya korktuklarını söyleyerek geçiştirdi. Babam kendisinin ilgileneceğini söyledi.

"Ben de yardımcı olurum"

Dediğimde herkes bana bakmıştı. Tabi ki yabani hariç. "Benimle konuşacağını biliyorum. Hem biz aynı yaştayız benimle konuşması daha mantıklı. Babamdan korkabilir. Ben onu tüm kötülüklerden korurum."

2. Gün:

Evden onların kapısını izliyordum. Oynamak için çadırsam asla gelmez. Keşke çıksa da birlikte oynasak. Sehun düşünceleri arasında kaybolurken Jongin hızla bahçelerinden çıkmıştı. Sehun telaşla annesine seslendi.

"anne ben yabaniyle oynamaya gidiyorum!"

May mutfaktan yetişememişti bile kapıdan fırlayan çocuğa

Sehun hızla koşarak Jongin'i yakalamıştı

"nereye gidiyorsun?"

"Ben de gelebilir miyim?"

"Ağaca tırmanmayı biliyor musun?"

"En çok merak ettiğim şey ağaca tırmanmak"

"Bana öğretir misin?"

"Ben de senin evden çıkmanı bekliyordum. Bilirsin ya çağırsam gelmezsin ya da gelir misin?"

"Nereye gidiyoruz?"

Uçurumun kenarına gelmiştik. Yol boyunca yüzüme bakmamıştı. Yokmuşum gibi davranıyordu. Uçurumun kenarında oturmak biraz ürperticiydi. Acaba korkmuyor muydu? Öylece denizi izliyordu ben de onu izliyordum.

"Burada oturmamız tehlikeli"

"Eve dönelim"

"Neden burada oturuyoruz burada kimse yok"

best friends - SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin