10. bölüm

783 47 3
                                    

Şiddet ve korku bol miktarda mecvut bir bölüm. Rahatsız olanlar burada okumayı bırakabilir. Kurguda olan bir konu olduğu için tüm gerçekçiliğiyle yazmak istedim.✌️

Geçmiş 10 sene öncesi;

Odasında yatağın altına pısmış çocuk içeriden gelen seslerin kesilmesini bekliyordu. Her gece yaşanıyordu bu durum. Buna alışmıştı aslında. Sadece annesinin çığlıklarını duymak istemiyordu. "Az kaldı. az kaldı anneciğim seni kurtaracağım"

Para kazanmak için pazarda tezgahların getir götür işini yapıyordu. Okula hiç gitmemişti. Gitme hayalini de kurmamıştı zaten. Onun tek hayali annesinin çığlıklarını duymadığı bir gün geçirmekti. Babası her gün bir bahane bulurdu. Bugün ise parayı az bulmuştu. İlk annesine sonra da ona şiddet şiddet uygulayacaktı. Yatağın altında sırasının gelmesini bekleyen çocuk babasının onu bir kez olsun unutması için dua ediyordu. "Yine de o benim babam onu memnun etmek zorundayım"

Kendini bildi bileli babası ondan nefret ederdi. Gözünün önünde dolaşmasına bile tahammül etmezdi. Bazen göz göze gelirlerdi. O zaman duymaya alışkın olduğu ve kabullendiği o cümleyi duyardı

"SENİN DOĞMUŞ OLMAN HATA"

"Benim doğmuş olmam hata, annemi üzmemesi için daha çok çalışmalıyım. Babamı memnun etmek zorundayım"

İçeriden gelen sesler yükselmeye başladı

"sana o piçi doğurmamanı söylemiştim!"

"böyle konuşma Pol lütfen yanlış anlayacak. O senin oğlun!"

"duyarsa DUYSUN! Hey velet bu annen bana geldiğinde hamileydi. Geldiğin gün icabına bakmalıydım! Senin doğmuş olman hata! DUYUYOR MUSUN BENİ SENİN DOĞMUŞ OLMAN HATA"

Annie diz çökmüştü. Yatağın altında saklanan çocuğunun duyduklarını anladığını biliyor mu emin değildi yine de duymaması için her şeyi yapardı.

"kes lütfen.. sana yalvarırım kes.. Jongin duyacak."

Çocuk duyduklarını anlayamıyordu. Esmer çocuğun içinde olan korku tüm bedenini sarmıştı.

"Sen iki yüzlü bir kadınsın. Küçük piçi bana yamadın. O zengin piç hâlâ aklında!"

"Bu doğru değil. Yalvarırım inan bana. Jongin duyacak!"

"Hah doğru ya zengin piçi bulmak lazım. Gidip ona kendim söyleyeceğim. Bir çocuğun masrafları ne kadar haberi var mı? Oğluna para vermek zorunda! 8 senedir piçine bakıyorum! Güzel bir şeyler hak ettim"

Annie yere kapaklandı. Daha çok yalvarıyordu.

"daha çok çalışacağım Pol. Sana para bulacağım. Yalvarırım kimseye söyleme. Öğrenirse Jongin'i elimden alır. Bunu bana yapma! Ben sana para bulacağım"

"Beni dinle Annie! Kafanı çalıştır. Belki başka çocuğu olmamıştır. Jongin'i ona satalım. Ömrümüz boyunca paralarını alıp keyfimize bakarız!"

"lütfen sus Jongin duyacak! Bunu anlayamayacak kadar küçük. Sonra konuşalım lütfen! lütfen!"

B "HEY DUYUYOR MUSUN UFAKLIK SENİ BABACIĞA GÖTÜRECEĞİM!"

Jongin kapının duvara çarpılması ile daha çok titremeye başladı. Adam elindeki içki şişesini bir köşeye fırlattı. Gördüğü büyük ayaklar ona doğru geliyordu. Annesinin yalvarması onu daha çok korkutuyordu. "Benim doğmuş olmam hata, benim doğmuş olmam hata, benim doğmuş olmam hata, ölmek istiyorum"

"yine mi yatağın altındasın? velet çık dışarıya seni babacığa götüreceğim!"

Çocuğu tek hamlesiyle yatağın altından çekti.

"ağlamayı kes zaten çok çirkinsin çocuk!"

"baba lütfen beni bırak. Söz ne istersen yapacağım. Daha çok balık tutacağım pazarda daha çok çalışacağım. Lütfen bırak..."

Küçük çocuğu kolundan tutarak dışarıya çıkarıyordu.

"Yalvarırım baba bırak. Ne istersen yapacağım. Çok para bulacağım, söz veriyorum çok para bulacağım"

Annie paçasına yapışmıştı. Çocuğu elinden kurtarması imkansızdı. "Son kez anneme sarılsam beni merak etmemesini söylesem rahatlardım."

"Anne bırak götürsün. Bu kadar zorluk, bu hayat için yeterli. Ölünce mutlu olacağım. Cennette seni bekleyeceğim anne"

İncecik vücudu sadece bileğinden tuttuğu halde peşinde sürükleniyordu.
Küt diye gelen sesin ardından bir anda adamdan kurtuldu. Annie var gücüyle bağırdı.

"ben onunla ilgileneceğim Jongin, kaç! Seni bulmaya gelene kadar sakın geri dönme"

Annesinin kolundan tutup çekiştirmeye başladı.

"ANNE SEN DE GEL!"

"GİT DİYORUM SANA JONGİN!"

Çocuk koşmaya başladı. Karanlıkta nereye gittiğinii bile farketmeden sadece koşuyordu. Köyde ışık yoktu. Orman korkunç gözüküyordu. "Çok korkuyorum anne"

ağlama sesleri ormanda yankılanıyordu. "Çok karanlık anne beni kurtar"

Az sonra adam kendisine geldi. "lanet olsun" diyerek karısına döndü. Tüm sinirini ondan çıkaracaktı.

"İkinizi de geberteceğim!"

Adam, karısına indirdiği tokatın sonuçlarının bu kadar ağır olacağını bilmiyordu. Kadın kafasını masanın sivri yerine çarpmış kanlar içinde yerde yatıyordu.

"Hey sürtük kalk! Kalk diyorum sana! Haberin olsun veledi öldürmeye gidiyorum. Başıma bela olacağınız belliydi"

Hızlıca evden fırladı. Çocuğun yardım çağırmasını göze alamazdı. İkisinden de kurtulması gerekiyordu. "Annenin yanına gitmek isteyeceğine eminim ufaklık"

Adam hızlıca ormana daldı "fazla uzaklaşmış olamaz,"

Telaşla ormanda gezinmeye başladı.

"gel buraya ufaklık seninle konuşmamız gereken bir şey var!"

"beni duyduğunu biliyorum. Sinirimi zıplatmadan gelirsen seni annene götüreceğim"

Adam çok yaklaşmıştı. Küçük çocuk yürüme sesini duyabiliyordu. Ne yapacağını bilmiyordu

"eğer hemen yanıma gelmezsen anneni ÖLDÜRÜRÜM!"

"duydun mu beni ufaklık şimdi yanıma gel ve birlikte annene gidelim yoksa onu YOK ETMEMİ Mİ İSTİYORSUN!"

Ağacın arkasından yavaşça çıktı. Jongin hıçkırıkları arasından zorla konuşuyordu.

"Anneme zarar verme baba, ne istersen yapacağım"

~~~~

best friends - SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin