4. bölüm

882 53 17
                                    

Günümüz ~~~

Ne zaman başladığını hatırlamıyorum. Bu duygunun artık bana zarar verdiğinin farkındayım. İstediği her şeyi ama her şeyi yapabilirim onun için ama onu her seferinde başka biriyle görmeye katlanamıyorum. Ondan uzaklara gidebilseydim keşke. Senelerdir yanından bir an bile ayrılamazken uzaklara gitmeye nasıl dayanabilirim ki. Biliyorum başı sıkıştığında yanımda olmayı seviyor. Onun için değerli olduğumu hissediyorum ama bunun sebebi "best friends" sinirle saçlarını karıştırdı.

"LANET OLSUN! bu sözden nefret ediyorum"

Sehun düşünceler içinde sinirden boğuluyordu. Elinde gittikçe daha çok sıktığı kolye canını acımaya başlamıştı. Avucunun içinde oluşan yaradan haberi bile yoktu. Umrunda da değildi gerçi. Yüreğindeki yara kadar hiçbir şey canını yakamazdı.

"kalbime verdiği acının yanında hiçbir şey"

Çocukluğundan beri bu duygular ile savaş halindeydi. Jongin'in onu ele geçirmesi çok zor olmamıştı. Zira etrafında istediği herkesi kolayca ele geçirebilirdi. Buna çok çaba sarf etmiyordu, gülümsemesiyle yapıyordu. Sadece gülümsemesi de değil. Yakışıklıydı. Pürüzsüz buğday teni, dolgun dudakları ile kadın erkek herkesin peşinden koşmasına sebep oluyordu. Herkese dağıttığı mavi boncuk da buna büyük bir sebepti aslında. O boncuktan bir kere bile bana vermiyordu. "Sehun benim en yakınım" derdi. Hissetmediği şeyi söylemek çok kolaydı elbette. İçim deliler gibi çığlık atarken bir kere yüzüne söyleyemeyen ben bunu çok iyi biliyordum. Seni seviyorum Kim Jongin seni seviyorum Kim Jongin seni seviyorum Kim Jongin seni seviyorum Kim Jongin

"Sadece bir kere, bir kere olsun ona baktığım gibi baksa huzur içinde ölebilirim."

Her yerde onu arayan genç yine denizi seyrederken bulmuştu kıymetlisini. Arkadan sessizce yaklaştı.

"Ne yapıyor bu böyle? Her yalnız bıraktığımda o aptal denizi izlemeye geliyor. Of Sehun neden devamlı gözlerinde hüzün görüyorum? Mutluluğunu görmek için ne yapmalıyım"

Düşüncelerinin arasında arkadan yaklaştığı arkadaşına

"bööö"

Sehun bir anda irkildi.

"Jongin, bir daha şunu yapma dedim sana"

Jongin karnını tuta tuta gülüyordu

"Gözlerimdeki hüznü görüyor musun ki? Umrunda bile değilim. Kahkahalar ile gülüyorsun. Peki ya ben neden bu durumda bile gülüşünün güzelliğiyle mest oluyorum. Çok güzelsin Kim Jongin..."

Jongin kendisine çektiği adama sıkıca sarıldı. Ardından yüzünü tutarak

"Yine ne düşünüyorsun? Seni ne zaman arasam buradasın! Kendine gel dostum benimle ilgileneceksin. Sana anlatmam gerekenler var."

Sehun ellerinden kurtulup tekrar denize döndü "seni bana getiren yer burası"

"Lütfen Sehun önemli olan tek şey sensin. Sadece gereksiz birkaç anıyı şu anda hatırlamanın bir anlamı yok"

Sehun iç çekerek Jongin'e döndü "her neyse, yine ne oldu?"

"Linda'yla çıkıyorum. Tebrik için yanağıma öpücük kondurabilirsin"

"Linda mı? Hani kasabadaki kimseye yüz vermeyen kız mı?"

"Jongin kimse değil! Haha. Sadece kimseye yüz vermeyen değil güzelliği tüm okula konu olan o kız. Ayrıca çok iyi öpüşüyor"

"kendini beğenmişsin Jongin! Midem kalktı ayrıntıları kendine sakla"

"Hadi ama arkadaşım. Şurada heyecanla bir şey anlatıyorum. Benim için sevinemez misin?"

Bir anda gözlerini elime dikti.

"Siktir Sehun, elin kanıyor"

"Oysa söylediğin her cümle kalbini kanatıyor Jongin, sen sadece elimi görüyorsun"

"Linda'yla ne zamandır görüşüyorsun? Neden bana bahsetmedin?"

"Kolyeyle mi yaptın bunu? Çıkarma diyorum sana, bak elini yaralamışsın"

çıkarttığı tişörtü ile elime pansuman yapmaya başladı. Tenini görmeye çoktan alışmış olmam gerekmiyor muydu?

"önemli değil Jongin giyin. Baksana sadece çizilmiş. Bu şekilde üşüyeceksin"

"Linda... Linda birkaç sefer ismini söylemiştin sadece. Neden beni değil de onu seçiyorsun söylesene"

Jongin'in çıktıları hep birbirine benzerdi. Onun ideal bir tipi vardı. Uzun boylu beyaz tenli ince dudaklı hepsi birbirine benzeyen güzel kızları. Adı Oh Sehun olmayan ve cinsiyeti erkek olmayan herhangi biri olabilirdi

"KAHRETSİN Sehun, bunu yaparken ne düşünüyordun? SÖYLESENE...!"

Sehun hızlıca elini çekti. Tişörtü alıp Jongin'e uzattı

"Gerek yok artık kanamıyor. Giy şunu Jongin"

"Linda, seni ellerimden tamamen alacak kişi o mu? Bir gün onlardan birine aşık olacaksın. O zaman kolyenin de benim de hayatında bir yerimiz kalmayacak"

Jongin temizlediği elimi öptü. Düşüncelerimde kaybolmuş olmasaydım şu anda kıpkırmızı olabilirdim. Ardından kan bulaşmış tişörtünü üzerine geçirdi. Ve hafifçe tişörtünü öptü. "Jongin delirmemi istiyor"

"kanını üzerimde taşıyorum. Haha artık tamamen bana aitsin"

"Bilerek yapıyor...bu işkenceyi bilerek yapıyor"

Yine aynı şey tekrarlanıyordu. Jongin koşarak ona gelmiş. Yeni sevgilisini anlatıyordu.

"Jongin benim işim vardı. Babamın yanına uğramam gerekiyor sonra konuşuruz"

"Hayır hayır hayır.. beni dinlemelisin.. seni düşünüyorum burada. dostum biliyorsun çok güzel, kesinlikle arkadaşları da güzeldir. Biraz takılırız. Üniversite öncesi çok iyi gelir. Sana güzel bir hatun bulacağım"

"istemiyorum, sen takıl"

"Tekrar buna katlanmayacağım"

"itiraz istemiyorum Oh Sehun! Bu gece dolunay partisine senin için arkadaşı ile gelecek. En yakın arkadaşın olduğum için şanslısın. Yoksa evde kalacaksın. Söylesene dostum bu suratı kendine saklaman sence de haksızlık değil mi?"

"hayatımda kimseyi istemiyorum.!"

"bu benim işime gelir! Seni kimseyle paylaşmak istemiyorum zaten. Ömrümün sonuna kadar yanımda olmalısın! Yine de senin için söylüyorum"

"bir gün bu isteğinden vazgeçeceksin!"

Jongin her fırsatta olduğu gibi yine bana sarılmıştı.

"ben senden asla vazgeçmem"

Sarılması bile canımı yakıyordu. Vücudum alev alıyor, beynim patlayacak gibi hissediyordum.

"emin misin Kim Jongin bir gün beni istemeyeceksin?"

"hadi ama dostum! Hayatımda değerli sadece iki varlık var"

"Peki ya Linda?"

Jongin gülümsedi. Bu çapkın gülümsemeyi her gördüğümde yüzüne yumruk atmak istiyorum

"cevap veremiyorsun?"

"Neden soruyorum ki daha fazla acı çekmek için ya da ondan vazgeçmek için bir sebep mi arıyorum. Bunun imkansız olduğunu bile bile.."

Jongin sahilden ayrılmak için yürüyordu.  Arkasını hiç dönmeden bağırmaya başladı

"SANA HAYATIMDA DEĞERLİ SADECE İKİ İNSAN VAR DİYORUM. KİMLERDEN BAHSETTİĞİMİ BİLİYORSUN. KİMSE SENİN KADAR OLAMAZ. AKŞAM 9 DA YANINDA OLACAĞIM  HAZIR OLSAN İYİ EDERSİN!"

"Duyduğum bir cümle bile umut oluyor. Akşam sevgilisiyle buluşacağım en yakın arkadaşımın kurduğu kısacık bir cümle *kimse senin kadar olamaz* kalbimin sıkışması için yeterli oluyor. Ona tutunmak için yine bir bahane buluyorum"

~~~~

best friends - SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin