1

10.1K 586 1.1K
                                    

Sıkıntı ile nefes verdi genç adam. Annesinin yaptığına hala inanamıyordu. Nefret ettiği üvey kardeşi ile aynı evi ve aynı üniversiteyi paylaşmak zorunda olduğuna inanamıyordu.

Bayan Seo, dün oğlunu arayarak kardeşine güzelce bakması konusunda kısa ama sert bir konuşma yapmıştı. Ona bakmaya bile dayanamazken bir de onunla aynı evde yaşayacaktı.

Gittiği iki günlük aile ziyaretlerinde bile onu görmeye tahammül edemiyordu. Üvey kardeşine olan nefreti fazlaydı. Yıllar önce eve sonradan gelerek tüm ilgiyi üzerine toplamıştı. Changbin'in anne ve babası sürekli onunla ilgilenince Changbin kıskanmış ve ailesini elinden aldığı için Felix'den nefret etmeye başlamıştı.

Küçükken ondan intikam almak için ona sürekli zarar verirdi. Bu da Bayan Seo'yu kızdırır ve Changbin'e ceza vermesine neden olurdu.

Çalan telefonda göz gezdirdi. Annesi arıyordu. Ama açmak istemiyordu. Çünkü söyleyeceği şeyi biliyordu. Zar zor açarak kulağına götürdü.

"Ann-"

"Felix hava alanında seni bekliyor, onu al ve iyi geçinin. Kardeşine zarar verecek bir şey yapma."

"Anne s-"

Suratına kapanan telefonu kulağından çekti ve yarım kalan cümlesini tamamladı. "Seni özledim."

Changbin sevgiye açtı. Felix yokken her şey daha güzeldi onun için. Tüm ilgi ondaydı. Bayan Seo oğluyla her zaman ilgilenir ve ona her gece masallar okurdu. Ama Felix gelince bunun gibi birçok şey değişmişti. Annesini geceleri kardeşinin odasına girerken görüyordu. Onun yanına hiç gelmiyordu.

O yine de seviyordu annesini. Sonuçta Changbin'in annesiydi ve Changbin ona hasretti.

Yanına arabasının anahtarını ve diğer gerekli eşyaları alarak çıktı evden. Onu uzun süredir görmemişti. En son ailesini ziyarete gitmesinin üzerinden neredeyse 1 yıl geçmişti. Yoğun bir seneydi onun için, bu yüzden fırsatı olmamıştı. Ailesi de aramamıştı zaten. Felix dışında. Abisi ona kızsa da küçük olan onu arardı. Tabi Changbin telefonu açmazdı, orası ayrı.

15 dakikalık bir yolculuğun ardından gideceği yere varmıştı. Etrafta gözlerini gezdirip kahve saçlıyı aradı bir süre. Gözleri aradığı bedeni bulduğunda şaşkınlıkla baktı ona. Ona doğru gelen bedeni süzdü, bu onun kardeşi miydi gerçekten?

Kırmızı saçları rüzgarda dalgalanırken Felix'in yüzünde güzel bir gülümseme vardı. Ağzı sulandıran bir görüntüydü bu. İki elindeki valizlerle çekinerek yürüyordu uzun zamandır görmediği abisine.

Changbin'in kendisini sevmediğini biliyordu ancak ne olursa olsun Felix ona hayrandı, abisini çok seviyordu. Her anlamda.

Felix Changbin'i süzdü. Abisinin görüntüsü değişmişti. Sivri çenesi gitmiş yerine daha yuvarlak bir çene oluşmuştu. Aldığı kilolar yüzünden yanakları da dolgunlaşmıştı., Yumuşacık görünüyorlardı. Bir kere de olsa dokunmak istedi Felix. Ama sonra abisinin ona ne kadar kızacağı aklına gelmişti.

Sonunda yanına ulaştığında önünde durdu ve gülümsemesini hiç bozmadı. Abisinden geri dönüt alamayacağını biliyordu ama yine de gülümsüyordu işte.

"Merhaba hyung."

Ona sarılmayı çok istiyordu. Temas etmek, saçlarına dokunmak istiyordu. Felix, Changbin'i çok özlemişti. Oturup önünde ağlayacak kadar.

Changbin onu süzmeyi bırakıp kafasını salladı. Valizleri bagaja yerleştirdi. Daha sonra şoför koltuğuna oturdu. Felix ise arka koltuğa geçmişti.

Hate or Love? | ChangLix ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin