17

4.5K 407 436
                                    

Changbin'in Anlatımından;

"Felix, hoşgeldin tatlım. Çok özledim seni." Felix gülümseyerek sarılırken ben göz devirerek içeri girdim. Görevliler valizlerimizi içeri taşırken ben babamı arıyordum, ama gözükmüyordu.

"Babam nerede?"

Annem bana kısa bir bakış atarak salona yürüdü. Çok umrumdasın sanki Bayan Seo. Buraya sadece hesap sormak için geldim. Felix'i de peşinde sürüklerken sinirle nefes verdim. Onu bari bana bıraksaydın.

Görevlilerden birine sorduğumda babamın toplantı için çıktığını birkaç saate geleceğini söylemişlerdi. Hafta sonuna kim toplantı koyardı ki?

Kendi odama geçmek istemeyerek Felix'in odasına adımladım. Biraz dinlenecektim ve Felix'in benim odama girmeye utanacağını bildiğim için buraya gelmiştim. Yatağın üzerindeki birkaç peluşa bakarak gülümsedim. O asla büyümeyecekti, hep benim bebeğim olarak kalacaktı.

"Hyung, ne yapıyorsun?"

Gelen sese doğru döndüm ve gülümsedim. Elimi uzatarak yanıma gelmesini bekledim ve çekinerek de olsa sonunda geldi. Bana karşı rahat olamamasının sebebi bendim. Kesinlikle benim suçumdu, bu yüzden o rahat olana kadar ben adım atacaktım.

"Özür dilerim Felix, sana yaptığım tüm kötülükler için. Biliyorum asla unut-"

Sözlerim parmağını dudağıma koymasıyla kesilmişti, öpmesini tercih ederdim tabi. "Özür dilenecek bir şey yapmadın hyung, özür dileyip durma."

Gülümseyerek kafamı salladım ve yumuşak saçlarını okşadım. "Merak etme Felix, bu gece her şeyin başladığı bu evde yine her şey son bulacak."

Anlamadığını belirterek kaşlarını çattığında iki kaşının arasını öptüm. Onu öpmeye çok alışmıştım, bu kadar bağımlılık yapacağını bilseydim ilk geldiği gün üzerine atlardım.

"Ne demek istiyorsun hyung, beni korkutuyorsun."

"Korkma meleğim, sadece onlara gerçekleri açıklayacağım. Bizden bahsedeceğim, asla önümüzde duramayacaklarını bilmeliler."

"Buraya bunun için gelmedik. Bizimle ilgili bir şey söyleme lütfen."

Kaşlarımı çatarak endişeli yüzüne baktım. "Neden, söyleyeceğim. Saklamak istemiyorum."

Telaşla elimi tutarak kafasını yana eğdi. "Ya sana bir şey yaparlarsa, ben sensiz ne yapacağım hyung? Söyleme, lütfen." Beni düşünen bebeğimin dudaklarına yumuşak bir öpücük bırakarak gülümsedim.

"Bir şey olmayacak tamam mı? Bana güven.."

***

"Ne oluyor burada?"

Salona giren Felix, bağırışlarımız yüzünden uyanmış olmalıydı. Aileme dönerek sinirle soludum. "Bunu benden nasıl saklarsınız? Öğrenmesem hiç söylemeyecektiniz değil mi?"

"Sen bunu nasıl öğrendin?" Diyerek benim gibi ayağa kalktı annem. Güldüm sadece, önemli olan bu muydu yani?

"Öğrendim işte, bana cevap ver. Buraya sizi özlediğim için geldiğimi düşünmediniz değil mi?"

"Gerçek baban seni yıllar önce terk edip gitti, sana bunca yıl ben baktım. Karşılığı bu mu yani? Gelmiş annene bağırıp çağırıyorsun, kendini ne sanıyorsun sen?"

"Evet, baktın. Uzaktan çok güzel baktın bana. Neden anne, beni neden sevmedin? Ben senin paranı istemedim, sevgini istedim. Bir dakika bile bana ayırmanı istedim. Çok mu geldi bu sana?"

Hate or Love? | ChangLix ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin