Felix'in Anlatımından;
"Ne yani? Şimdi sevgili misiniz?"
Jisung'a elindeki defterle vurduğunda güldüm. "Bana ne vuruyorsun ya? Ben mi sordum!"
Benim yanağımı sıktı ve yere düşen defterini aldı. "Ona kıyamıyorum, o çok sevimli."
"O senden büyük."
Omuz silkti ve kafasını omzuma koydu. Gülerek kolumu boynuna sardım. "Felix bebeğim, sevgili değiliz. Sadece ilerde sevgili olabilmemiz için beni sevmesini sağlamaya çalışıyorum."
Anladığımı belirterek kafa salladım. Jisung biten çikolatalı süt paketini olduğu yerden çöpe denk gelmesi için fırlattı. Ama çöpe girmek yerine Minho hyungun göğsüne çarpıp yere düşmüştü. Pipetten çıkan bir kaç damla ise beyaz tişörtünü kirletmişti.
Jisung şokla ayağa kalkarken Jeongin ve ben gülmemek için dudaklarımızı ısırıyorduk. Minho hyungun arkasındakileri fark ettiğimizde oturuşumuzu düzelttik.
Jeongin kafasını omzumdan kaldırırken ben bacaklarımı sıradan indirmiştim. Hyunjin ve Changbin hyung yanımıza gelirken Minho hyung Jisung'u kovalamaya başlamıştı.
Umarım koşarken takılıp üst üste düşerlerdi. Sonra da Minho hyung Jisung'u öperdi.
Hyunjin masamıza oturarak bize üstten bakarken Changbin hyung elleri cebinde ayakta dikiliyordu. Sınıftaki kızların bu tarafa baktığını gördüğümde dudaklarımı ısırdım.
Bakmayın işte, bok mu var?
"Siz nasıl ev arkadaşısınız? Hiç konuşmuyorsunuz?"
Hyunjin'in söylenişiyle Jeongin gülmeye başlayınca ayağımla onu dürttüm. Susmaya çalışarak Hyunjin'e döndü ve konuyu değiştirmeye çalıştı.
Aptal Jeongin!
Changbin hyung ile göz göze geldiğimizde o da masaya oturdu. Bacağı benimkilere değiyordu ve çıldırmamak için zor duruyordum.
Anlamış mıdır Jeongin'e gerçeği söylediğimi?
"Çıkışta bir yere gidelim mi?"
Jeongin koluma sarılarak "Felix de gelsin," demişti. Jeongin mal mısın sen? Kafamı hızla iki yana sallayarak reddettiğimde kolumu sıkmıştı. Acıyla dudaklarımı birbirine bastırdım. Ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum.
"Hatta hep birlikte gidelim."
Yapmaya çalıştığı şeyi anladığımda gülümseyerek baktım ona. Benim için sevgili yolunda olduğu biri ile çıkacağı randevuyu mahvediyordu.
"Jeongin buna gerek yok."
Susmamı emreden tehditkâr bakışlarına karşılık somurtarak önüme döndüm. Eğer benim yüzümden onlar olmazsa vicdan azabı çekerdim.
"Olur, akşam çıkalım o zaman."
Changbin ile Hyunjin aralarında konuşmaya dalarken sınıfa Minho ve Jisung girmişti. En büyük iki ayrıntı; Minho hyungun üzerinde farklı bir tişört vardı ve Jisung gülümsüyordu.
Arkadaşımın yüzündeki tatlı ifadeye karşılık bende güldüm. Minho hyung ile yakışıyorlardı.
"Ooo ne kaçırdık?"
Jisung utanarak kafasını eğerken diğerleri -ben de dahil- gülüyordu. "Akşam dışarı çıkıyoruz, müsait olun." Geldiğinden beri ilk kez sesini duyduğum Changbin hyungu herkes onaylamıştı.
"Benim ödevim var, gelemem."
"Bizimde var ama gidiyoruz."
Jeongin, Jisung'a karşılık verirken ona destek çıkarak kafamı salladım. "İlk kez hep beraber olacağız, bizi kıracak mısın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hate or Love? | ChangLix ✔
Fanfiction| TAMAMLANDI | Seo Changbin, üvey kardeşi Seo Felix'den nefret ediyordu. ~ "Nefretin de aşkın bir parçası olduğunu biliyor muydun? Bizim kaderimiz birlikte yazıldı, Felix. Sana ulaşmak için önce zorlukları aşmam gerekiyordu, çünkü güzel olan her şey...