7

5.5K 535 933
                                    

"Felix rengin neden böyle? Hem yolu kolay bulabildin mi?"

Kapıyı açan Changbin hyunga gülümseyip eve girdim ve yaşıyor olmanın verdiği mutlulukla derin bir nefes aldım.

"Hyunjin hyung bıraktı beni. Motoru çok hızlı kullandığı için de biraz korktum. Yüzümü yıkasam iyi olacak."

Ben odaya çıkarken o salona gidip ayaklarını uzatarak yatmıştı. Sadece yüzümü yıkamaktan vazgeçip yanıma domuz baskılı pijama takımımı alarak banyoya adımladım. Güzel bir duşun yorgunluğu hemen aldığını söylerdi annem. Yani Changbin hyungun annesi Bayan Seo.

Sahi bugün hiç aramamıştı. Aramaması iyi miydi, bilmiyorum. Ama biraz rahatladığımı inkar edemezdim. Sürekli arayıp sıkıyordu beni. Onlara minnettardım ama bu kadar çok araması hoşuma gitmiyordu. Oradayken markete bile gitsem arıyordu, böyle daha iyiydim.

Kısa bir duşun ardından üzerimi giyerek banyodan çıktım. Banyoda giyinmiştim çünkü koridordan bornoz ile geçerken beni görürse utanırdım.

Saçlarımı havlu ile kurulayarak odada dolaşırken telefonumun melodisi duyuldu. Jeongin ve Jisung ikilisinin görüntülü aradığını görerek aramayı cevapladım.

Selam bile vermeden Jeongin elini göstererek bizi susturdu. Aklıma bir şey diyeceği gelince sessizce söylemesini bekledim.

"Bir kere söyleyeceğim, lütfen anlayın ve tekrarlamayın."

Sessizce kafamızı sallayarak onayladık onu. Bu sırada açık kapıyı kapatmak için ayağa kalkmıştım.

"Hwang Hyunjin'den hoşlanıyorum."

"Ne? Hyunjin'den mi hoşlanıyorsun?!"

Ben şokla bağırırken Jisung ağzı açık ekrana bakıyordu. Şoka girmiş olabileceğini düşünerek güldüm ama hala şaşkındım. Gerçi niye şaşırıyorsam, bu gayet olabilecek bir şeydi.

Kapının ağzında bağırdığımı fark ederek açık kapıyı kapattım. Yeniden yatağa kurulduğumda Jisung da konuşmaya başlamıştı.

"Bunu bize şimdi mi söylüyorsun?"

"Ne yapayım, ben de yeni fark ettim."

Jeongin bugün yaşanan tatsız olayı anlatırken Jisung şekilden şekile giriyordu. Bunları onsuz yaptığımız için bize kızıyordu. Sanki biz planlamışız gibi.

Bir süre daha konuştuktan sonra telefonu kapattık. Kurumuş saçlarımı taradım ve Changbin hyungu merak ederek aşağı indim.

Televizyon izlediğini görerek yan tarafında kalan koltuğa yerleştim bende. Boş bakışları televizyon ekranını turluyordu.

"Masanın üzerine yemek koydum, git ve ye. Daha sonra gel kavga olayını konuşacağız."

Yanaklarımı şişirerek mutfağa gittim ve benim için bırakmış olduğu tabağı silip süpürdüm. Ben bile bu kadar aç olduğumu bilmiyordum. Belki de yemek güzeldi veya Changbin hyung yaptığı için çok yemiştim. Her neyse sonuçta karnım doymuştu.

"Hyunjin'e yardım etmişsiniz. Sen ve Jeongin."

"Aslında ben bir şey yapmadım, Sadece Hyunjin hyungu yerden kaldırdım."

"Hyunjin, çocuğa nasıl tekme attığını anlattı."

Kızacağını düşünerek kafamı eğdim. "Kafanı kaldır Felix, sana kızmayacağım. Aslında iki gün üst üste kavgaya karıştığın için seni anneme şikayet edecektim. Ama eminim bir şey demeyecektir. Bu yüzden seni son kez uyarıyorum, bir daha kavga edersen seni ben cezalandırırım."

Hate or Love? | ChangLix ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin