4

5.5K 545 836
                                    

Changbin'in Anlatımından:

"Yukarıda kavga oldu, duydunuz mu?"

Yanımıza gelen Chan hyunga bakıp gözlerimi devirdim. Hangi aptal ilk günden kavga ederdi ki?

"Yalnız çocuk fena dövdü. Alt sınıfdandı sanırım, küçük görünüyordu."

Konu ilgimi çekmiyordu, bu yüzden buzlu içeceğimi yudumluyordum. Bu sıcak havada şuan tek iyi gelen şeydi.

"Biz duymadık."

Hyunjin ve Chan hyung kendi aralarında kavgayı konuşurken ben etrafta göz gezdiriyordum. Bugün Felix'i hiç görmemiştim. Sözümü dinleyip yanıma gelmemesi iyiydi. Birde onunla uğraşamazdım.

"Changbin duydun mu?"

Hyunjin gözlerini büyütüp bana bakarken 'ne oldu?' anlamında kafamı salladım. Şaşırmış ve endişeli görünüyordu. Neden böyle olduğunu merak etmiştim.

"Kavga eden çocuk senin ev arkadaşın olabilir. Kırmızı saçları ve sarı sweati varmış."

Felix.

Kavga etmek gibi bir aptallık yaptıysan ve sana zarar geldiyse elimden kurtulamazsın.

Elimle alnıma vurarak kalktım yerimden. Kalkarken sandalyeyi düşürmüştüm ama umrumda değildi. Son hız da merdivenleri çıkarken diğerleri de peşimden geliyordu.

Felix'i kavga ederken ya da birine karşı sesini yükseltirken hiç görmemiştim. Onu çoğu kez insanlara yardım ederken görüyordum. O dünyaya inmiş bir melek gibiydi.

Ne diyorsun Changbin? Kendine gel aptal.

Müdürün odasının önünde durdum ve içerde olduklarını düşünerek beklemeye başladık. Eğer o gerçekten Felix ise iyi bir azar yiyecekti.

Yanımıza birileri daha gelirken kim olduklarına baktım. Birisi Minho'nun liseden beri aşığı Jisung'du. Diğerini tanımıyordum ama bebeği andıran bir yüzü vardı.

"Pardon, Felix'i tanıyor musunuz?"

Jisung bir köşede Minho'yu süzerken, diğeri Chan hyunga Felix ile ilgili soru soruyordu. Cevap vermeye üşenip önüme döndüm. Birkaç dakika sonra odanın kapısı açılıp kırmızı saçlar görüş alanıma girmişti.

Arkasından çıkan kişileri gördüğümde sinirim tepeme çıkmıştı. Dong Hyun ve arkadaşları bana kısa bir bakış atarken ben en sert bakışlarımı yolluyordum onlara. Liseden beri iyi anlaşamazdık. Benden korkuyorlardı, korkmaları da gerekiyordu.

Dong Hyun özel bölgesini tutarak topallıyordu. Felix'in ne yapmış olabileceği aklıma gelirken hafif sırıttım. Joon Seo ise kanlı peçete sokmuş olduğu burnunu tutuyordu. Bunları Felix'in yapmış olabileceği ihtimaline inanamıyordum.

Sinirlerime hakim olmaya çalışarak Felix'in kolunu tutup kenara çektim. Görünürde bir şeyi yoktu. Ama yine de kızacaktım ona.

"Sen delirdin mi? İlk günden ne yaptığını sanıyorsun?"

Kafasını yere eğdi ve elleriyle oynamaya başladı. Suçluluk duyuyor olmalıydı. Çenesinden tutarak yüzüme bakmasını sağladım. Gözleri dolduğu için parlıyordu.

"Kavga etmek ne demek Felix? Ya okuldan atılırsan, anneme ne diyeceksin?"

"Hyung beni dinleyebilir misin?"

Titrek sesini duyduğumda elektrik çarpmış gibi çektim elimi çenesinden. Ağlayacak gibiydi. İşte bunu anlayamıyordum. Ağzımı açtığım an ağlayan çocuğun bir başkasını bu hale getirmesine inanamıyordum.

Hate or Love? | ChangLix ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin