Medya: Melek Ergeç
***
"Sıra sende." Bandı rezil olmamı görmezden gelerek Mert'e uzattım. 'Dalga mı geçiyorsun?' diyerek geri fırlatırsa hak verir tekrardan kızların yanına dönerdim, sonuçta koca adama 'gel körebe oynayalım' demiştim resmen. Fakat ben kafamın içinde rezil oluşumu kutlarken Mert beni şaşırtarak bandı elimden çekip aldı. Kapının kenarında gülmekten kendilerinden geçen kızlar Mert'in bu tepkisi üzerine şok geçirmiştiler adeta. Sabah hangi tarafından kalkmıştı bilmiyorum ama İrem bunu fırsat bilerek Ahmet'in yerini öğrenebilirdi. Bandı elimden aldıktan sonra şaşkın bakışlarımızı umursamadan odaya girdi. Peşinden sessizce biz de ilerledikten sonra bir anda ne yapacağımızı şaşırmıştık. Onu fazla tanımadığım halde bu davranışına bu kadar şaşırdıysam kızların halini az çok anlıyordum.
Mert Hande'nin bandanasıyla gözlerini kapattıktan sonra oyunu resmen başlatmış oldu. Kızlardan bu sefer çıt çıkmıyordu. Sanki yakalasa dayak atacak da! Kıkırdayarak etrafında gezinirken sesimin başıma bela olacağını anladığım an hemen sustum. Gözlerini kapatsa da benim gibi saçma sapan hareketlere girme gereği duymuyordu. Kaç kere yatağa, dolaba çarptığımı biliyordum. "Yanınıza geliyorum," diye fısıldadım karşıdan İrem'e el sallayarak. Tam yanından hızla koşmuştum ki pijamamdan yakalamasıyla istemsizce çığlık attım. Ondan hızlı davrandığım için pijamam da elinden kayıp gitmişti. Kalbim ağzımda atarken yeni düşen ateşimin yeniden çıktığını hissediyordum. Altı üstü bir oyun, ne diye heyecanlandıysam artık?
"Ben de geliyorum." Ceren de benim gibi fısıldayarak aynı şeyi yapınca bu sefer benim gibi şanslı olamamıştı. Ceren'i karnından yakaladığı gibi kendine çekince kazanmanın getirdiği zaferle bandı gözlerinden çıkardı. Hala Ceren'i tutuyordu... Ceren hala havadaydı... Yüzümdeki gülüş yavaşça silinip gitmişti. "Bu seferlik kibar davrandım. Bir dahakine nazik olmam." Daha çok bana yönelik konuşmuş gibiydi. Yanımdan geçerken bandı bana fırlattı fakat tutmaya tenezzül etmedim. Göğsüme çarpan bant ardından ayaklarımın üzerine düştü. Kendime mi gelsem artık?
Kızlar gülerek şaşkınlıklarını anlatırken dışarıdan duyulan korno sesiyle Melisa pencereye koştu. "Kızlar hemen hazırlanalım, bu günlük dedikodumuzun sonuna geldik." Gülümsemeye çalışarak kızların hazırlanmasını izlerken neye moralimin bozulduğunu bile bilmiyordum. Saçma sapan huylarım işte. "İrem'cim en ufak olayda bilgilendiriyorsun bizi lütfen. Seninle tanıştığımıza da çok memnun olduk Melek." Ceren yanımdan geçerken kolumu sıvazladı. "Ben de" dedim hala kendimi gülümsemeye zorlarken. Kızlarla vedalaştıktan sonra etrafı toparlamaya başladım sakince.
"İrem ben artık gideyim yavaştan," dedim gözlerini şüpheli ifadeyle beni izleyen İrem'e çevirerek. Bu kız nasıl oluyor da her şeyi anlıyordu? Muhtemelen ben anlaşılması zor insan değildim. "Neden?" Elimdeki yastığı yatağa fırlatarak belimi dikleştirdim. "Ne demek neden? Okulum var." Ağır adımlarla yanıma gelen İrem elini alnıma koyarak ateşime baktı. "Şekerim ateş başına mı vurdu? Yarın cumartesi, ne okulundan bahsediyorsun?" Kaşlarım havaya kalktı kendiliğinden. Ben de neyden bahsettiğimi bilmiyorum ki. Tek derdim bir an önce kaçıp gitmek.
"Babam bilmiyor burada olduğumu." Aklıma gelen ikinci bahaneyi de elden çıkarırken yavaş yavaş köşeye sıkıştığımı hissediyordum. Abisiyle karşılaşma ihtimalini düşündükçe midemdeki o garip hissi açıklayamayacağıma göre bahane üretmeye devam edebilirdim sonsuza kadar.
"Telefonun icadından habersiz gibi konuşuyorsun şimdi de. Neden kaçmaya çalışıyorsun, bir sorunun mu var? Anlat da ona göre bahanelerine karşı çıkayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Örümcek Ağı |1
ChickLitBölümler düzenlenerek yüklenmektedir. * "Gölgene bile inanma. Karanlıkta seni yalnız bırakır." Karanlığın bile saklamakta aciz kaldığı şeyler vardır bu hayatta. Öyle ki gölgelerimiz o gerçeklerden korkarak bizi tamamen yalnız bırakırlar en nihayetin...