9.Bölüm|Acı

139 10 3
                                    

Balmorhea
Remembrance

Hayat bu; zaman gelir her şey bir anda son olur. Hayat bu; son dediğin an, her şey yeniden can bulur.

Lucius Annaeus Seneca

İnsan geçmişinden kurtulamaz mıydı?
Geçmişte yaşadığı sıkıntıları bir nebze unutup rahat bir nefes alamaz mıydı?
Ya da geçmişi insanın peşini bırakamaz mıydı?

Elimdeki telefon kayıp yere düştü. Çıkarttığı sesle kendime gelirken hemen telefonu aldım ve aynı numarayı aradım. Birkaç defa çaldı ve kapandı. Ellerim titremeye başlamıştı. Akın bir psikopattı.
Ayağa kalkıp volta atarken bu sefer Ebruyu aradım. Birkaç kez çalıştan sonra kısık sesi duyuldu.

" Isabel "

" Ebru, ne yapıyorsun diye aramıştım. "

" Demiştim ya bugün sana, ordayım. Sonra konuşuruz canım."

Birşey belli etmemeye çalışıyordum. Çünkü Ebru'nun ne tepki vereceğini bilmiyordum. Hele onun yanındayken ne olur bilinmezdi. Şimdi söyleyemezdim.

Hala kulağımda olan telefon kapanmıştı. Sanırım Ebruya hiçbir şey belli etmiyor, rol yapıyordu.
En iyi yaptığı şeyde buydu zaten insanların kolayca güvenlerini kazanırdı. Bunu çok iyi biliyordum çünkü bende aynı şeyleri yaşamıştım. Başta onu iyi bir insan olarak bilirken sonradan nasıl bir insan olduğunu öğrenmiştim.

Yüzümü birkaç kez yıkayıp, ferahlamaya çalıştım. Ne yapmalıydım bilmiyordum. Sadece bana korku vermekse amacı başarmıştı. Sevdiklerime zarar gelmesi en büyük korkumdu. Bu duyguyu birkez daha yaşamak istemiyordum.

Odama geçip yatağa oturdum. Ebruya birşey yapar mıydı? Amacı bu olsa neden sevgili gibi yaklaşsın ki
Ya da yapacak mıydı?
Artık sorulardan, birşey olur mu, olmaz mı diye sorgulamaktan bıkmıştım. Ne zaman tam anlamıyla mutlu olacaktım? En azından kalbimde korku olmadan yaşayacaktım.

Gözümden akan birkaç damlayı elimle sildim. Başımı yastığa koyup bacaklarımı karnıma çektim. Tek duam Ebruya birşey olmamasıydı. Akın daha çok psikolejik olarak insanı yıpratırdı.

Bir an önce Ebruya herşeyi anlatmalıydım.

***

Huzursuz bir geceden sonra zar zor gözlerimi açtım.
Başım ağrıyordu. Son günlerde çok fazla uyuyordum ama dinlenemiyordum. Sanki uykumla cebelleşiyordum. Uyumak değildi bu;
sorunlardan kaçmak, biraz olsada herşeyi unutmaktı.

Saat sekize geliyordu. Bugün dersim yoktu. Aklıma gelen şeyle hemen doğruldum. Ebruyu arayıp beklemeye başladım. Hışırtıyla açılan telefondan Ebru' nun uykulu sesi duyuldu.

" Ne oldu Isabel?"

" Günaydın, dün gece nasıl geçti çok merak ettim de ondan aradım."

" Günün aymasını beklesen daha mı iyiydi, bu saatte aramak ne?"

Uykulu sesi çok kısık geliyordu.
Erkendi ama bunu düşünememiştim.

" Çok merak ettim, hem çok erken falanda değil sabah oldu."

Şuan yalan söylemek daha cazipti. Yüz yüze herşeyi anlatacaktım.

" Tamam kalkıyorum zaten pastaneye gideceğim."

" Ebru bir süre pastaneyi açmıyoruz."

" Neden? Birşey mi oldu?"
Daha ayıktı sesi sanırım kalkmıştı.

ISABELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin