3.Bölüm|Karmakarışık

474 60 48
                                    

Alec Benjamin
If I Killed Someone For you


"Aşka düştüğünüz için yerçekimini suçlayamazsınız."

Albert Enistein

Hani bazen hiçbir şey anlamayız ya.
Olanlar şaka gibi gelir.

Hah!

Ben şuan öyleyim.
Karşımdaki adını bilmediğim adam bana anlam veremediğim bakışlar atarken anneme döndüm. Yanındaki çocuk bana bakıyordu. Annem bana, ben anneme bu bakışma saçmalığı bittiğinde derin bi nefes aldım ve konuşmak için boğazımı temizledim.

" Tamam anne geliyorum." dedim olayı kurtarmak için ama pek kurtulacak gibi bir şey değildi. Karşımdaki adam bana az öncekinin aksine yine sırıtarak bakıyordu.

Şeytan diyor ki
Çak bi tane sırıtan ağzına

Annem Umut' u bir masaya götürdü.
Bende adama dönüp
" Bakın benim gitmem gerekiyor. Ne için gelmiştiniz?" dedim hızlıca
Elini saçlarının arasına geçirip karıştırdı ve konuşmaya başladı.

" Burada kuzenim çalışıyorda ona bakmak için gelmiştim sizde kasada olunca size soracaktım ama..."

Konuşmasına izin vermeden devam ettim. Yoksa yine "beni kesiyordunuz bilmem ne" diye saçmalayacaktı.

" Kuzeniniz Ebru değil mi?"

Lafını kesmemin sebebini anlamış olacak ki güldü ve " Evet " dedi.

" Ben çağırayım hemen" deyip mutfağa geçtim.

Şimdi bu adamın  kuzeni Ebru muydu?
Onu burada ilk kez görüyordum.

Ebru bulaşık yıkıyordu.
"Ebru dışarda kuzenin olduğunu söyleyen yakışıklı bi çocuk var. Seni bekliyor."

Ebru bana döndü. Birkaç saniye yüzüme bakıp " Demek yakışıklı o zaman benim kuzenim." deyip sırıttı ve mutfaktan çıktı.

Ben onu dışımdan mı söylemiştim?
Böyle dediğine göre Evet!
Mal olduğum tescillendiğine göre utanma seanslarıma başlayabilirim.
Ben kendimle cebelleşirken annemin sesi kulağımı doldurdu.

" Isabel sen ne yapıyosun iki saattir!
Çocuğu oyalayacağım diye annesinin kızlık soyadını bile öğrendim. Yürü çabuk git. Yürü!" diye bana kızdı.

Ben Umut'u tamamen unutmuştum.
Bu günün bir an önce bitmesini istiyordum.

İçeri geçtiğimde gözlerim Umut'u aradı. Onu gördüğümde yavaş yavaş Umut' un olduğu masaya yürüdüm.
Benim geldiğimi görünce duruşunu dikleştirdi ve gülümsemedi.
Karşına geçip oturdum.
Nerden başlayacağımı bilmiyordum.
O da bilmiyor olacak ki aklında birşeyler tartar gibi düşündükten sonra konuştu.

" Merhaba, ben Umut."

Hadi canım! Ben bu zekilikle başa çıkamam. Bence burda bitirelim. İki dakikadır bunu mu düşündün gerçekten.

"Sen de Isabel olmalısın."

İyi tespit.

" Evet. Ben de Isabel."

Heyecanlı bi hali vardı. Benim tam aksime.
Onun iki kelimeyi birleştiremediğini görünce ben konuştum.

" Bak Umut açıkça baştan herşeyi konuşalım. Öyle boş hayallere kapılıp birbirimizi kırmaya gerek yok." dedim tepkisini ölçmek için.

Başını salladı ve "Bencede" dedi.

" Sen benim hakkımda ne düşünüyorsun. Bana karşı hislerin ne? "

ISABELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin