isim olarak jinyoung verdim ama onu kpop idolu olarak algılamayın. aklıma isim gelmiyo!! jennieye asiri benzeyen adi jinyoung olan biri yani.ayrica yorum yapmayi unutmayın<3 sizi sevioeum <3
//
onu bunu aramam ve herkesi rahatsız etmem sonucu jongin'in yerini öğrenmiş, karşımda sabırla beni beklemiş çocuğu o adrese göndermiştim.
onun telefonlarımı açmamış olması evde, oturduğum yerde aklıma takılırken mısır gevreğimden bir kaşık daha ağzıma attım ve hızlıca onu çiğnedim.
chaeyoung üst katta açtığı şarkıyı güzel sesini çirkinleştirerek söylerken mutfakta ocakla uğraşan teyzeme baktım.
annem odasından hızlıca çıkıp fırının yanına gittiğinde evin içindeki yanık konusunu fark ettim. iki kardeş kendi arasında ufak bir tartışmaya tutulduğunda dış kapının açılma sesi duyuldu.
etrafımda olan hiçbir şeyi umursamadan kasedeki mısır gevreğini yemeye devam ettim.
"misafirimiz var."
jungkook'un önce sesi sonra kapının kenarından bedeni görüldüğünde teyzem söylenmeye başladı. henüz az önce annem yemeği yakmışken bu iyi bir haber değildi.
"kim?" diye sorduğumda yanıma geldi ve kasenin içine bıraktığım kaşığı doldurup ağzına götürdü.
"jongin ve bir arkadaşı."
bunun gün içinde karşılaştığım çocuk olduğunu tahmin ettiğimde jungkoom hızlı hızlı lokmalarını çiğnedi ve yutkunup bana döndü.
"babanın oğlu, yani nasıl desem, senin üvey abin. aslında pek abin sayılmaz aynı yaştasınız."
üst üste cümlelerini sıraladığında ağzıma götürdüğüm kaşık havada asılı kaldı. aralık dudaklarım düz bir çizgi halini alırken ondan yana döndüm.
"onun tek oğlu vardı."
emin ve sert bir şekilde konuştuğumda dilini damağına vurdu. derin bir nefes aldığında "onu gizliyordu." deyip duraksadı. sonra alayla gülüp "birlikte yaşadığı ailesinden bile." diye ekledi.
kucağımdaki kaseyi önümdeki masaya bıraktığımda ne diyeceğimi bilemedim. sadece bana değil, bana tercih ettiği ailesine de mi ihanet etmişti?
ellerimi yüzüme kapatıp çeneni sıvazladığımda "kendi ailesi bile bilmiyorsa jongin ne alaka tanıyor onu?" diye aklıma takılan ilk soruyu yönelttim.
"uzun bir hikaye, başta ikisi sadece denk geliyorlar. jongin iki farklı arkadaşının babalarının aynı kişi olduğunu sonradan öğreniyor. hyuck, yani öldürdüğün." son kelimesini söyleyip söylememek arasında git gel yapıp sonunda söylediğinde devam et anlamında başımı salladım. "onun ve annesinin haberi yoktu. ama jinyoung, yani hala hayatta olan diğer ikisini biliyordu. çocukluğunun verdiği baba sevgisinden dolayı bunu her zaman bir sır olarak saklıyor. jongin ise iki arkadaşının da üzülmesini istemediği için susuyor."
içinde bulunduğum bu durum gün geçtikçe daha da garip bir hal alırken dirseklerimi dizlerime yaslayıp hafif öne doğru eğildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
moonlight || jenkai
Fanfiction"o günle birlikte on dört. tam olarak on dört kişiyi öldürdüm, jongin. sadece sen ölme diye."