NEHİR'İN AĞZINDAN
Gözlerimi açmamla tuvalete koşmam bir oldu. Uyku haplarının yapmış olduğu etkiyle kusmuştum ve bu gerçekten iğ renç ti. Daha fazlasını içip kendimi ölüme teslim edebilirdim ,belki bir ihtimal kurtulurdum ama 4'ten fazlası hatta 4 tane bile tehlike içeriyor. Benim içtiklerim sadece bol uyku ve kusmayı tepki olarak göstermişti. Onu düşünmeden,rüyama girmesine izin vermeden rahatça 1 gün uyuyabilmiştim. Bu bana bir hafta yeterli olurdu. Üzerimi değişip,eve de bi çeki düzen verdikten sonra rahatlayabilmek için kendime koca bir fincana kahve hazırlayıp,yanına da eşlik etmesi için sigaramı yaktım. Tabii bu süreçte boş durmadım. Telefonumu sürekli alıp Tibet'i arasam mı diye düşünüp ikilemde kalmayıda eksik etmedim. Kendimi eve kapatarak nasıl dayanabilirim ben buna diye düşünüp elimde olan telefondan Melis'in numarasını çevirdim. Çalınca yaklaşık 2 saniye sonra açtı. Sanki telefonu elinde benim aramamı bekliyormuş gibi.
*MELİS VE NEHİR'İN TELEFON KONUŞMASI*
"Alo,Melis'im merhaba nasılsın?"
"İyiyim bebişto,sen?"
"İyiyim bende. Müsait misin bugün bir şeyler yapalım mı?"
"Hahahay tabi ki müsaitim bebeğim,ne yapmak istersin? Parti bulalım gidelim mi?"
"Bilmem,orasını sana bırakıyorum. Şey,sende araba var değil mi?"
"Evet bebek. Saat 7'de aşağıda olacağım,öptüm."
Melis benimle karşılaştırılınca biraz daha kokoş,süslü kalıyordu. Veya ona bakım mı denir bilmiyorum ama her neyse. Çok bi sevmezdim ama bugün dağılmam gerekiyordu biraz. Hatta biraz değil baya.. Yokluğunda alkolik olmak istemiyordum ama derdim böyle gidiyordu işte.
1 gündür uyumaktan gözlerimin altı şişmişti. Uykulu halimi geride bırakabilmek için hemen rahatlatıcı bir duş aldım. Ah tabi ki duştan sonra dolabımın önünde 25 dakika salak gibi öyle bakmadım,saçmalamayın. Rahatıma düşkün bir insan olduğum için pek elbisem,eteğim olmazdı dolabımda. Varsa yoksa pantolon ve pijama. Uzun uğraşlarım sonucunda siyah sade bir elbise ve altına da sade siyah ayakkabılarımı giydim. Saçlarımı düzleştirerek daha rahat olmayı tercih ettim. Olurda içip içip ağlarsam yüzümü kapasın saçlarım diye salınık bıraktım saçlarımı. Her ihtimale karşı önlem almak her zaman daha iyiydi. Zaman yaklaştıkça gitmemeyi daha çok istiyordum,nedendir bilinmez strese girmiştim. Son 1 saat kalınca bir şeyler atıştırıp makyajımı yaptım. Dank. Telefonum çaldı,Melis'miş. Saate baktığımda 7'yi gösterdiğini gördüm. Bi'koşu içeri gidip ayakkabılarımı giydim,çantamı aldım ve Melis'i sinirlendirmeden aşağıya indim..
- - - -
Geldiğimiz parti Melis'in erkek arkadaşının arkadaşı olan Semih'indi. Sarışın,gözlüklü değişik bir tipti. Daha ilk saatler olmasına rağmen içerisi tıklım tıklım dolmuştu. Melis ile biz sonradan geleceğimiz için Melis'in erkek arkadaşı bizden önce gelmişti. Melis onu aramak üzere yanımdan gittikten sonra bende bar tarafına doğru kalabalığı deşerek gittim. Bu büyük yerde kaybolmaktan korkmuyordum ama buradan sağ salim çıkabilmek konusunda endişeler yaşıyordum. Son ses müzik biraz başımı arıtsada içkinin beni rahatlatmasına izin verdim. Üçüncü shot'ı da attığımda Melis ve erkek arkadaşı yanıma geldi. Shot atmadan önce de barın tavsiyesi olan birkaç içki daha içtiğimden şuan çakırkeyif durumdaydım. Melis halime şaşırmış olduğunu açık açık belirtiyordu.
Bir shot daha attığımda o son ses müziğin arasında bir an -nasıl oldu anlamadım ama- telefonum çaldı. Yavaştan içkinin etkisiyle sarhoş olduğumdan dilim bazen dönmüyordu. Kimin aradığına baktığımda Mustafa yazdığını gördüm,bir hızla dışarı çıkıp telefonu açtım.
"Efendim Mustafa?..
Evet..
Tamam da ne zaman?
Peki,görüşmek üzere."
Melis'i bulup hemen onunla konuştuktan sonra partiden ayrılıp,taksiye bindim ve evime gittim.
TİBET'İN AĞZINDAN
O günden sonra sabaha kadar Mustafa ile konuyu en derinine inerek konuştuk. İçim biraz rahatladı gibi ama Nehir'i orada bırakmak aklımda kalmasına sebep oldu. Kim bilir ne yapıyordur diye düşünmeden edemedim. Mustafa'yı uyuması için yatak odasına yolladığımda bende sessizce televizyon izleyip,kafamı dağıttım.
O gün yine akşam olduğunda Mustafa geç saatlerde uyandı sakin sessiz bir şekilde kahvaltı ettik. Ömer birkaç kez arayıp neler olduğunu sorsada Mustafa hiçbir şeyi belli etmedi. Akşam televizyon karşısında ikimizde rahat bir uyku çektik. Dün ki sabaha kadar muhabbetimiz uyku düzenimizi bozmuştu ama rahatlamamıza sebep olmuştu. Bugünde tekrardan eski düzene dönmek için erkenden uyumanın daha iyi olacağı kanısına vardık.
- - - -
Sabah gözlerimi açtığımda koltukta Mustafa yatmıyordu. İlk göremeyince kuşkulansamda yatağına gitmiştir dedim ama onun yerinde yatan kızı görünce neler olduğunu anlamak için ayağa kalktım. Kızın yanına gidip baktığımda onu gördüm.
"Nehir?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK
Novela Juvenil"Ben seninle bir bütünüm. Ne senin bensiz bir anlamın,ne de benim sensiz anlamım yok. Yanımda mısın?"