Bölüm 11; Şok

115 7 0
                                        

"Tibet bekle nolur,yanlış anladın."

"Neyini yanlış anladım söyler misin? Sen...Sen onun kucağındaydın,o sana dokunuyordu. Öpüyordu seni! Banane ama değil mi? Ulan dayanamıyorum seni onun yanında görmeye. Şu lanet beynine bunu hala sokamadın mı? Sizi öyle gördüm ya içimden bir şeyler koptu gitti. Benim Nehir'ime kimse dokunamaz anlıyor musun?"

Ben Tibet'i gördükten sonra açıklama yapmak için kalkıp yanına gittiğimde, Ege'nin arkamdan geldiğini farketmemiştim. Ege benim önüme geçip, Tibet'e yaklaşıp konuşmaya başladı.

"Sanane ha? Bundan sanane! Seviyorum Tibet, ben Nehir'i seviyorum. Buna karışamazsın. Sen kimsin ki? Onun en yakın arkadaşı. Ben kimim peki? Onu seven normal bir insanım. Şimdi söyle bakalım,hangimiz onu başka bir tutkuyla isteriz?"

"Artık yeter! Ben sizin malınız değilim. Benim de gururum var. Ege, bu olanlar bir anlık gelişti. Bana umut bağlamanı,üzülmeni istemem. Ben seni sadece bir arkadaş olarak gördüm. Şimdi,ikinizde şu kapıdan çıkıp gidiyorsunuz!"

İkiside hiçbir şey demeden kapıdan çıkıp gittiler. Neler olmuştu böyle? Ege'nin bunu yapmasına nasıl izin vermiştim? Düşünceler beynimi kemiriyordu. Bağırmak istiyor,etraftaki her şeyi yakıp-yıkmak istiyordum. Ama ne sesim çıkıyordu,ne hareket edebiliyordum. Tam banyoya yönelmiştim ki aşağıdan bağırış sesleri duydum. Koşup,camdan baktığımda Ege'nin Tibet'i apartman duvarına yapıştırmış olduğunu ve sürekli vurduğunu gördüm. Gözünü nefret boyamış gibiydi. Buna asla izin veremezdim. Koşarak dışarı çıktım.

"Ege napıyorsun sen? Bırak onu!" vurmasını durdurup bir an bana baktığında yüzünde o siniri farkedebilmiştim. Aralarına girip,Ege'yi kaptığım gibi uzaklaştırdım. "Ona bir daha vurmaya kalkarsan beni asla ama asla göremezsin. Gerçi normal şartlarda da yanıma yaklaşamayacaksın. Git buradan!" Ege giderken kafamı kaldırdığımda apartmandan birkaç kişinin bize baktığını gördüm. "Ne bakıyorsunuz? Girin evinize!"

"Tibet duyuyor musun beni? Gel hadi, at kolunu bana."

Ona baktığımda dağılmış görünüyordu. Burnu ve dudağı kanıyordu. Ege'ye sanki özellikle kendini bırakmış gibiydi. Tibet hep böyle yapardı. Sinirlendiğinde kendini dövdürtürdü. Onu tuttuğum gibi eve çıktık. Yüzünü temizleyip,pansuman yaptıktan sonra kanepeye yatırıp,uyumasına izin verdim. Bende rahatlayabilmek için ilk banyoya girdim,daha sonra da Tibet'in yanında,yerde yatıp uyudum.

- - - - - - -

Gözlerimi açtığımda hala hava karanlıktı. Saat üçü gösteriyordu. Koltuğa baktığımda orada kimse yoktu. Yavaşça kalkıp,mutfağa yöneldiğimde içeriden ağlama sesi geliyordu. Görülmeyecek şekilde içeri baktığımda gözlerime inanamadım. Tibet bir yandan ağlıyor,bir yandan da telefonla konuşuyordu.

"Oğlum dayanamıyorum artık,yeter. Canım yanıyor." Karşı taraf konuşunca devam etti. "Evet,aynen. Oldu işte bir şeyler. Öyle görünce kaldım hani nasıl diyeyim berbat bir duygu be abi. Gidiyorum artık. Belki böylesi daha iyi olur. Ben ona zarar veriyorum." Tekrardan karşı tarafın konuşmasını bekleyip devam etti. "Tamam kardeşim. Sağolasın gece gece derdime ortak oldun iyi geceler."

Tibet'in ayak seslerini duyunca farketmesin diye hemen geri yerime yattım. İçten içe dua ediyordum. Allahım nolursun geri yatsın koltuğa,gitmesin nolur nolur. Gözlerimi sımsıkı kapatmış,yorganıma sıkıca sarılmış bir şekilde uyuyor rolü yaparken bir an Tibet'in ellerini saçlarımda hissettim. Gözyaşı düşmüştü yüzüme.

"Elveda güzelim" deyip yanımdan kalkınca gözlerimi açmadan ona seslendim. "Nolur Tibet gitme. Ben hala senin Nehir'inim. Gitme,buna dayanabilecek kadar güçlü değilim. Benim güç kaynağım sensin."

Kendimi ne kadar sıksamda dayanamamıştım. Ona bakmak için gözlerimi açtığımda gözyaşlarımda özgürdü artık. Yerimde doğrulup gözyaşlarımı silip ona baktım,kapının önünde duruyordu. Arkası bana dönük olduğu için yüzünü göremiyordum. Onu ağlarken görmek canımı çok yakmıştı,her şeyden çok. O an ile ilgili son hatırladığımsa; Tibet'in yanına gitmek üzere ayağa kalkmamla birlikte yığılışımdı.

* * * *

Merhaba! Fazla uzatmadan söyleyeyim; Artık hikayemizin bir twitter hesabı var. Merak ettikleriniz,düşündüklerinizi belki paylaşırsınız diye böyle bir şey düşündüm.

Twitter Hesabımız; @WattpadSohbet

Hepinizi beklerim. İnşallah bölümler istediğiniz gibi gidiyordur. Hepinize teşekkürler.

YASAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin