Yalnızlığın hüküm sürdüğü,amansız bir kuraklık..
Yağmur yok,kalpler taş ve gönüller yangın yeri..
Çıkar mıyım sabaha bilmem doğrusu,duvarlar soğuk.
Buz kesiyor her yanım,sen yoksun yanımda biliyorum.
Zaman geri getirir mi seni bilmiyorum,gece karanlık.
Bir tane dahi yıldız yok mavi gökyüzünde,bulutlar siyah.
Gözlerim ama oldu sanki, sokak lambaları sönmüş ve her yer karanlık.
Uzaksın biliyorum,hemde çok uzak..
Hani vardı ya eskiden gurbetlik ve geri dönmeyen gurbetlikler.
Şimdi bende sürgünüm,sensizliğin kurak iklimine.
Bilmezsin,duymazsın belki, senin adını her gün söyleyişimi..
Yalnızım,inan çok yalnızım..
Ağrı dağı gibi güçlü ve büyük değilim, ben sadece yalnızım sevdiğim..
S. Erdemir
-NEHİR'İN AĞZINDAN-
Nasıl oluyorda tam her şey düzeldi dediğimiz an başımıza bir şeyler geliyordu?
Kapıdan Tibet'le sohbet ederken çıktığımızda,bizi 4 tane çocuk karşıladı. Tabii buna nasıl karşılanmak denirse. Ben ne olduğunu anlamadan bir çocuk beni kaptığı gibi önüne siper etti,Tibet'i üç çocuk birden tutmaya başladı ve ben daha sonrasında gözlerimin karardığını,Tibet'in ise adımı haykırışlarını farkedebildim. Sonrasında ise ne olduğunu anlamadığım bir biçimde dünyam,karanlık ve sessiz bir yere döndü.
Gözlerimi açtım ama her yer karanlıktı,hiçbir şey göremiyordum. Ellerim ise bir yere bağlı gibiydi,hareket edemiyordum. Ağzımda bir engel olmadığını farkedince derin bir nefes alıp avazım çıktığı kadar bağırdım. Uzun uzun bağrışlarım sonucunda kim olduğunu göremediğim birisi iç çekip hızlı hareketlerle gözlerimdeki bağlı olan bezi çözdü. Karşımda gördüğüm kişi ise korkup sandalyemde kıpırdanmaya çalışmama sebep oldu. Etrafı yakıp yıkmak istiyordum ama hiçbirini yapamıyordum çünkü ellerim kollarım tam anlamıyla bağlıydı! Beni tanıyan bir insan bana böyle bir şey yapıldığında vereceğim tepkiyi bilir sıkı önlemler alırdı. Ve işte şuan karşımda duran insan,beni iyi tanıyanlardan birisiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK
Fiksi Remaja"Ben seninle bir bütünüm. Ne senin bensiz bir anlamın,ne de benim sensiz anlamım yok. Yanımda mısın?"