"Sadece bana ne hatırladığını söyler misin!"
Diye bağırınca korkmuştum.Sanırım bana cevap verirken bilmediğim bişiler söylemekten çekiniyordu. Bu yüzden tam olarak ne hatırladığımı bilmek istiyordu.
"Ben.. şey ben bi ces- ceset kanlar içinde bi erkek vardı ve.. ve ben başka"
O görüntü aklıma geldikçe cümle bile kuramıyordum ki Tae de üstüme fazla gelmiyor muydu? Cidden bu kadar bağırması gerekli miydi.
Hem onun bağırması hem doğru düzgün kuramadığım cümle beni iyice strese sokunca ağlamaya başladım.
"Lütfen bana sadece cevap ver Tae lütfen.. ben katil miyim?"
"Hayır!"
Kafamı kaldırıp ağlamaktan kızardığını düşündüğüm- çünkü fazla yanıyordu- gözlerimle yüzüne baktım.
Sinirden mi gerginlikten mi bilmiyorum ama çenesini sıkmaktan dişlerini kıracak gibi gözüküyordu.
Ama söylediği şey içime azda olsa su serpmişti.Rahatladığımı hissettim sonuçta ben katil değildim. Ama belki de çok erkendi bu his için..
"Tabiki hayır saçmalama artık daha fazla."
"Sen bi karıncaya bile zarar veremezsin ki. O kadar çok severken abini nası-"Söylemesi gereken bişi söylemiş gibi bıçakla kesti lafını. Ama söylediği şeyin yarattığı etki içimde yangınlara dönüştü. Yandı, kavruldu ama kora dönüşmedi..
"A-abim mi?"
Artık acı içimi sözlere dökülmeyecek büyükte kaplamıştı. İçim adeta kan ağlıyordu. Ben bu gerçekle Nası yaşayacaktım..
~~~
Dünkü bölümün devamı diyelim..Hepinizi seviyorum iyi okumalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZ
Fanfiction"Teşekkür ederim.. En önemlisi de her şeye rağmen bizden vazgeçmediğin için."