Beni yaşatmak için annemin hayata veda etmesi. Annemin hasretine dayanamayıp babamın intihar etmesi. Bu hayatta herşey istediğimiz gibi olmuyor maalesef. Ben istermiydim böyle olmasını. Ben istermiydim annemin ölmesini. Ben istermiydim babamın gitmesini. Ben isterdim ki annemin babamın olduğu ve abilerimin bana iyi davrandığı bir yaşam. Eğer ben olmasaydım böyle olmayacaktı. Belki çok mutlu olacaklardı. Belki de annem başka bir sebebten dolayı ölücekti ve bu kadar üzülmiyeceklerdi. Keşke bu berbat lanet Dünya'ya gelmeseydim. Keşke.
•••
Yediğim dayak beni uyuşturmuştu. Heryerim sızlıyor ve yanıyordu. İlk defa bu kadar üstüme gelmişlerdi. Hiç acımıyorlardı. 1 yaşından beri dayak yiyorum. Tam 17 yıldır. İlk tokatımı merak ediyormusunuz. Anlatayım o zaman.
* bugün benim doğum günümdü. İlk defa doğum günü kutlayacaktım. Ama işler ters gidiyordu kimse hatırlamıyordu. Emekleyerek Enis abimin odasından çıktım. Salonda sadece tek bir noktaya odaklanmış 4 abim vardı. Beni görünce Miraç abim kalkıp beni sertçe yerden kaldırdı. Ve beni koltuğa fırlattı. Tabi ben oyun sanıp gülüyordum. Ilgaz abimin bağırması ile oyun olmadığını anladım ve gülmeyi kestim. Şöyle bağırıyordu "bugün annemizin ölüm günü ve bu küçük şeytan katil bebeğin doğum günü annemiz senin yüzünden öldü katilsin sen. Katilsin. Anladın mı beni bebek." Hayır ben katil değilim diyemedim. Konuşmayı bile bilmiyordum. Ama anlamıştım benim suçumdu annemin ölmesi. Birden biri sertçe yüzüme tokat attı. Ağlamaya başladım. Canım ilk defa yanmışdı. İlk defa birisi bana orda tokat atmıştı. Sanki bugün'ü bekliyor gibi hepsi gülüyordu. Ama ağzımdan çıkan söz ile herkes donmuştu. Kimse kıpırdamıyordu. Dolmuş gözleri ile bana bakıyorlardı.
"Anne"
"Anne.."
"Anne..."*
İşte böyle o yüzden doğum günlerinden nefret ederim annem gitmiş ben gelmişim. Ve suçluyum.
Ayağa kalktım ve bodrum katından çıktım. Onlara kahvaltı hazırlayıp Miraç abimin kapısını çaldım. 'Gir' sesini duyunca yavaşça ve korkarak odasına girdim.
Miraç: ne var?
-kahvaltı hazır.
Miraç: tamam defol.
Odasından çıkıp aşağı bodrum katına indim. Canım bişey yemek istemediği için kendime hazırlamamıştım. Bugün hafta sonuydu. Ve okul yoktu. Direk kafe'ye geçecektim. Üstüme Her zaman giydiğim eskimiş ve bazı yerlerinde yırtıklar olan siyah kazağımı ve altıma da siyah keten pantolonumu giydim. Bodrum katından çıktım. Evden çıkmak için hazırlanıyordum ki o sesi duydum.
Kayra: yine nereye.
Sert ve oldukça soğuk sesi ile söylemişti.
-ufak işlerim var abi.