0.3

12.4K 416 70
                                    

Media: Azra :)

•••

Bugün o gündü. Saat 06.00. Abilerimin uyanmasına daha 1 saat var ve ben elime geçen bu fırsatı kaçırmak istemiyorum. Kendi paramla aldığım eski bir telefonum vardı. Selin'e mesaj attım ve eşyalarımı toplamaya başladım. Zaten az bir eşyam olduğu için 2 dakika da hazırdım. Yavaşça bodrum katından çıktım. Ev sakin ve sessizdi. Yavaş yavaş dış kapıya ilerledim ve kapıyı açıp çıktım. Selin yolun karşısında beni bekliyordu yanına gittim.

Selin: görmediler değil mi Azra?

-yok görmediler, uyuyorlar.

Selin: hadi gidelim.

Elimi tuttu. Ve beni bir apartmana getirdi. Apartman 6 katlı bir binaydı. Etrafında renk renk dizilmiş çiçekler. Rengi solmuş ama hâlâ güzel gözüken mavi bir renk.

Apartmana girdik ve 3.kata geldik. Arda kapıyı açtı.

Arda: hoşgeldiniz geçin hadi

İçeri geçtik

Selin: Azra seni burada bulamazlar. O okula da artık gitmeyeceksin. Sırf sen beni bulurlar dediğin için şehir dışında bir ev tuttuk oraya gidiceğiz. Orda da güzel çalışma yerleri bulduk. Şimdilik can sağlığın için bu evde kalmak zorundasın

Kafamı "tamam" anlamında salladım

Arda: odan burası gel.

Bir boş oda gösterdi içeri girdim. Selin de arkamdan girdi.

Selin: korkma tamam mı? Sana burada bişey yapamazlar.

-sadece işte bulurlar korkusu var bende.

Selin: şehir dışı çıkıcağız iki gün sonra ablamın yanına gidiceğiz. Tamam mı?

-t-t-tamam.

Selin "den"

Azra'yı odada bırakıp mutfağa geldim. İşe gitmem gerekdi.

-abi işe gidiyorum ben. Azra sana emanet.

Arda: tamam dikkat et selin.

-tamam abi.

Mutfaktan çıktım. Çantamı aldım ve evden çıktım.

İş yerine gelmiş masaların tozlarını alıyordum. Bir ses duydum ve kafamı sesin geldiği yere çevirdim. Bunlar azranın abileri Miraç Kayra ve ılgazdı.

Ilgaz: nerdesin lan.

Diye bağrınca ben bile korkmuştum. Ve Azra onlarla 16 yıl beraber yaşamıştı. Valla kız iyi dayanmış.

Ilgaz: Azra'yı nereye götürdünüz.

-Azra'ya bişey mi oldu?

Miraç: sabah kalktığımızda evde yoktu. Nereye götürdün lan azrayı.

-azrayı bir yere götürmedim. Nerde olduğunu bilmiyorum. Bulursanız benide haber edin.

Bunları gözlerinin içine bakarak söylemiştim ki benden şüphelenmesinler diye. Onlar da inanmış olucaklar ki ses etmeden kafe'den çıktılar.
Bunlar nasıl cani insanlardı. Eğer evlerinin olduğu yerde bir kamera kaydı varsa yanmıştım. Bitmiştim. O yüzden elimi çabuk tutup bu şehirden gitmek zorundaydım. Zorundaydık. Ama benim götürdüğümü öğrenseler bile ben Azra'yı onlara vermezdim. Yine arkadaşımın o acıları çekmesine izin vermezdim. Onun nasıl canı yanıyor ise benim de öyle canım yanıyor. Canım yanmıyor dese bile kimse onun içini bilemez. Şiddet göre göre hissizleşmişti. Kırık dökük bir kız olmuştu. İçinde neler yıkılıyor, dökülüyor kimse bilemezdi. Artık o kadar Azra'nın katil olduğunu kendilerine alıştırdılarsa kızı da bu saçma şeye sürüklemişlerdi. Tabi ya azra katildi. Tam bir günlükdü annesi öldüğünde. Nasıl katil olabilirdi ki. Daha bir yaşında Abilerinden dayak yemeye başlamıştı. Babasının sıfatını az çok hatırlayıp annesini hiç görmemişti. Ama abileri ona katil damgası vurmuştu. Bazen azranın yerine kendimi koyuyorum da azra gerçekten çok güçlü bir kız. Ben olsam asla dayanamaz ve kaçardım. Yada babasının yaptığını yapıp çok kolay gibi gözüken ama zor olan şeyi yapıp intihar ederdim.

•••

Eve geldiğimde abim Azra'nın uyuduğunu söylemişti. Abim de onun için çok endişeleniyordu. Herşeyi anlatmıştım. Oda ablama anlatıp ablamın evinin olduğu yere yakın bir ev tutmuştu. Hem ablam bize yardımcı olucakdı hemde azra Abilerinden kurtulucakdı.

-abi biz önden gidelim. Eğer hepimiz bir anda kaybolursak anlarlar.

Evet hepimiz dedim çünkü bizimle beraber abimin arkadaşı ve benim plotoniğim "uzay" da gelicekdi.

Arda: tamam abicim. Uzay ile biz 1 hafta sonra geliriz.

-tamam abi. Ben yoruldum uyuyacağım. İyi geceler.

Arda: sana da.

Kendi odama girip yatağıma uzandım. Size biraz uzaydan bahsediyim. Uzay 2 senedir plotonik aşığım. Abimin okulunda yani azra'nın sınıfında okuyor. Oda abim için gelmişti bu şehre. Ailesi başka şehirde yaşıyordu yani bizim azra ile gideceğimiz şehir "Eskişehir." Böyle mavi mavi gözleri, dolgunlaşmış dudakları, güzel bir fiziği var. Ama herseyden öte çok güzel bir kalbi var. O güzel kalbi kadar da çapkınlığı. Annem ile babam hayatta ama ayrı yaşıyorlar. Abim dediğim insan ile aramızda 1 buçuk yıl var. Ama sürekli bana abi de diye tutturuyor. Bende mejbur demek zorunda kalıyorum. Biz azra ile kafe de tanıştık. Ben açıktan okuyordum liseyi. Ve üniversite için para biriktirmem lazımdı. Azra ise abileri ona para vermediği için çalışıyordu. Gerçekten kızın haline çok acıyorum. O üzüldükce üzülüyorum.

Kapının çalınması ile doğruldum ve 'gir' dedim. Kapıdan azra girdi.

Azra: beraber uyuyalım mı?

-tabi gel.

Az yana kaydım yanıma oturdu.

Azra: abilerim ile ilgili kabuslar görüyorum. Beni buluyorlar.

-bulamazlar. Çünkü 2 gün sonra burda olmayacağız.

Azra: peki

Beraber yatağa uzandık. Çok dağınık yatarım inşallah benden rahatsız olmaz.

Gecenin bir vaktinde azranın çığlıkları ile uyandım

Azra: yap-ma a abi ö Özür dilerim a abi vur-ma

Onu biraz sarstım. Kendine gelince su uzattım. Ne olduğunu sorup onu üzmek istemiyordum. O yüzden onu geri yatırdım ve sıkıca sarıldım.

Hep böyle kabuslar mı görücekdi. Onu iyi etmeliydim.

***

Bu bölümde Selin'in ağzından yazdım. İnşallah beğeniyorsunuzdur.

İyi geceler.

22.08 :)

Uçurum (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin