Media: aras.
Ben gökyüzü, o renk körü.
•••
Bugün herşeyin açıklık kavuşucağı o gündü. Aras'a gidiyordum. Herşeyi anlatmaya. Belki bana inanmiycaktı ama gidiyordum.
Gelirken bir şey getirmemiştim. O yüzden sabah uyanınca ne giyiceğimi düşünüp duruyordum.
Aklıma gelen şey ile "tabi yaa" dedim içimden.
düşündüğüm şeyi düşünüyorsun dimi dürdane.
+sende mi domatesli pilav yemek istiyorsun Sıddık.
Bazen neden bu kadar gerizekalı olduğunu düşünüyorum.
+bende
Ayağa kalktım ve bodrum katından çıktım. Ilgazın odasına girdim. Uyuyordu.
Sessizce dolabını açtım. Ve gri sweat aldım. Altım da pantolon vardı zaten. Ses yapmadan odadan çıkıp bodrum kata indim. Üstümü değiştirdim ve annemi uyandırdım.
Güzel gülümsemesi ile "günaydın" dedi.
-Günaydın anne, gidicekmiyiz?
Kader: gidiceğiz. Ama ilk önce karnımızı doyuralım.
Kafamı tamam anlamında salladım. Annem odadan çıkınca direk telefonu elime aldım ve aras'ı aradım.
Aradığınız kişiye şuan da ulaşılamıyor.
Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.Dıt.
Dıt.
Dıt.
Nasıl olur ya engelledi mi şimdi beni? Ben onun kokusuna hasret kalmışken o beni engellemişmiydi?
Saçmalama Azra! Biri ile konuşuyordur.
Uzayı aradım beşinci calışında açtı.
"Ne var Azra?"
"Uzay, ben geliyorum."
"Artık gelsende fayda etmez Azra."
"Uzay, herşeyi yanlış anladınız."
"Bizi bırakıp gittin Azra. Neyi yanlış anladık"
"Mecburdum uzay."
"Değildin Azra."
"Uzay nolur böyle yapma"
"Arasa bunu yapan bize ne yapmaz?"
"Arasa bişey yapmadım. Oraya geliceğim ve herşeyi teker teker anlatıcam. Bana bir şans daha verin."
Dıt.
Dıt.
Dıt.
Gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum. Ben onları bu denli severken onlar beni hemen silip atmış mıydı?
Ayak sesleri gelmeye başladı. Kim olduğunu bilmiyordum ama birine sarılma ihtiyacı duyuyordum. Yanıma oturması ile ona sıkıca sarıldım.