Oyuncu

Gelin

Bizim eve geldiğimizde annem, abim ve babam bir mutfak masasına oturmuş, konuşuyorlardı.

"Pars sen oturma odasına geç. Ben ne konuşuyorlar bakayım." dedim.

Pars oturma odasına geçince mutfağa girip "Ben geldim!" dedim.

"Güzel kızım nasılsın? Dün o delikanlı ile kavga etmişsiniz. Eğer seni üzdüyse söyle onu ayağımın altına alayım." dedi babam.

"Şey aslında biz barıştık ve şuan oturma odasında." dedim.

Abim sinirle ayağa kalkıyordu ki "Sudenaz da ne kadar güzel kız değil mi?" diye sordum.

"Konu ne ara Sudenaz kızıma geldi?" diye sordu annem.

"Bak sende o kadar sevmişsin ki kızım diyorsun. Bana kalırsa gelin kelimesi daha çok oturuyor üstüne." dedim.

Abim öksürük krizine girerken annemin gözleri parıldadı.

"Oğlum bana hiç anlatmadın?" dedi babam.

"Daha aramızda bir şey yok. Olacakmış gibi ama yok." dedi abim.

"Şimdi odasında mı?" diye sordum.

"Evet. Dün patron mesaiye bırakmış. Gece iki gibi işten çıktı. Daha uyuyor. Rahatsız etme." dedi abim.

"Sen bunu nereden biliyorsun?" diye sordum.

"Dün bende nöbetteydim. Mola esnasında onu işten alıp eve bıraktım." dedi abim.

"Olmuş bu iş olmuş." diyen annem ile "Ben görümcelik yapmaya gidiyorum." dedim ve Sudenaz'ın odasına koştum.

Yatağında uyuduğunu görmem ile yanına atladım.

"Günaydın Beril." diye mırıldanması ile "Sana da günaydın yenge." dedim.

Gözleri fal taşı gibi açılınca "Abim, babam ve annem içeride. İyi gelin olarak hadi kalk ve günaydın de. Hem bugün temizlik var." dedim.

"Gelin mi?" diye sordu şaşkınlıkla.

"Sen o dediğime mi takıldın? Sana zeki, yakışıklı, anlayışlı, gül gibi abimi veriyorum. Alsana." dedim.

Tam cevap verecekken odadan kaçarcasına çıktım.