Oyuncu

Bırakalım

Üstümüzü değiştirdikten sonra merdivenlerden inip mutfağa geçtik. Annem kahvaltı masasına oturmuş bize gülerek bakıyordu.

Pars tam "Efendim siz biraz önce çok yanlış bir zamanda geldiniz. Kızınız ile" diye açıklama yapıyordu ki annem onu durdurdu.

"Ben hiçbir şey görmedim." dedi annem.

"Saat kaç?" diye sordum.

"Sekize çeyrek var." diyen annem ile "Hızlıca kahvaltı yapıp çekimlere gitmemiz gerek." dedim.

"Bugün ne çekeceksiniz?" diye sordu annem.

"Deniz kıyısında romantik bir sahne var. Oraya gidip çekim yapacağız." dedi Pars.

"Ne güzel." dedi annem.

Yumurtadan bir çatal aldım ve "Sen ne yapacaksın bugün?" diye sordum.

"Hazır gelmişken biraz çarşıda turladıktan sonra sizin eviniz için birkaç parça eşya alacağım. Geçen sefer geldiğimde fırsat olmamıştı." dedi annem.

"Efendim İstanbul'da öyle yorulmayın. Bana alıncakları söyleyin. Ben halledeyim." dedi Pars.

"Yok evladım biraz gezinmek de istiyorum. Hem bazı şeyleri sadece anneler anlar." dedi.

"Gideceğiniz yere kadar biz bırakalım o zaman." dedi Pars.

"İyi bakalım." diyen annem ile "Babamı dün gece gerçekten kırdın." dedim.

Annem Pars'ı çaktırmadan işaret edip "Bunu sonra konuşuruz." dedi. Pars'ın yanında konuşmak istemiyordu.

"İyi o zaman evden çıkalım." dedim ve ayağa kalktım.

"Güzelim üstüne ceket vereyim. Sahil kısmı soğuk olabilir." dedi Pars.

"Güzelin. Ha şey dur dinleyemedim. Ne dedin?" diye sordum.

"İki dakika bekle. Sana ceket getireyim." deyip yukarı kata çıkması ile arkasından gülümsedim.

"Damat da maşallah. Boyu upuzun, yakışıklı, maaşı çok iyi, evi arabası var, saygılı, düzgün bir delikanlı." dedi annem.

"Anne ben bile bu kadar övmedim. Sen övüyorsun ki beni bile böyle övmedin." dedim.

"Sus bakayım. Anneye cevap verilmez." demesi ile somurttum.