-6: Hoseok's Secret-

499 44 2
                                    

Jimin

Taehyung'ın ziline basıp beklemeye başladım. Önemli bir şey olduğunu söylediğinde endişelenmiştim. Jungkook evde olmadığı için daha da endişeliydim. Bebekle ilgili bir şey miydi de Jungkook'tan saklıyordu ve artık birine söylemesi gerekiyordu gibisinden düşünmeden edemiyordum. Kapıyı açtığında hafif şişmiş karnını tutarak beni karşıladı. Derin bir nefes alıp tek bir kelime etmeden içeriye buyur etti. Koltuğa oturdum ve beklemeye başladım. İki dakika sonra elinde iki portakal suyu ile geldi.

"Gerek yoktu." bardağı elime alıp bir yudum aldım.

"Kendime koymuştum sana da koyayım dedim." bardağı masaya koydum. "Yoongi ile nasıl gidiyor?" adını duyduğum an gülümsememe engel olamadım. O kadar harikaydık ki, kelimelere zar zor sığdırırdım. Konuşurken s harfini peltek söyledikçe içim huzur doluyor ve o kelimeleri havaya karıştıran dudaklarından öpesim geliyordu. Her beni belimden tuttukça ruhum sanki bedenimden ayrılarak huzura karışıyordu. Bu şekilde anlatabileceğim çokça hissettirdikleri vardı bana. Ömrümün sonuna kadar onu sevebilirdim. 

"Harika." erir gibi gözüktüğümü düşününce toparlanıp gülümsedim. "Önemli olan şeyi anlatmak ister misin artık, iyi misin?" derin bir nefes alıp bardağı inceleyerek söze girdi.

"Hamilelik duyguları olduğunu artık düşünmediğim için  artık anlatmam gerektiğine karar verdim." gözlerimi ondan ayırmadan elime bardağımı alıp portakal suyumdan bir yudum aldım. "Sanırım Jungkook'tan hoşlanıyorum." içtiğim yudum boğazımda kalınca öksürmeye başladım. Taehyung da ayağa kalkıp öksürmemin geçmesi için hafifçe sırtıma vurdu. Geçince de yerine oturdu. 

"Ne zamandan beri böyle düşünüyorsun?"

"Hamile kaldıktan sonra birlikte çok vakit geçirdiğimiz için sanırım böyle düşünmeye başladım. Ama hamilelik duygularının bu kadar yoğun olduğunu düşünmüyorum bu yüzden de duygularımın gerçek olduğu kanısına vardım." gülümsedim.

"O zaman Jungkook ile artık birlikte ol-" bana attığı hayal kırıklığı gibi olan bakış ile sustum. "Hayır, başka bir şey var." gözleri dolmaya başlayınca yanına oturdum. Ağlamaya başlayınca ona bir anne edasıyla sarıldım.

"Başkası var, 1,5 aydır." tek kaşımı kaldırdım ve üstten ona doğru bakmaya başladım.

"Nasıl yani? Olsa bize söylemez mi?" burnunu çekti.

"Belki de sizden de gizlemek istiyor, kim bilebilir?" derin bir iç çektim.

"İstersen ağzından bir şeyler almaya çalışabilirim." başını olumsuz anlamda salladı.

"Öyle mutluysa kalsın, mutlu olması beni de mutlu ediyor." gözyaşlarını tişörtüne sildi.

"Ama bu psikoloji bebeğe de zararlı, bebeğe zarar gelsin istemezsin değil mi?" yine başını iki yana ama bu sefer daha sakin olacak şekilde salladı. "İşte böyle." sarılmayı bırakıp normal bir şekilde oturdum ve ona döndüm. "Bebeğiniz çok şanslı. İki tane taş gibi aynı zamanda harika babası var. Daha ne istesin çocuk? Gururla ben 'Jeon-Kim bilmem ne' diyecek." güldü. "Heh bak ne güzel, gülüyorsun. Şimdi dağıt kafanı söyle bakalım ön alışveriş yaptınız mı?"

"Neler neler aldım, harika minicik ayakkabılar aldım." hemen arkadaki sepetten bir kutu çıkardı ve şeffaf bölmeden kırmızı minik converseleri gösterdi. Gördüğümde çıkardığım sese içimden şok olurken umursamadan kutuyu elime aldım ve şeffaf bölmeden parmağımla ayakkabıları seviyormuş gibi yaptım.

Biraz daha Taehyung ile evde kafasını dağıttıracak şeyler yapmaya devam ettikten sonra artık Jungkook'un gelme saati yaklaştığı için gitmek için hazırlandım. Kapıdan çıkmadan önce Taehyung'a dönüp aklıma takılan soruyu sormaya karar verdim.

Stay-Taekook (Omegaverse) (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin