Cengiz, salona indiğinde Servet'i gördü. Tabancasını çıkarıp kafasına sıkma isteği duydu ama bunu ulu orta yapamayacağın biliyordu ve yanına da tabancasını almamıştı. Servet'in yüzüne gülümsemek zorunda kaldığı için kendisinden nefret etti. Servet'in "özel konuşalım." dediğini duydu. O an kendisini de öldürmek istediğini, Alan ve Servet'in aileyi yok etmeden durmayacaklarını anladı. Gülümsemeye devam ederek "olur." dedi. Beraber salondan ve ardından evden dışarı çıktılar.
Servet, arabasına yaslandı ve kollarını göğsünde birleştirdi. "Murat kaçmak zorunda kaldı." dedi.
Cengiz, "anlıyorum." dedi. Murat'ın planını takdir etti içinden. Ardından "peki nerede şimdi?" diye sordu.
Servet, omuzunu silkti ve "nereden bileyim ben?" diye tersledi Cengiz'i.
"Murat'ı bilmiyor musun? Sırlarını Akif'ten başkasıyla paylaşmaz. Senden, ablasından bile sırlarını saklar."
Cengiz'in aklına Akif geldi. Gözlerinin dolmamasını zor sağladı ve Servet'ten intikam hırsıyla tekrar doldu taştı. Bir şey belli etmemek için dişlerini sıktı.
"Murat'ı bul bana. Onunla konuşmak istiyorum."
Servet, Cengiz'i tuzağa düşürmek amacıyla yanına gitmemişti. Sadece üzerindeki şüpheleri kaldırmak için Murat'ın kaçtığını söylemek aklına gelmişti ve Cengiz'i tuzağa düşürmek, Cengiz'in Murat ile görüşmek istediği duyunca aklına geldi. Sırıtmayla karışık bir gülümsemeyle "bulurum." dedi.
"Gizli bir telefon numarasını biliyorum. Oradan ararım, seni onun yanına götürürüm."
Cengiz, elinin kaşındığını, bir ateş bastığını hissetti. "Ne kadar sürer?" diye büyük bir heyecanla sordu.
"Murat yerini söylemeye ne kadar sürede razı olursa o kadar sürer."
Cengiz, "anladım." dedi.
"Haydi biraz çabuk ol dostum."
Servet, Cengiz'den uzaklaştı ve telefonunu çıkardı. Bir numarayı tuşladı.
"Neredesin?"
Cengiz, tabancasını almak için eve tekrar girdi. Yukarı çıktı ve Melisa ile karşılaştı.
"Sen gitmemiş miydin?"
Cengiz, gülümseyerek "gideceğim." dedi ve Melisa'nın yanağına bir öpücük kondurduktan sonra yatak odasına girdi. Baş ucu sehpasının çekmecesinden tabancasını aldı ve beline taktı. Odadan çıktı ve Melisa'ya yetişti. Arkasından kalçasına bir tokat attı ve gülerek avuçladı.
Melisa da güldü ama ciddi görünmeye çalışarak "yapma." dedi.
"Ne kadar evli olsak da tek yaşamıyoruz. Bir gören olacak."
Cengiz, güldü ve dudağını Melisa'nın kulağına yaklaştı kulak memesini emdi ve elini kalçasından çekmeyerek kulağına şöyle fısıldadı:
"Şu başımızdaki belalardan kurtulunca beraber tekne turuna çıkacağız. Yalnız olacağız ve kimse bizi görmeyecek. O zaman bir dakika bile seni öpmeden, okşamadan durmam."
Melisa, güldü ve "durma!" diyerek başını Cengiz'e çevirdi. Dudakları, dudaklarıyla temas etmek üzereydi. Cengiz dudağına yapıştırmak için harekete geçer geçmez başını geri çekti.
"Ama şimdi durmak zorundayız."
Cengiz, Melisa'nın durma ihtarına uymayarak bir hamle daha yapacaktı ki merdivenlerden Servet'in çıktığını gördü. Servet'i Melisa da fark etti.
Cengiz, "görüşürüz hayatım." diyerek Melisa'nın yanağına bir öpücük kondurdu. Sonra da Servet ile birlikte merdivenlerden indi.
Arkasından da Melisa indi. Kendisinden uzaklaşan Cengiz'e bir öpücük gönderdi ve Cengiz de aynısını yaptı. Ardından Servet'in arabasına bindi. Hiç çekinmeden tabancasını belinden çıkardı ve torpido gözünün üstüne koydu.
Servet, arabayı çalıştırdı ve biraz tedirgin olarak güldü ve "emanet taşımaya başlamışsın." dedi.
Cengiz, gülümsemedi. Ciddi bir ifadeyle "artık böyle gerekiyor." dedi ve Murat'ın vurulduğu ormana gidene kadar konuşmadılar.
🟢Bölüm Sonu🟢
Bu bölüme 15 yorum ya da 10 oy geldiği zaman yeni bölüm gelecektir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vuranlar Ve Vurulanlar (+18) (Tamamlandı, Düzenlenecek)
RomantikBir aşk ve mafya hikayesi sentezidir. +18 Bölümler vardır. Şimdiden söyleyeyim. İstemeyen okumayabilir. Küçük yaştakiler hatta hiç okumasın! İçinde erotik bölümler de olacak olsa o amaçla yazılmamıştır. Herkesin dikkatine! Bana ahlak dersi vermeye d...