Hepsi oyunun getirdiği yorgunlukla kendilerini çimenlerin üstüne atmış soluklanmaya çalışıyorlardı,kaç tur saklambaç oynamışlardı hesaplamamışlardı ama hava o kadar kararmıştı ki muhtemelen yüz turdan fazla olmuştur.
Harry gerçekten bu çocuklarla tanıştığı için ve onları yeni arkadaşları olarak gördüğü için çok mutluydu,Chris avucunun içinde topladığı çimenleri gülerek Stella'nın suratına üflediğinde Louis'in karnından bir gurultu yükseldi,sadece kahvaltıyla duruyordu ve saklambaç aşkı uğruna bütün gün aç durmak onun için sorun olmamıştı.
Elini karnına götürüp "Ayy karnımdaki karıncalar acıkmış!"diye söylendi ve kendi dediğine kendisi gülerek "He he "diye sesler çıkarıp çimenlerde yuvarlandı,Harry ayaklanıp diğerlerinin ona dönmesini sağlarken koşar adımlarla evine ulaştı ve yumruk haline getirdiği küçük eliyle kapıya üst üste tıklattı,Robin kapıyı açar açmaz Harry hızla mutfağa ilerledi ve üstü beyaz örtüyle kapatılmış tabağın içinde ne olduğunu görmek için beyaz örtüyü kaldırıp ne olduğuna baktı.
Annesi o çok seviyor diye limon ve portakal kabuklu kekler yapmıştı,Harry beyaz örtüyü heyecanla yere fırlatıp kek tabağını eline aldı ve babasına "Çekiiiil baba çekilll!"diye bağırdıktan sonra koşa koşa evden çıkıp çimenlere doğru aynı hızla geri gitti.
Tabağı tam ortaya koymaya çalışırken istem dışı olarak biraz Louis'e daha yakın durmuştu tabak,"Kek!"diye bağırdı Harry ellerini iki yana açıp,"Annem yapmışş,ben seviyorum diye,siz de sever misiniz...hadi yiyelim"
Louis gülümseyerek portakal kabukludan koca bir ısırık aldı ve kek kırıntıları ağzından dökülürken "Bu çok leziz,annen aşçı mı?"diye sordu,Harry ve Louis kendi aralarında sohbete dalıp keklerden gülüşerek yerlerken John'nun gözleri Harry'nin ayakkabısının bağcığına kaydı ve "Iyy!"diye bir ses çıkarınca hepsi ona doğru dikkat kesildi.
"Ayakkabılarının bağcığı pembe mi...çok komikkk!"Louis ve Harry hariç diğerleri gülerken Louis Harry'nin üzüldüğünü anlayıp elini onun omzuna attı,"B-ben pembeyi çok severim"Harry kırgınlıkla konuştuğunda Chris kahkaha atıp bir tane kek aldı,"Sen bir erkeksin,pembe de neee!"Harry bakışlarını çimlerden kaldırmayıp onlara bakmazken "Size neee!"diye ince ve öfke dolu bir ses duyuldu.
Princess Park sakinlerinin sokağı minik Louis'in tiz bağırışıyla inlerken Louis Chris'in elinden keki çekip tabağın içine geri koydu,Harry ile dalga geçtiği halde onun getirdiği keklerden yemesini istememişti,"Ne kadar kabasınız!"Louis ayaklandı ve Harry'nin de elinden tutarak kalkmasına yardım etti,"Sen üzülme"dedi onun gözlerinin içine bakarak.
"T-tamam"diye neşesinin yerine geri geldiğini belirten sesiyle fısıldadı Harry,gerçekten çok sevinmişti,Louis'in onu koruması karşısında çok mutlu olmuştu,Louis şımarıkça Chris'e bir bakış atıp Harry'e sarıldı,"Bağcıkların rengi bence çok güzel,ayakkabıların kendisi de çok güzel...sen onlara bakmaaa"
Harry dişlerini gösterip gülümserken Louis eğilip çimenlerin üstündeki tabağı alıp Harry'e uzattı,"Kekler için teşekkürler çok ama çoook beğendim,karnım da şişti,baaaak!"Louis kollarını ördek gibi kırarak sağa sola sallandığında gözleriyle göbeğini işaret etti,"Artık eve git istersen geç oldu,ben de gidiyorum....aramıza tekrardan hoşgeldin"
Harry "Hoşbuldum!"diye mutluluk hormonlarının ağır bastığı sesiyle cevap verdi ve Louis'e minnetle baktıktan sonra evine doğru ilerledi,Louis Harry'e karşı hiç hoş davranmamış arkadaşlarını yok sayarak kendi evine ilerledi ve kapıyı çalmadan önce arkasına dönüp karşı eve baktı.
Harry'de arkasına dönüp karşı eve doğru baktığında bakışları buluştu ve ikisi de minik ellerini havaya kaldırıp birbirlerine el salladı.
"Görüşürüzzz!"
*
Anne yemyeşil gözlerin ıslaklığı karşısında yanaklarının içini ısırırken ufak Harold göz yaşlarının arasında annesine tebessüm etmeye çabaladı,"Beniii o korudu anne...s-sana bahsettiğim o mavi gözlü güzel oğlan beni savundu!"
Harry heyecanla ayaklarını sallayıp ballı çayından içerken çalan kapıyla "Oh kimi bekliyorduk!"diye sorma ihtiyacı hissetti ve annesinin gidip kapıyı açısını izledi,Johannah ve Mark 'Günaydın' nidaları çıkararak içeri girdiklerinde annesinin bacağına sarılmış salopetli mavi gözlü oğlan Anne'nin dikkatini çekti.
"Merhaba tatlım,Anne ben"Louis salopetinin ön cebine bir elini koyup Anne'e elini uzattı,"Ben de Tommoo!"ağzını 'o'şekli yapıp kıkırdayarak konuştuğunda Johannah göz devirip Louis'in saçlarını karıştırdı,"Ah şey Louis"
Louis üfleyerek annesine baktı ve gördüğü kişiyle parıldayan sesiyle çığlık attı,"Harrry!"Harry Rapunzel desenli çay bardağını masaya bırakıp Louis'e doğru koştu ve sımsıkı sarıldı,Johannah ve Anne şaşkınlıkla onlara bakarken onlar birbirlerini sarmaya devam ediyordu,Anne birbirlerini daha iyi tanımak için Jay ve ailesini kahvaltıya çağırmıştı ama oğlunun bu kadar sevineceğini düşünmemişti.
Harry Louis'e sarılmaya devam ederken annesine seslendi.
"Annee bak,mavi gözlü çocuk bu işte,o Louisss...beni koruyan Louisss!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ages (L.S)
FanfictionAnne yemyeşil gözlerin ıslaklığı karşısında yanaklarının içini ısırırken ufak Harold göz yaşlarının arasında annesine tebessüm etmeye çabaladı,"Beniii o korudu anne...s-sana bahsettiğim o mavi gözlü güzel oğlan beni savundu!"