Profesör McKellen öğrencilerin kumaş parçalarına bakmaları için en öndeki kişiye kataloğu uzatıp arka sıralara doğru gezdirmesini söyledi,orta sıralarda oturan Harry ve Florence kataloğun kendi taraflarına doğru gelmesini beklerken sınıfın kapısı tıklandı.
Profesör McKellen onay verdiğinde kapı açıldı ve sınıf kapısından içeri uzanan suratla birlikte Harry'nin ağzı bir karış açıldı,Niall yüzüne büyük bir sırıtış yerleştirirken yolda gelirken konuştukları gibi hazırladıkları yalanı söyledi,"Şey duyduğumuza göre başka bölümlerden öğrencilerin dersinize katılmasına izin veriyormuşsunuz sanırım,gelebilir miyiz?"Profesör omuzlarını dikleştirdi,"Kaç kişisiniz?"
Harry Niall'a inanamayarak bakarken Niall parmaklarıyla saymaya başladı,arkasına dönüp Zayn'e sordu,"Kaç kişi olduğumuzu soruyor,ne söyleyeyim?"Liam sevgilisinin arkasından kafasını uzattı,"Sayımızı söyle işte salak"diye sinirle fısıldadı,Florence Harry'nin bakışlarından bir şeyler döndüğünü anlarken Niall kır saçlı adama cevap verdi,"Şey dört kişiyiz"
Harry avuçlarının içi terlemeye başlarken Niall'a çorbaya dönmeye başlayan kafasıyla birlikte baktı,Niall yanında kimleri getirmişti ki?Profesör "Tamam geçin ama fazla ses çıkarmayın"diye tüm otoritesiyle cevap verdiğinde Niall önden girip Harry'i tanımıyormuş gibi davranmaya çalışarak arkalara doğru ilerlerken içeriye Zayn ve Liam'ın girmesiyle Harry 'Ne işiniz var burada?' diye bağırmamak için kendini tuttu.
Saniyeler sonra içeri Louis girdiğinde Harry daha fazla kendini tutamamıştı,özleminin gün geçtikçe katlanarak arttığı ve her şeyden çok sevdiği sevgilisi onun okulunda,onun sınıfında ya da kısaca şu an onunla aynı havayı solurken sessizliğini bozmak zorunda hissetti Harry.
Profesörün kızacak olmasını bile umursamadan "Louis!!"diye heyecanla ayağa kalkıp ona koşmak için bir yanında oturan öğrenciye çekilmesi için işaret verip amfilerin merdivenlerinden ikişerli inerek bütün sınıfın önünde sarıp sarmaladı her şeyine hasret kaldığı elmas gözlüsünü.
Louis ciğerlerine manolya kokusunu çekip içinde bahar mevsimini yaşatırken Harry istemeyerek Louis'ten ayrılıp elinden tuttu ve Profesöre mahcup bir şekilde bakıp amfinin merdivenlerinden çıkarak arka sıralara doğru ilerledi,Profesör de dahil olmak üzere sınıftaki herkes şaşkınlıkla en arka sıraya bakarken Profesör sevdiği öğrencilerden biri olan Harry'nin moralini bozmamak için bir şey demedi ve öğrencilerin yeniden önlerine dönmesini sağlayacak şekilde konuştu,"Evet size verdiğim katalogları incelemeye devam edin"
Florence yerinden kalkıp Profesöre gözükmeme umuduyla eğilerek en arka sıraya doğru gidip içeri Louis girdiğinden beri gözü hiçbir şey görmeyen Harry'nin diğer yanına oturdu,"Florence bak sonunda tanışabileceksiniz"Harry parmaklarında Louis'in hediye ettiği yüzüklerle dolu olan elini Louis'in yanağına götürüp sevgiyle okşadı ve kavuşmanın getirdiği heyecanla bir buse bıraktı oraya.
Sevgilisinin çok sevdiği kemikli ve çıkık damarlı elini yumuşak bir şekilde kavrayıp Florence'e uzattı,"Sevgilim,çocukluğum,en güzel anılarım...Louis"diyerek büyük bir onur duyarak tanıştırdı onları Harry.
Louis yokken tahrip edilmiş bütün hisleri ve duyguları yeniden onarılıyordu şimdi Harry'nin,Louis'in her bir yüz çehresinde parmak uçlarını asilce dolaştırıp gözünü kırpmadan baktı ona,"Gerçekten yanımdasın,sana dokunabiliyorum,okşayabiliyorum..."Kumral saçların üstünde gezdirdi elini,"Sevebiliyorum"
Louis'in boynuna burnunu sürtüp amber kokusunu çekti içine,"Koklayabiliyorum huzurumu"
Zayn arabayı sürerken sırf dikkati dağılmasın diye dönüp arkasına bakıp Louis'ten bir kez olsun uzaklaşmayan Harry'e bakmıyordu,gerçekten Louis ve Harry'nin yaşadıkları şeye,yıllardır kopmayan bağlarına,büyük uğraşlarla inşa edilmiş aşklarına bizzat şahit olanlardan biri olduğu için şanslı görüyordu kendini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ages (L.S)
FanfictionAnne yemyeşil gözlerin ıslaklığı karşısında yanaklarının içini ısırırken ufak Harold göz yaşlarının arasında annesine tebessüm etmeye çabaladı,"Beniii o korudu anne...s-sana bahsettiğim o mavi gözlü güzel oğlan beni savundu!"