Zayn yolda karşısına çıkan Liam dolayısıyla gözlerini devirip onu yok saymaya çalışarak yanından geçip gittiğinde arkasından duyduğu adım sesleriyle peşinden geldiğini anlamıştı,"Yüzsüz müsün sen,gelme peşimden!"Zayn oturduğu binanın kapısını açtığında merdivenden kendi adım seslerini takip eden adım seslerinden Liam'ın hala peşinde olduğunu anlamıştı.
"Bir de takip mi ettin beni,ne kadar acınacak haldesin!"Liam ona cevap vermeyi şimdilik reddedip Zayn'nin açtığı kapıdan içeri girmeye kalktı ama Zayn'nin suratına kapatacağına anladığında kapının arasına ayağını koydu,"Acınacak halde olan ben değilim,sensin Zayn!"
Esmer oğlan öfkeyle kapamaya çalıştığı kapısını pes ederek sonuna kadar açtı ve Liam içeri geçince çarparak kapattı,"Laflarına dikkat et Liam...Beni takip edip kuyruk gibi peşimde dolanan sen iken acınası olan taraf ben olamam!"Liam sinirle güldü ve sertçe ittirip sırtını duvara çarpmasına neden oldu.
"Neredeyse her gün sabaha karşı o sarhoş sesinle beni ne kadar sevip istediğine dair sesli mesajlar bırakıyorsun ama ertesi gün olduğunda beni başından def etmeye kalkıp öylesine yaptığını söyleyip saçma bahaneler uyduruyorsun,salak gibi o sesli mesajlarından sonra sana geldiğimde beni uzaklaştırmaya kalkıyorsun ama bir türlü çözemediğim şu saçma salak tavırların artık umurumda değil,çünkü artık ne yaparsan yap gitmeyeceğim!"
Zayn alayla onu baştan aşağıya süzüp arkasında beyaz yazılarla yazılmış küfürlerin olduğu siyah deri ceketini çıkarıp lekeli koltuğuna fırlattı,"Yüzsüz olduğunu kabul ediyorsun yani?"
"Her şeyi biliyorum"diye tek bir nefeste söylediğinde Liam Zayn şüpheyle tek kaşını kaldırdı,"Neyi biliyorsun?"
"Neden sürekli olarak beni kendinden uzaklaştırmaya çalıştığını,bu anlamsız tavırlarının altında yatan sebebi...gözlerimin içine bakarken vücudunun titreyişini"Zayn yanından geçip gittiğinde Liam onu az önceki gibi takip edip arkasından mutfağa girdi,Zayn buzdolabından bir Bell's çıkarıp kapağını açarken Liam'a saldırmamak için zor duruyormuş gibi bir hali vardı,kapağını açtığı içkiden bir yudum alıp Liam'a omuz atarak mutfaktan çıktı ve salona geçti.
"Sen hiçbir şey bilmiyorsun"diye mırıldandı Zayn içki şişesini tutan elinin orta parmağını kaldırıp ona gösterirken,"Biliyorum işte!...Lanet olsun Zayn her şeyi vicdan azabından yaptığını biliyorum,Victor ile birlikteyken bana hisler beslemeye başladığını,o öldükten sonra sırf ona ihanet ediyormuş gibi hissetmemek için benden kaçtığını,her şeyi biliyorum!"
Zayn dumura uğrarken elindeki içki şişesinin gelen şokla düşeceğini anlayınca sımsıkı kavradı,"Nereden biliyorsun!?"
"Ne önemi var!?"
"Nereden biliyorsun dedim sana!"
"Ya önemi var Zayn!?"Bütün bedeni uyuşmaya başlayan esmer oğlan elindeki şişeyi koltuğun üstüne fırlatıp Liam'ın üzerine yürüdü,"Niall söyledi değil mi?Bin kere tembih ettim anlatmaması için...o tutamadığı çenesini kıracağım onun!"Liam yaşanan bütün kavga gürültülerden o kadar bunalmıştı ki istediği tek şey sevdiği adama sarılıp öpmekti ama sevdiği adam o kadar dik başlı ve öfkeliydi ki Liam'ı çileden çıkarıyordu.
"Peki tamam git kır Niall'ın çenesini,o zaman bana olan hislerin bir anda uçup gidecek mi,daha mı iyi hissedeceksin,sen hırlayıp gürlemeye devam ettiğin sürece yerimizde sayıyoruz farkında mısın?"Zayn yorgunca tuttuğu bütün nefesini Liam'ın suratına üfleyip odasına doğru yürümeye başlarken sordu,"Uyumaya gidiyorum,geliyor musun?"
"N-ne?"
"Uyumaya gidiyorum geliyor musun dedim,anlaşılmayacak nesi var?"Odasından içeriye girip gri renkli postallarını ayaklarından çıkarıp odanın bir köşesine fırlattı ve yamuk bir şekilde duran yorganın üstüne uzandı,saniyeler sonra yatağın diğer tarafında hissettiği baskıyla hafif bir sırıtış belirdi dudaklarında,ikisi de hiçbir şey söylemeden ela ve kahvelerini tavana diktiler,geçen dakikaların ardından Liam elinin üstünde hissettiği kemikli zayıf ellerin dokunuşuyla bütün nefesini tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ages (L.S)
FanfictionAnne yemyeşil gözlerin ıslaklığı karşısında yanaklarının içini ısırırken ufak Harold göz yaşlarının arasında annesine tebessüm etmeye çabaladı,"Beniii o korudu anne...s-sana bahsettiğim o mavi gözlü güzel oğlan beni savundu!"