Chapter 16

859 136 70
                                    

Louis balkon kısmına geçip sırf camdan oluşan balkon kapısını açıp adımını attığında rüzgardan dolayı yaprakları sallanan ağaç dikkatini çekti,"Ne düşünüyorsun?"diye sordu Harry arkasında belirip,Louis rüzgarın sesiyle o kadar uzaklara dalmıştı ki ister istemez onun sesini duymasıyla irkildi.

"Kusura bakma korkutmak istememiştim"

Louis 'Önemli değil' anlamında kafasını sallayıp balkonun tırabzanlarına tutundu,"Sen ne düşünüyorsun peki?"Harry kendisinin ne düşündüğünden çok Louis'in düşüncelerini kat be kat merak ediyordu doğrusu,gün içinde baktıkları üçüncü evdi ve kafaları oldukça karışmış görünüyordu,"Aslında güzel,baksana balkon manzarası da çok hoş"Harry balkon manzarasından daha cazip gelen varlıktan gözünü alamazken ellerini beyaz kot pantolonunun ceplerine sokup balkon kapısına yaslandı.

"Sen beğendiysen benim için de uygun,tutabiliriz o zaman?"Louis omuzlarını düşürerek göz devirdi ve Harry'e yaklaşıp bir iki adım mesafe kala durdu,"Hep bunu yapıyorsun Harold,benim fikirlerim ve görüşlerim uğruna kendilerininkini yok sayıyorsun,ben bu evi beğenmeseydim ama sen beğenmiş olsaydın sırf ben beğenmedim diye sen de mi beğenmediğini söyleyecektin?"Harry onun ses tonundan hoşlanmayınca yüzünü aşağıya eğdi ve balkon zeminine baktı üzgünce,"B-ben...sen benim için her şeyden daha çok önemlisin,b-bunu bildiğini sanıyordum"

Louis aralarındaki bir iki adımlık mesafeyi de kapatıp Harry'nin çenesini baş parmağıyla nazikçe kavrayıp asılan suratını yerden kaldırıp gözleriyle buluşturdu,"Bunu zaten biliyorum güzelim,emin ol sen de benim için her şeyden ve herkesten daha değerlisin,benim için öyle bir yerdesin ki kimse o yeri dolduramaz zaten"

Louis onun yanağını okşadığında Harry yanağını daha çok onun avucunun içine bastırdı ve sıcaklığıyla rahatladı,"Ama her seferinde bunu yapıyor olman üzüyor beni,bunu yapma Harry,ben de dahil kimse için düşüncelerini ve duygularını yok sayma"Harry mızmızlanarak yanağında duran Louis'in elinin üstünü tuttu,"Sen kimse değilsin Louis"

Harry onun elini yanağından çekerek kendi dudakları hizasına getirdi ve öpücükler kondurdu,"Hem bana diyorsun ama sen de hep aynısını yapıyorsun,benim uygun bulmadığım bir şeye asla onay vermiyorsun"Harry sırıttığında Louis pes eder gibi ellerini havaya kaldırdı,"Ah olamaz yakalandım!"İkisi de aynı anda kahkaha atmaya başladıklarında içlerine kadar işleyen rüzgar bile üşütemiyordu şu an gözlerinin içlerine bakıp gülen iki oğlanı,aralarındaki yakınlık tehlikeli denecek bir cinstendi.

Bir süre sonra sanki ikisine de sinyal gelmiş gibi aynı anda kahkaha atmayı kestiklerinde rüzgarlı havaya çok başka bir duygu daha hakimdi,ikisi de o duygunun ne olduğunu çok iyi biliyordu,kavun yeşili gözlerle elmas gözler aynı anda birbirlerinin dudaklarına doğru kaydığında Harry titremeye başlayan bedeniyle beraber fısıldayarak sordu,"Şimdi mi?"

Louis onun dudaklarının hareket edişini kasılan çenesiyle birlikte izlerken cevap verdi,"Sen söyle"

Harry o kadar kendinden geçmişti ki sadece 'Hmm' diye derinlerden gelen bir ses çıkardı ve kafasını hafif eğip ince dudaklarla arasındaki mesafeyi gittikçe düşürdü,"Karar verdiniz mi gençler?"diye bir ses duyulduğunda ikisi de ışık hızıyla birbirlerinden ayrılıp onlara gülümseyerek bakan emlakçı adama ters ters baktılar.

Adamın arkasından Niall gözüktüğünde ikisinin de surat ifadelerinden bir şeylerin olduğunu anlamıştı,"Şey ben de gençken arkadaşlarımla eve çıkmıştım eğlenceli oluyor"Emlakçı ortamı yumuşatmak için konuştuğunda Louis ve Harry gerginlikle birbirlerini süzdüler.

Arkadaş mı?

Niall kahkaha atıp boyası dökülmüş beyaz duvara sırtını yasladı,"Aslındaaa onlar arkadaş değiller"Emlakçı Niall'ın ne dediğini anlamaya çalışırken Louis sinirle ona bakıp adama döndü,"B-biz umm...tutmaya karar verdik"Niall ellerini havaya kaldırıp kendini gösterdi,"Ah çok teşekkürler ya fikrimi sorduğunuz için...ama doğru ya tabi siz birbirinizin dışında kimsenin düşüncesini önemsemezsiniz"

Harry ona çenesini kapaması için direktifler verirken Niall'ın buna hiç niyeti yok gibi görünüyordu.

*

Harry ve Niall ile birlikte tuttuğu evden gitmek için eşyalarını hazırlıyordu şimdi Louis.

Geçici süreliğine bir gidiş için...

Akademiyle görüşmesi çok iyi geçmişti ve sınavları da büyük bir başarıyla geçtikten sonra kabul edildiğine dair belge gelmişti,gitmesine sadece günler varken yüreği çok buruktu,gittiği an...giderken kalbinin bir yarısını burada bırakacağının bilincindeydi.

Bavulun fermuarını kapadıktan sonra yatağın kenarına bıraktı ve kafasında boğuştuğu düşüncelerle beraber yatağa oturup başını ellerinin arasına aldı,kendisinde olduğu gibi Harry'nin de günlerdir durgun olduğunun farkındaydı,ikisi de yapmaları gereken bir konuşmadan kaçınıyor gibiydiler.

Kapısı tıklanıp açıldığında burnuna dolan manolya kokusuyla gözlerini yumdu Louis,giderken burada bırakacağı kalbinin diğer yarısı gelmişti,Harry ağladığı belli olan kızarık gözleriyle beraber başını elleri arasına almış Louis'e hüzünle baktı,yatağın diğer kısmının çöktüğünü hissettiğinde yanına oturduğunu anladı Louis,Harry'den tarafa dönmese de tutması için elini uzattı ona.

Saniyesinde kavrandı küçük elleri büyük ve zarif eller tarafından.

Harry günler sonra tutamayacağını bildiği eli öyle bir sıkı tutuyordu ki Louis canı acısa bile sırf o bırakmasın diye belli etmiyordu,"Bana bakar mısın?"diye küçük bir çocuk gibi büyük bir ihtiyaçla sordu Harry,Louis'in bakışlarını üzerinde istiyordu,Louis çok istiyordu ona bakmak,ondan tarafa bedenini çevirip nehirlerde yılların getirdiği huzuru bulmak ama baktığı an tuttuğu göz yaşlarını akıtacağını biliyordu.

"Louis..."

"Bakarsam dayanamam"

Harry başını onun omzuna yaslayıp Louis gibi tavana baktı,"Eğer bakmazsan da ben dayanamam"Louis'ten bir hıçkırık koptuğunda Harry onun omzundan başını kaldırıp Louis'in ondan tarafa döndürmemekte karar kıldığı bedenini kendisine çevirip kokusunu ona hapsederek sarıldı,"Ö-özlemekten aklımı yitireceğimi biliyorum"İkisi de göz yaşlarını birbirlerinin boyunlarına akıtırken güçlü duramayacak kadar yıkılmışlardı.

"Sen her bir göz yaşı döktüğünde evimin çatısından parçalar dökülüyor"

Harry onun saçlarını okşayıp okşadığı yerleri uzun uzun koklayıp burnunu o kokuya her daim muhtaç kalacak hale getirdi,"Hislerimiz..."diye başlamıştı ki Louis tamamladı onu.

"Aynı biliyorum...hep aynıydı"Louis iç çekti,"Hep sendin,her zaman sendin"Harry göz yaşları arasından acı ve buruk bir neşeyle karışmış gülücük saldı dudaklarından,"S-senin sayende asla yoldan çıkmayacağımı biliyorum L-Louis...ne kadar uzakta olsan da bana geleceğini biliyorum,ne kadar uzaklaşsan da evini ışıksız bırakmayacağını biliyorum"Louis Harry'nin cümleleriyle bütün cesaretini toplayıp onun boynundan kafasını çekti ve bakmaya korktuğu gözlere bakarken göz yaşları tişörtünden içeriye akmaya devam etti,yumuşacık yanakları kavrayıp onun teninin hissiyatıyla hiç zorlanmadan söyledi.

"Evimi asla karanlığa boğmam"

Ages (L.S)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin