Chapter 20

851 124 170
                                    

Harry ders çıkışı karnının çok fazla acıktığını hissedince merdivenleri sabırsız ve tutarsız adımlarıyla atarak kafeteryanın olduğu kata bir an önce ulaşabilmek için elinden geldiği kadar acele etti,kafeteryadan girdiği an okuldaki yakın arkadaşlarından Florence ona el sallayıp masasına çağırdı onu,Harry okyanus mavisi rengindeki boyundan asmalı çantasını plastik sandalyenin üstüne bırakıp eğilerek Florence'in yanaklarından öptü.

"Kahve içer misin,daha yeni aldım soğumamıştır"

Harry istemediğini belirterek kafasını iki yana salladı,"Çok açım dünden beri hiçbir şey yemedim,gidip yiyecek bir şeyler alsam daha iyi olacak aslında"Florence ona gülümsediğinde Harry sandalyeden kalkıp yemek kısmına doğru ilerledi,günün menüsünde göz gezdirirken çoğu yemeğin Louis'in sevdiği yemeklerden olduğunu fark edince özlemle iç çekti.

Suratı ister istemez asılırken görevli hanımefendiye salmon nicoise istediğini söyledi ve kibarlıkla gülümseyip teşekkür ettikten sonra siparişi hazır olana kadar beklemek için Florence ile oturduğu masaya geri döndü.

Yanlarına doğru yaklaşan Gibson ile Harry Florence'e daha çok yaklaşma ihtiyacı duyup gerildi,Harry genelde iç güdülerine güvenen ve hislerinde yanılmayan biriydi,Gibson'nun ona olan bakışlarının farkındaydı ve bu hiç hoşuna gitmiyordu,ondan özellikle uzak durmaya çalıştığı halde Gibson hep onun dibinde bitiyordu.Gibson elindeki kitapları masaya bırakıp Harry'nin yanındaki sandalyeye oturduğunda Harry kısaca selam verip parmaklarıyla oynamaya başladı.

"Nasılsın Harry,derste durgun görünüyordun biraz?"Harry 'İyiyim' diye kısaca geçiştirdiğinde bacağının üstüne konan el ile kaşlarını çatıp ellerini yumruk haline getirip sıktı,"İyiysen sevindim,derste dikkatimi çekmişti açıkçası o halin"Harry hızla onun elini bacağından ittirip ayağa kalktı,"B-ben yemeğimi alıp geliyorum"

Harry masadan kalktığı an Florence Gibson'a ters ters baktı,"Harry'i hareketlerinle rahatsız ettiğinin farkında değil misin?Sana kibar bir dille hayatında bir kişi olduğunu ve her zaman da O'nun olacağını söylediğini hatırlıyorum"Gibson dalga geçer gibi sırıttı,"Hayalet birinden bahsediyor galiba,bir türlü tanıştırmadığına göre"

Harry yemeğini almak için sırada beklerken stresle inci kolyesiyle oynuyordu,en sonunda dayanamayıp siyah ispanyol paça pantolonunun cebinden telefonunu çıkardı ve Louis'in ismine tıklayarak kulağına götürdü,bir süre sonra sesli mesaja düştüğünde yüzünü düşürüp Louis'e not bıraktı,"Lou seni ve sesini duymayı çok özledim,müsait olduğunda arayabilir misin lütfen?"

Telefonunu cebine koyduğunda kadının ona uzattığı tepsiyi alarak teşekkür etti ve hiç istemediği halde Gibson'un da oturduğu masaya doğru ilerledi,Louis'in de yemek yediğini umarak kendi yemeğine çatalını batırdığında Gibson'un sinir olduğu sesini duydu,"Bu akşam Hanna'nın doğum günü partisine geliyorsunuz değil mi?"Florence çok istemiyordu ama eğer gitmezse Hanna'nın kırılacağının da farkındaydı,okulda kendisine çok yakın gördüğü bir Harry ve Hanna vardı zaten,"Geliyoruz"diye Gibson'un bir an önce susması için hızla cevap verip yemeğine gömülmüş Harry'e tebessüm etti.

Harry Louis'i okuldan bir tek Florence'e anlatmıştı ve Florence onların hala daha adını koymadıkları bu şeye hayran kalmıştı.

*

Aşırı gürültülü ve buram buram alkol kokan ortam Harry'i tedirgin ederken sürekli çarptığı bedenlerden özür dileyerek arkadaşının yanına ulaşmaya çalışıyordu,Florence'in yanına ulaştığında doğum günü kızı olan Hanna'ya uzaktan el sallayıp eğleniyormuş gibi gözükmek için zorlukla gülümsedi ve bordo renkli gül desenli transparan gömleğinin cebinden telefonunu çıkarıp bildirim var mı diye kontrol etti.

Ages (L.S)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin