Sarah kemik renkli gözlüklerini düzeltmeye çalışırken hazırlıkların başladığı balo salonuna sinirle göz attı,"Güzel değil,istediğim gibi değil..."Platform topuklu ayakkabılarını yere vura vura ilerledi ve şamdanları gösterdi,"Bunların hepsi çok sönük kalmış"Sarah'ın arkasında duran dört öğrenci beğenmişlerdi aslında dekoru.
Müdür bizzat bu beş öğrenciyi seçmişti,onların zevkinin iyi olacağına dair bir his vardı içinde ama başlarına kibirli öğrenci Sarah'ı getirdiği için pişman gibiydi,Harry hayranlıkla kocaman salonda bakışlarını dolaştırdı,kırmızı kadife perdeler görevliler tarafından taşınırken arkalarından bakakaldı.
Dili tutulacak kadar çok beğenmişti.
Louis ile özenle dekore edilmiş bu balo salonunda birbirlerinin gözlerinde kaybolurlarken dans ettiklerini düşündü,kalbi o kadar hızlı atmaya başladı ki beyaz güllerin serpiştirildiği masaya ilerleyip altın sarısı rengindeki sandalyenin sapına tutunma ihtiyacı hissetti,sadece Louis ile burada olma hayali bile onu bu hale getirirken gerçek olsa mutluluktan muhtemelen bayılıp kalır diye geçirdi nezaket barındıran zihin havuzunda.
Sarah gelip onu dürtene kadar sandalyeye tutunmaya devam etti,"Eee Harry sen kiminle geliyorsun baloya,hala bir şey söylemedin"Harry aklında ve kalbinde barındırdığı eşsiz aksana sahip sesin ismini söylemek istese de dili varmadı bir türlü,"B-ben..."
"İstersen senin için gidip Amy ile konuşabilirim?"Harry hızla kafasını olumsuz anlamda salladığında "Gerek yok!"diye yüksek bir ses duyuldu arkadan ve Niall göründü,Sarah tek kaşını kaldırdı,"Sen seçilen öğrenciler arasında değilsin,balo salonunda ne işin var?"
"Sonuçta bu okulun öğrencisiyim hem sana niye açıklama yapıyorsam...Ve Harry'i de kimseye ayarlamana gerek yok,onun daha doğduğu günden belliydi baloya kiminle gideceği...şimdi izninle..."diyerek Niall Harry'nin kolundan çekiştirdi ve hızlı adımlar atarak balo salonundan çıkardı onu,"Harold!Çok az bir süre kaldı,neyi bekliyorsun hala!?"
Harry dudaklarını kemirirken stresle bacaklarını salladı,"Kabul etmez diye çok korkuyorum"Niall yerinde tepindi,"Siz beni gerçekten çıldırtacaksınız!Dünyaya bir kere geliyorsunuz ve onu da birbirinizden ayrı geçirmeyin,sizin bir araya gelmenizi beklerken benim ömrüm çürüdü burada!"
"Hem sizin aşkınızın ızdırabını niye biz çekiyoruz ki!"arkadan Liam'ın sesi geldiğinde Harry gergin bir şekilde ellerini saçlarından geçirdi,"B-ben aslında o-ona...yani Louis'e bu akşam sormayı zaten düşünüyordum ama..."Yanlarına yaklaşan Louis'i fark ettiğinde ona her zamanki gibi hayranlıkla bakıp sesini kesti.
"Her yerde sizi arıyorum,niye böyle gizli bir toplantı yapıyormuş gibi kafa kafaya verdiniz!?"Niall onun suratına 'Senin yüzünden!' diye bağırmamak için kendini zor tutarken Liam öne atıldı,"Şey ya yıllıklar hakkında konuşuyorduk,hadi gelin yemek yemeye gidelim"Hepsi gitmek için adım attığında Louis Niall'ın kolundan tutup kendine çevirdi ve kulağına fısıldadı,"Harry'e bu akşam sormayı düşünüyorum"dediğinde Niall "İşte bu!"diye bağırdı,Louis elini onun ağzının üstüne kapatıp onlara şaşkınlıkla bakan Liam ve Harry'e döndü.
"Eee şey yemekte patates kızartması olduğunu öğrendi de ondan dolayı bu kadar sevindi"
*
"Umm ş-şey Harold...hayır hayır Harreh...aslında Hazza desem...üf sikeyim baloya gidelim beraber işte Harry!"Louis kendine lanetler ederek aynadaki yansımasına küfürler savurdu,aynanın karşısına geçip nasıl soracağına dair pratik yapmak istemişti ama bir türlü istediği cümleyi bulamıyor gibiydi.
"Bir balo varmış okulda duydun mu,gidip baksak mı sence?"diyerek aynadaki yansımasına göz kırptı sonra..."Ah tam bir umutsuz vakayım"diyerek elleriyle yüzünü kapadı,arkasına dönüp yatağının üstünde duran taşlı kurdeleyle paketlenmiş büyük kutuya baktı,Harry için almıştı ama daha teklif etmeden veremeyeceğini de biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ages (L.S)
FanfictionAnne yemyeşil gözlerin ıslaklığı karşısında yanaklarının içini ısırırken ufak Harold göz yaşlarının arasında annesine tebessüm etmeye çabaladı,"Beniii o korudu anne...s-sana bahsettiğim o mavi gözlü güzel oğlan beni savundu!"