SEVENTEEN

236 27 11
                                    


" Seonghwa hâlâ onunla mı çıkıyor?"

Yeosang, koridorda yürürken okulda fısıltılar doluşur.

"Bir haftadan daha az dayanacaklarını sanıyordum , nasıl bir aydan fazla dayandılar?"

"Okuldaki en popüler kişi oydu.
Sırf onunla olabilmek için Seonghwa'nın popülerliğinden vazgeçtiğine inanamıyorum."

Yeosang , insanların kendileri hakkında hâlâ bu şekilde konuşmasına inanamaz.
Hwa ile çıkmaya başladıklarından beri her zaman bu tür yorumları duymak zorunda kalmıştı.

Yeosang, Seonghwa'nın kendisiyle çıkmaya başladığından beri popülerliğinin azalması yüzünden suçlu hisseder .

Yine de Seonghwa artık okulun en popüler çocuğu olmasa bile hâlâ hiçkimse onunla ugraşmaya cesaret edemiyordu.
Çünkü herkes biliyordu ki, Seonghwa dünyadaki en iyi insanlardan birisi olsa bile kızdığında da dünyanın en korkunç insanlarından birisi olabiliyordu.

"Yeosang bekle."
Seonghwa, Yeosang'ı yakalar ve elini tutar.
"Neden bu kadar hızlı yürüyorsun?"
Yeosang'a bakarken gülümser.

Muhtemelen Seonghwa'nın , Yeosang'ın koridorda yürürken duyduğu şeylerden haberi yoktur .
Zaten Seonghwa ne zaman etrafta olursa , kimse onlar hakkında kötü bir şey söylemeye cesaret edemezdi.

"Sadece bir an önce  gitmek istiyordum."
Yeosang omuz silker.

"Pekâlâ ,  bana gelmek ister misin?
Ya da bir planın var mı?"
Seonghwa beklentiyle Yeosang'a bakar.

"Üzgünüm ama Jongho'nun evine gideceğime söz vermiştim.
Düzenleyeceği partiyi dekore etmesine yardım edeceğim."

"Ah..."
Seonghwa'nın gülümsemesi yavaşca kaybolur.
"Tamam , sorun değil. Başka bir  zaman evime gidebiliriz."

"Üzgünüm Hwa."
Yeosang gerçekten üzülerek söyler.

"Hayır hayır , sorun değil."
Başını sallar ve gülümser.
"Yani şimdi...onunla mı gidiyorsun?"

"Evet...sorun olur mu?"

"Hayır tabiki."
Seonghwa açıkça kıskanmasına rağmen kafasını sallar.
"O zaman yarın görüşürüz."
Okuldan çıkmadan önce Yeosang'ın yanağına bir öpücük kondurur.
Yunho ve Wooyoung'u görünce bu kez de onlara doğru ilerler.

"Planlarınız var mı?"

"Hayır."
Yunho başını iki yana sallar.
"Ayrıca sen Yeosang ile takılmayacak mıydın? Bunun için planımızı iptal etmiştin , neden buradasın o hâlde?"

"Evet, ama görüşe göre Yeosang'ın zaten bir planı vardı." Seonghwa iç çekerek söyler.

"Neden böyle söylüyorsun?"
Wooyoung şaşırarak sorar.

"Çünkü Jongho ile takılıyor "

"Senin yerine Jongho'yu mu seçti yani?"

"Hayır öyle değil."
Seonghwa başını iki yana sallayarak düzeltti.
"Ona sorduğumda zaten ikisinin birlikte bir planı vardı "







♡♡







"Çocuklar ... bana kızmayın ama bir şey oldu."
Yunho tereddütle konuşur.

"Ne oldu?"
Seonghwa bir kaşını havaya kaldırır.

"Mingi'yi affettim..."

"Ve ? Neye kızmalıyız?"

"O... artık benim erkek arkadaşım."
Yunho utanarak yere bakar.
Seonghwa ve Wooyoung sessiz kaldığında ise bakışlarını yerden çekerek onlara çıkartır.
"Bir şey söylemeyecek misiniz?"

"Yani, bu senin seçimin Yunho. Ne diyebilirsiniz ki?"
Seonghwa omuz silker.
"Ama artık resmi olarak bir ilişkiniz olduğu için seni incitecek bir şey yaparsa, bu kez ona iyi bir ders veririm."

"Teşekkürler Hwa."
Yunho kıkırdar.
"Peki ya sen Wooyoung? "

" Söyleyebileceğim tek şey, umarım bu kez gerçekten mutlu olursunuz."
Wooyoung gülümser.
"Gerçekten başka bir şey söyleyemem çünkü eğer ben de San'ı affedersem aptal gibi görüneceğim."

Diğerleri onu onaylayarak kafasını sallar.












♡♡





"Oh... çok üzgünüm "

Hongjoong az önce birine çarptığını fark eder etmez söyler.
Jisung ve Felix artık arkadaşı olmadığı için okulda yapayalnız. Ama sorun değil, çünkü Hongjoong zaten artık zorbalarla arkadaş olmak istemiyor.

"Sorun değil."
Çarptığı kişi önemli olmadığını belirtmek için kafasını sallar.
"Sanırım seni tanıyorum..."
Bir süre Hongjoong'a bakmaya devam eder.

"Sanmıyorum."
Hongjoong şaşırarak karşısındakine bakar.

"Oh, eskiden Jisung ve Felix'in yakın arkadaşlarından birisi değil miydin?
Hatta onlarla kavga eden?"

"Ah evet."
Başını sallayarak cevaplar.
Hatırlaması gereken ne harika bir şey (!)
"Ama seni tanımıyorum ?"

"Ah evet , özür dilerim. Ben Jongho."

"Memnun oldum Jongho, ben de Hongjoong."

"Şey... öğle yemeğinde ben ve arkadaşlarımla birlikte oturmak ister misin?"

"Elbette."
Hongjoong gülümser.
"Bunu çok isterim."


♡♡


Birkaç gün sonra~

"Hey Yeosang, iki haftalık ara verdiğimiz için hafta sonu bir yerlere gitmeye ne dersin?"
Seonghwa gülümseyerek ve çocuksu bir heyecanla sorar.

"Bu kulağa hoş geliyor, peki nereye gideceğiz?"

"Henüz neresi bilmiyorum ama, belki bir sahil evi kiralayabiliriz?"

"Sahil evi mi?"
Yunho ve Mingi , onlara doğru koşar.
"Siz!  Duydunuz mu? Yeosang ve Seonghwa bir sahil evine gitmekten bahsediyorlar."

"Bir sahil evine mi gidiyoruz?"
San,  Jongho ve Hongjoong onları takip ederken Wooyoung da onlara doğru koşar.

"Vay canına. Nerede ve ne zaman?"
San heyecanla sorar.

"Hayır hayır , ben sadece Sangi'ye soruyordum..."

"Kesinlikle bir an önce gitmeliyiz.
Hatta yarın sabah yola çıkalım, bir an önce gidelim."
Mingi, Seonghwa'nın söylediklerini duymaz bile.
"Hadi hepimiz çantalarımızı hazırlayalım."

"Mingi haklı, hadi gidelim."
Yunho erkek arkadaşını onaylayarak ayağa kalkar.

Görünüşe göre Seonghwa'nın  Yeosang ile yalnız kalması artık pek mümkün olmayacak...

𝙿𝙾𝙿𝚄𝙻𝙰𝚁İ𝚃𝚈 İ𝚂 𝙱𝙴İ𝙽𝙶 𝙻𝙾𝚅𝙴𝙳//𝚂𝙴𝙾𝙽𝙶𝚂𝙰𝙽𝙶Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin