"Ben."Ben ne yaparsam doğrudur tavrindan ömrü boyunca şaşmamış olan Jimin, 'kim arkadaşının adını tenine dövme yaptırır ki?" sorusuna, 'Ben' diye cevap vermişti.
Ses tonu ve alevlerini tahmin ettiğim bakışları ise, ortamı epey gergin bir hale sokmuştu. Kızmış So Yeon'un bir şeyler demesine fırsat vermeden Jin atıldı.
"Aslına bakarsanız o dövmenin epey masum bir hikayesi var."
Masum falan değildi, yine de yumuşatmaya çalıştığı ortama uyum sağlayarak, kaçamak bakışlarımı TaeHyung'a doğrulttum. Ciddi bir ifadeyle Jin'e bakıyor ve onu dinliyordu. Sanki diyecekleri pek mühimmiş gibi, sanki önemsiyormuş gibi ve hatta neredeyse, bir sonraki nefesi ona bağlıymış gibi.
TaeHyung'un hemen yanındaki Min Hee'nin bakışlarını üzerimde hissettiğimde, ben de Jin'e döndüm.
"Bunlar üniversite zamanlarında, epey stresli bir günün gecesinde içmeye gidiyorlar. Sıkıntıdan içip körkütük sarhoş oluyorlar."
Utanarak bakışlarımı etrafta gezdirdim. Zira kasabada alkol kullanımı yoktu ve şehirlilerin bu alışkanlığı ise epey kötü sayılırdı.
"Düşünün o kadar sarhoş oluyorlar ki yurdun yolunu falan unutuyorlar. Sonra kendilerini buldukları her mağazaya atıyorlar. E tabi bunları bir tek dövmeci içeri alıyor. O haldeyken dövme yaptırmak istiyorlar, düşünmeye mecalleri yok, ilk akıllarına geleni yaptırıyorlar."
"Yani senin ilk aklına gelen Yoongi'di." So Yeon yeniden Jimin'e döndüğünde, ortam yumuşatmaya çalışan Jin'in bir işe yaramadığını düşünmüştüm.
Jimin tıslarcasına karşılık verdi. "İlk aklıma gelen değildi. O anlarda aklıma gelen tek şeydi. Yanımdaydı, üstsüz bir halde gülüyordu ve pantolonu üzerinden düştüm düşecek gibiydi."
Sehun uyarı niteliğinde öksürdüğünde, kocaman açtığım gözlerimle Jimin'e baktım. İfadesinin yanlış olduğunu anlamış gibi düzeltti. "Üstsüzdü çünkü o da dövme yaptırıyordu. Kasıklarına."
"Bombaaa. Chanyeol'ün dövmesinin ne olduğunu kimse bilmiyor."
Aramızdaki tek akıllı olduğunu düşündüğüm Jongin, merak uyandırmak ve bir yandan da soğuk rüzgârları dindirmek adına ortaya yem atmıştı ama olmamıştı. Yem diye ortada ben vardım şimdi.
Başımı önüme eğerek gözlerimi yumdum. Karıştıkça karışan ortamda tüm bakışları üzerimde hissettiğimde, sağ elimle saçlarımı karıştırarak Jin'e bakmıştım. Bu bakışlarım, 'kurtar beni' demeye çalışıyordu.
"Ben dövmesinin ne olduğunu biliyorum."
Yanımdaki kız, So Yeon'a bakarken söylediğinde, karşı tarafa epey kızdığını fark etmiştim. Jimin beni kıskanırdı, şimdi tam da bu nedenden sadece sahipleniyordu.
"Ciddi misin? Sana söylemedi sanıyordum."
Jin beni kurtarmak yerine merakla atılmıştı. Ne yapacağımı bilemeyerek masada göz gezdirdim. Hemen ardından dayanamadım ve ne ifade ettiğini anlamak adına TaeHyung'a döndüm. Bakışlarını masaya düşürmüş, ellerine bakıyordu.
"Bugün söyledi. Aşık olduğu kadının adı yazıyormuş dövmesinde."
Benimle beraber herkes Jimin'e döndü. Düştüğüm dehşetten dudaklarım birbirine kenetlendi ve bakışlarım hedefini tutturamıyormuş gibi yandan gördüğüm yüzünde seğirdi. Ne demeliyim bilmiyordum, göğsümde ağır bir yük hissederek, sadece, 'neden öyle söyledin?" diye haykırmak istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daisy [TaeGi]
Fiksi Penggemarİlkbaharı kıskandıran bir papatyaydı ve her bir zerrem aşıktı her bir zerresine. [CR: Drbyun] [TR: yuungishi] Minik kardeşim @moeura için dgko hediyesi.