Az önce Ken'in koştuğu taraftan genç kızlar buraya doğru geliyordu. "Nereye gitti ki?!" "Az önce buradaydı. Çok uzaklaşmış olamaz." "Ken oppa buradaysa diğerleri de buradadır kesin. Ölebilirim heyecandan." Burası aynı bu genç kızlar gibi başka kızlarla da doluyordu. Hepsinin ağzında da Ken dolaşıyordu tabii. "Soo-ah! Soo-ah!" Fısıltıya benzer bir ses işittim sanki ama kalabalıktan ve yaptıkları sesten dolayı algılayamıyorum ki. "Pişt! Hae Soo! Yah! Aptal! Pişt! Baksana buraya... Yah! Türk kızı!" Türk kızı mı dedi biri? Duyduğuma yemin edebilirim. Çevreme bakınmaya başladım. Arkama döndüğümde çalıların arasına gizlenmiş bir Ken görmeyi beklemiyordum tabii. "Ken..." "Şişşt! Sessiz ol. Bu tarafa doğru gel." Ona başımı salladım ve ayağa kalkıp bavulumu sürgüsünden tutarak sürüklemeye başladım. Yanına yaklaştığımda kendisi de çalıların arkasından çıktı ve hızlı adımlarla ilerlemeye devam ettik. "Artık güvendeyiz,korkma."dedi yürümeye devam ederken. Aynı zamanda saçında kalan çiçek yapraklarını eliyle silkeliyordu. "Neler oldu öyle?"diye sorduğumda bana döndü ve muhteşem bir şekilde gülümseyerek cevap verdi. "Starlight saldırısı." Yüzünde öyle güzel bir tebessüm vardı ki dayanamadım, sordum. "Hoşuna gidiyormuş gibi sanki." "Öyle zaten. Çok seviyorum bu deli dolu starlightları. Muhteşem değiller mi?" "Zombi gibilerdi. Gezinip durdular önümde. En ufak bir Ken belirtisinde bir araya üşüşerek hep beraber saldırıya geçtiler. Gözleri kördü. Ken dışında hiçbir şey görmüyorlardı. Burunları pahalı parfümünün koşarak her yere bıraktığı kokusunu takip ediyord-" ... Kapak için @flyhighx_ 'e teşekkür ederim.❤️ ...