Karanlık ve aydınlık birbirine hizmet eder, birlikte var olur. Bu yüzden aydınlık yok olduğunda beraberinde karanlık da yok olur, tıpkı karanlık yok olduğunda beraberinde aydınlığın da yok olacağı gibi. O, titanyumdu. İçinde aydınlığın da karanlığın da var olduğu, insanlığın en üst versiyonu olan kadın, titanyumdu. Kimilerine göre tehditti, kimilerine göre deli, kimilerine göre babasının kızı, kimilerine göre eşsiz bir deha, kimilerine göre kahraman, kimilerine göre kalpsiz, kimilerine göre çılgının teki. Kırık camlardan yapılmıştı elinde tuttuğu kılıç. Evrenin yüreğiyle bağlıydı, kendi yüreğini hissedemese de. Hayattı ve ölümdü. Kurtuluş ve kıyametti. Dünyaya nam salmış süper kahraman Iron Man'in kızı, Astrea Maren Stark, kontrol altında tutulamayacak her şeydi. Güneş batarken üzerine ay ışığı düştü. Kurtarıcı Yenilmez. Atlantis. Astrea Stark. O en sona gelindiğinde bile çıkış yolu bulandı, vazgeçmekten habersiz olan, bir elinde yıldızları, diğer elinde cehennemi tutandı. Ona bu adların takılmasının elbette bir sebebi vardı, evren hiçbir şeyi sebepsiz yere yapmazdı. Babası, Tony Stark, kızının okyanus gözlerine gururla bakarken ellerini onun omuzlarına yerleştirdi. "Dünyayı kurtarmak için kendi evreninden vazgeçebilecek, bu acıyla başa çıkabilecek tek kişi sensin. Senden başka kimse seçenek bile olamazdı. Tüm acıların arasında ayakta kalan tek kişi sendin, senden başka kim bu bedeli ödeyebilirdi ki?"
36 parts